Share this page:  
 

Multilingual Scriptures

(Compare books in 2 different language versions of your choice)

Comparison Search:

Select Language version and font:
You can only select max. of two versions.
Book:
Chapter:
Verse:
---------
From: To:

Free Search:

Select Language version and font:
Enter search text:

Multilingual Scriptures Home » Turkish Bible » Joshua

Turkish Bible
Chapter # Verse # Verse Detail
11RAB, kulu Musanın ölümünden sonra onun yardımcısı Nun oğlu Yeşuya şöyle seslendi:
12‹‹Kulum Musa öldü. Şimdi kalk, bütün halkla birlikte Şeria Irmağını geç. Size, İsrail halkına vereceğim ülkeye girin.
13Musaya söylediğim gibi, ayak basacağınız her yeri size veriyorum.
14Sınırlarınız çölden Lübnana, büyük Fırat Irmağından -bütün Hitit ülkesi dahil- batıdaki Akdenize kadar uzanacak.
15Yaşamın boyunca hiç kimse sana karşı koyamayacak; nasıl Musa ile birlikte oldumsa, seninle de birlikte olacağım. Seni terk etmeyeceğim, seni yüzüstü bırakmayacağım.
16‹‹Güçlü ve yürekli ol. Çünkü halkı, atalarına vereceğime ant içtiğim ülkeyi miras almaya sen götüreceksin.
17Yeter ki, güçlü ve yürekli ol. Kulum Musanın sana buyurduğu Kutsal Yasanın tümünü yerine getirmeye dikkat et. Gittiğin her yerde başarılı olmak için bu yasadan ayrılma, sağa sola sapma.
18Yasa Kitabında yazılanları dilinden düşürme. Tümünü özenle yerine getirmek için gece gündüz onu düşün. O zaman başarılı olacak ve amacına ulaşacaksın.
19Sana güçlü ve yürekli ol demedim mi? Korkma, yılma. Çünkü Tanrın RAB gideceğin her yerde seninle birlikte olacak.››
110Bunun üzerine Yeşu, halkın görevlilerine şöyle buyurdu:
111‹‹Ordugahın ortasından geçip halka şu buyruğu verin: ‹Kendinize kumanya hazırlayın. Çünkü Tanrınız RABbin size vereceği ülkeye girip orayı mülk edinmek için üç gün sonra Şeria Irmağını geçeceksiniz.› ››
112Yeşu, Ruben ve Gad oymaklarına ve Manaşşe oymağının yarısına da şöyle dedi:
113‹‹RABbin kulu Musanın, ‹Tanrınız RAB bu ülkeyi size verip sizi rahata erdirecek› dediğini anımsayın.
114Kadınlarınız, çocuklarınız ve hayvanlarınız Şeria Irmağının doğusunda, Musanın size verdiği topraklarda kalsın. Ama sizler, bütün yiğit savaşçılar, silahlı olarak kardeşlerinizden önce ırmağı geçip onlara yardım edin.
115RAB sizi rahata erdirdiği gibi, onları da rahata erdirecek. Onlar Tanrınız RABbin vereceği ülkeyi mülk edindikten sonra siz de mülk edindiğiniz topraklara, RABbin kulu Musanın Şeria Irmağının doğusunda size verdiği topraklara dönüp oraya yerleşin.››
116Önderler Yeşuya, ‹‹Bize ne buyurduysan yapacağız›› diye karşılık verdiler, ‹‹Bizi nereye gönderirsen gideceğiz.
117Her durumda Musanın sözünü dinlediğimiz gibi, senin sözünü de dinleyeceğiz. Yeter ki, Musayla birlikte olmuş olan Tanrın RAB seninle de birlikte olsun.
118Sözünü dinlemeyen, buyruklarına karşı gelip başkaldıran ölümle cezalandırılacaktır. Yeter ki, sen güçlü ve yürekli ol.››
21Nun oğlu Yeşu Şittimden gizlice iki casus gönderdi. ‹‹Gidip ülkeyi, özellikle de Erihayı araştırın›› dedi. Böylece yola çıkan casuslar, Rahav adında bir fahişenin evine gidip geceyi orada geçirdiler.
22Bu arada Eriha Kralına, ‹‹Ülkemizi araştırmak üzere bu gece İsrail halkından buraya adamlar geldi›› diye haber verildi.
23Bunun üzerine Eriha Kralı, Rahava, ‹‹Sana gelip evinde kalan o adamları dışarı çıkar›› diye haber gönderdi, ‹‹Çünkü onlar ülkemizi araştırmak için geldiler.››
24İki adamı saklamış olan Rahav, ‹‹Adamların bana geldikleri doğru›› dedi, ‹‹Ama ben nereli olduklarını bilmiyordum.
25Karanlık basar basmaz, kentin kapısı kapanmak üzereyken çıktılar. Nereye gittiklerini bilmiyorum. Hemen peşlerinden giderseniz yetişirsiniz.››
26Aslında kadın onları dama çıkarmış, oraya sermiş olduğu keten saplarının altına gizlemişti.
27Kralın adamlarıysa casusları Şeria Irmağının geçitlerine giden yol boyunca kovaladılar. Onlar kentten çıkar çıkmaz kapı sürgülenmişti.
28Damdaki adamlar yatmadan önce kadın yanlarına çıktı.
29‹‹RABbin bu ülkeyi size verdiğini biliyorum›› dedi, ‹‹Sizden ötürü dehşete kapıldık; ülkede yaşayan herkesin korkudan dizlerinin bağı çözüldü.
210Çünkü Mısırdan çıktığınızda RABbin Kızıldenizi önünüzde nasıl kuruttuğunu, Şeria Irmağının ötesindeki Amorlu iki krala -Sihon ve Oga- neler yaptığınızı, onları nasıl yok ettiğinizi duyduk.
211Bunları duyduğumuzda korkudan dizlerimizin bağı çözüldü. Sizin korkunuzdan kimsede derman kalmadı. Çünkü Tanrınız RAB hem yukarıda göklerde, hem de aşağıda yeryüzünde Tanrıdır.
212Size iyilik ettiğim gibi, siz de aileme iyilik edeceğinize lütfen RAB adına ant için. Annemi, babamı, erkek ve kız kardeşlerimle ailelerini ölümden kurtarıp hepimizi sağ bırakacağınıza ilişkin bana güvenilir bir işaret verin.››
214Adamlar, ‹‹Eğer bu yaptıklarımızı açığa vurmazsanız, yerinize ölmeye hazırız›› dediler, ‹‹RAB bu ülkeyi bize verdiğinde sana iyilik edip sözümüzü tutacağız.››
215Kent surlarında bir evde oturan Rahav, adamları iple pencereden aşağı indirdi.
216Onlara, ‹‹Dağa çıkın, yoksa sizi kovalayanlarla karşılaşabilirsiniz›› dedi, ‹‹Onlar dönene kadar üç gün orada saklanın. Sonra yolunuza devam edersiniz.››
217Adamlar Rahava, ‹‹Bize içirdiğin andı tutmasına tutarız›› dediler,
218‹‹Ama ülkeye girdiğimizde şu kırmızı ipi bizi indirdiğin pencereye bağla. Anneni, babanı, kardeşlerinle babanın bütün ev halkını yanına, kendi evine topla.
219Evinin kapısından dışarıya çıkan, kendi kanından sorumlu olacak; böyle biri için sorumluluk kabul etmeyiz. Ama seninle birlikte evinde olan herhangi birine gelecek zarardan biz sorumluyuz.
220Ancak bu yaptıklarımızı açığa vurursan, içirdiğin ant bizi bağlamaz.››
221Kadın, ‹‹Dediğiniz gibi olsun›› diye karşılık verdi. Onları yola çıkarıp uğurladıktan sonra kırmızı ipi pencereye bağladı.
222Adamlar ayrılıp dağa çıktılar; kendilerini kovalayanlar dönünceye dek üç gün orada kaldılar. Kovalayanlar yol boyu onları aradılarsa da bulamadılar.
223İki adam geri dönmek üzere dağdan indi. Irmağı geçip Nun oğlu Yeşunun yanına vardılar ve başlarından geçen her şeyi ona anlattılar.
224Yeşu'ya, ‹‹RAB gerçekten bütün ülkeyi elimize teslim etti›› dediler, ‹‹Orada yaşayan herkesin korkudan dizlerinin bağı çözüldü.››
31Sabah erkenden kalkan Yeşu, bütün İsrail halkıyla birlikte Şittimden yola çıkıp Şeria Irmağına kadar geldi. Irmağı geçmeden orada konakladılar.
32Üçüncü günün sonunda ordugahı baştan başa geçen görevliler
33halka, ‹‹Levili kâhinlerin Tanrınız RABbin Antlaşma Sandığını yüklendiklerini gördüğünüzde siz de yerinizden kalkıp sandığı izleyin›› diye buyurdular,
34‹‹Böylece hangi yöne gideceğinizi bileceksiniz. Çünkü daha önce bu yoldan hiç geçmediniz. Ama Antlaşma Sandığına yaklaşmayın; sandıkla aranızda iki bin arşın kadar bir aralık kalsın.››
35Yeşu halka, ‹‹Kendinizi kutsayın›› dedi, ‹‹Çünkü RAB yarın aranızda mucizeler yaratacak.››
36Yeşu kâhinlere, ‹‹Antlaşma Sandığını yüklenip halkın önüne geçin›› dedi. Böylece kâhinler sandığı yüklenip halkın önünde yürümeye başladılar.
37Bu arada RAB Yeşuya şöyle dedi: ‹‹Musayla birlikte olduğum gibi, seninle de birlikte olduğumu anlamaları için bugün seni bütün İsrail halkının gözünde yüceltmeye başlayacağım.
38Antlaşma Sandığını taşıyan kâhinlere, ‹Şeria Irmağının kıyısına varınca suda biraz ilerleyip durun› diye buyruk ver.››
39Yeşu İsrail halkına, ‹‹Yaklaşın, Tanrınız RABbin söylediklerini dinleyin›› dedikten sonra ekledi:
310‹‹Yaşayan Tanrının aranızda olduğunu, Kenan, Hitit, Hiv, Periz, Girgaş, Amor ve Yevus halklarını kesinlikle önünüzden süreceğini şundan anlayacaksınız:
311Bütün yeryüzünün Egemenine ait olan Antlaşma Sandığı, sizden önce Şeria Irmağını geçecek.
312Şimdi her oymaktan birer kişi olmak üzere İsrail oymaklarından kendinize on iki adam seçin.
313Bütün yeryüzünün Egemeni RABbin Antlaşma Sandığını taşıyan kâhinlerin ayakları Şeria Irmağının sularına değer değmez, yukarıdan aşağıya akan sular kesilip bir yığın halinde birikecek.››
314Halk Şeria Irmağını geçmek üzere konakladığı yerden yola çıktı. Antlaşma Sandığını taşıyan kâhinler önden gidiyorlardı.
315Sandığı taşıyan kâhinler ırmağın kıyısına varıp suya ayak bastıklarında -Şeria Irmağı, ekin biçme zamanında kabarır, kıyılarını basar-
316ta yukarıdan gelen sular durdu, çok uzaklarda, Saretan yakınında bulunan Adam Kentinde bir yığın halinde yükselmeye başladı. Öyle ki, Arava -Lut- Gölüne akan sular tümüyle kesildi. Halk Erihanın karşısından ırmağı geçti.
317RAB'bin Antlaşma Sandığı'nı taşıyan kâhinler, halkın tamamı ırmağı geçinceye dek kurumuş ırmak yatağının ortasında kıpırdamadan durdular. Böylece bütün İsrail halkı kurumuş ırmak yatağından geçti.
41Halkın tümü Şeria Irmağını geçtikten sonra RAB Yeşuya şöyle seslendi:
42‹‹Her oymaktan birer kişi olmak üzere halktan on iki adam seçin.
43Onlara şunu buyurun: ‹Buradan, Şeria Irmağının ortasından, kâhinlerin ayaklarını sağlam biçimde bastıkları yerden birer taş alın. Bu taşları yanınızda götürüp geceyi geçireceğiniz yere koyun.› ››
44Böylece Yeşu İsrailin her oymağından birer kişi olmak üzere seçtiği on iki adamı çağırdı.
45Onlara, ‹‹Irmağın ortasına, Tanrınız RABbin Antlaşma Sandığına kadar gidin›› diye buyurdu, ‹‹İsrail halkının oymak sayısına göre her biriniz omuzuna birer taş alsın.
46Bunlar sizin için bir anı olacak. Çocuklarınız ilerde, ‹Bu taşların sizin için anlamı ne?› diye sorduklarında,
47onlara diyeceksiniz ki, ‹Şeria Irmağının suları RABbin Antlaşma Sandığının önünde kesildi. Antlaşma Sandığı ırmaktan geçerken akan sular durdu. Bu taşlar sonsuza dek İsrail halkı için bu olayın anısı olacak.› ››
48İsrailliler Yeşunun buyruğunu yerine getirdiler. RABbin Yeşuya söylediği gibi, İsrail oymaklarının sayısına göre Şeria Irmağının ortasından aldıkları on iki taşı konaklayacakları yere götürüp bir araya yığdılar.
49Yeşu ayrıca Şeria Irmağının ortasına, Antlaşma Sandığını taşıyan kâhinlerin durduğu yere on iki taş diktirdi. Bu taşlar bugün de oradadır.
410Böylece RABbin Yeşuya, halka iletilmek üzere buyurduğu her şey yerine getirilinceye dek, sandığı taşıyan kâhinler Şeria Irmağının ortasında durdular. Her şey Musanın Yeşuya buyurduğu gibi yapıldı. Halk da çabucak ırmağı geçti.
411Halkın tümü geçtikten sonra kâhinler RABbin Antlaşma Sandığıyla birlikte halkın önüne geçtiler.
412Ruben ve Gad oymaklarıyla Manaşşe oymağının yarısı, Musanın kendilerine buyurduğu gibi, silahlı olarak İsrail halkının önüne geçtiler.
413Böylece kırk bin kadar silahlı adam savaşmak üzere RABbin önünde Eriha ovalarına girdi.
414RAB o gün Yeşuyu bütün İsrail halkının gözünde yüceltti. Musaya yaşamı boyunca nasıl saygı gösterdilerse, Yeşuya da öyle saygı göstermeye başladılar.
415RAB Yeşuya, ‹‹Levha Sandığını taşıyan kâhinlerin Şeria Irmağından çıkmalarını buyur›› dedi.
417Yeşu da kâhinlere, ‹‹Şeria Irmağından çıkın›› diye buyurdu.
418RABbin Antlaşma Sandığını taşıyan kâhinler Şeria Irmağının ortasından ayrılıp karaya ayak basar basmaz ırmağın suları eskisi gibi akmaya ve kıyıları basmaya başladı.
419Halk Şeria Irmağını birinci ayın onuncu günü geçip Gilgalda, Erihanın doğu sınırında konakladı.
420Yeşu ırmaktan alınan on iki taşı Gilgala dikti.
421Sonra İsrail halkına şöyle dedi: ‹‹Çocuklarınız bir gün size, ‹Bu taşların anlamı nedir?› diye soracak olurlarsa,
422onlara, ‹İsrail halkı Şeria Irmağının kurumuş yatağından geçti› diyeceksiniz.
423‹Tanrınız RAB Kızıldenizi geçişimiz boyunca önümüzde nasıl kuruttuysa, Şeria Irmağını da geçişiniz boyunca önünüzde kuruttu.
424Öyle ki, yeryüzünün bütün halkları RAB'bin ne denli güçlü olduğunu anlasın; siz de Tanrınız RAB'den her zaman korkasınız!› ››
51RABbin Şeria Irmağının sularını İsraillilerin önünde, halkın geçişi boyunca nasıl kuruttuğunu duyan batı yakasındaki Amorlu krallarla Akdeniz kıyısındaki Kenanlı krallar, İsraillilerden ötürü can derdine düştüler; korkudan dizlerinin bağı çözüldü.
52Bu arada RAB, Yeşuya şöyle seslendi: ‹‹Kendine taştan bıçaklar yap ve İsraillileri eskisi gibi sünnet et.››
53Böylece Yeşu taştan yaptığı bıçaklarla İsraillileri Givat-Haaralotta sünnet etti.
54Bunu yapmasının nedeni şuydu: İsrailliler Mısırdan çıktıklarında savaşabilecek yaştaki bütün erkekler, Mısırdan çıktıktan sonra çölden geçerken ölmüşlerdi.
55Mısırdan çıkan erkeklerin hepsi sünnetliydi. Ama Mısırdan çıktıktan sonra yolda, çölde doğan erkeklerin hiçbiri sünnet olmamıştı.
56İsrailliler Mısırdan çıktıklarında savaşacak yaşta olanların tümü ölünceye dek çölde kırk yıl dolaştılar. Çünkü RABbin sözünü dinlememişlerdi. RAB bize verilmek üzere atalarımıza söz verdiği süt ve bal akan ülkeyi onlara göstermeyeceğine ant içmişti.
57RAB onların yerine çocuklarını yaşattı. Sünnetsiz olan bu çocukları Yeşu sünnet etti. Çünkü yolda sünnet olmamışlardı.
58Bütün erkekler sünnet edildikten sonra yaraları iyileşinceye dek ordugahta kaldılar.
59RAB Yeşuya, ‹‹Mısırda uğradığınız utancı bugün üzerinizden kaldırdım›› dedi. Bugün de oraya Gilgal denmesinin nedeni budur. fiilinden türetilmiştir.
510Gilgalda, Eriha ovalarında konaklamış olan İsrail halkı, ayın on dördüncü gününün akşamı Fısıh Bayramını kutladı.
511Bayramın ertesi günü, tam o gün, ülkenin ürününden mayasız ekmek yaptılar ve kavrulmuş başak yediler.
512Ülkenin ürününden yemeleri üzerine ertesi gün man kesildi. Man kesilince İsrailliler o yıl Kenan topraklarının ürünüyle beslendiler.
513Yeşu Erihanın yakınındaydı. Başını kaldırınca önünde, kılıcını çekmiş bir adam gördü. Ona yaklaşarak, ‹‹Sen bizden misin, karşı taraftan mı?›› diye sordu.
514Adam, ‹‹Hiçbiri›› dedi, ‹‹Ben RABbin ordusunun komutanıyım. Şimdi geldim.›› O zaman Yeşu yüzüstü yere kapanıp ona tapındı. ‹‹Efendimin kuluna buyruğu nedir?›› diye sordu.
515RAB'bin ordusunun komutanı, ‹‹Çarığını çıkar›› dedi, ‹‹Çünkü bastığın yer kutsaldır.›› Yeşu söyleneni yaptı.
61Eriha Kentinin kapıları İsrailliler yüzünden sımsıkı kapatılmıştı. Ne giren vardı, ne de çıkan.
62RAB Yeşuya, ‹‹İşte Erihayı, kralını ve yiğit savaşçılarını senin eline teslim ediyorum›› dedi,
63‹‹Siz savaşçılar, kentin çevresini günde bir kez olmak üzere altı gün dolanacaksınız.
64Koç boynuzundan yapılmış birer boru taşıyan yedi kâhin sandığın önünden gitsin. Yedinci gün kentin çevresini yedi kez dolanın; bu arada kâhinler borularını çalsınlar.
65Kâhinlerin koç boynuzu borularını uzun uzun çaldıklarını işittiğinizde, bütün halk yüksek sesle bağırsın. O zaman kentin surları çökecek ve herkes bulunduğu yerden dosdoğru kente girecek.››
66Nun oğlu Yeşu kâhinleri çağırıp, ‹‹RABbin Antlaşma Sandığını alın›› dedi, ‹‹Yedi kâhin, ellerinde koç boynuzu borularla sandığın önünde yürüsün.››
67Sonra halka, ‹‹Kalkın, kentin çevresini dolanmaya başlayın›› dedi, ‹‹Silahlı öncüler RABbin Sandığının önünden gitsin.››
68Yeşunun bunları halka söylemesinden sonra, koç boynuzu birer boru taşıyan yedi kâhin borularını çalarak RABbin önünde ilerlemeye başladılar. Onları RABbin Antlaşma Sandığı izliyordu.
69Silahlı öncüler boru çalan kâhinlerin önünden, artçılar da sandığın arkasından ilerliyor, bu arada borular çalınıyordu.
610Yeşu halka şu buyruğu verdi: ‹‹Savaş naraları atmayın, sesinizi yükseltmeyin. ‹Bağırın› diyeceğim güne dek ağzınızdan tek bir söz çıkmasın. Buyruğumu duyunca bağırın.››
611Halk RABbin Sandığıyla birlikte kentin çevresini bir kez dolandı, sonra ordugaha dönüp geceyi orada geçirdi.
612Ertesi sabah Yeşu erkenden kalktı. Kâhinler de RABbin Sandığını yüklendiler.
613Koç boynuzu borular taşıyan yedi kâhin RABbin Sandığının önünde ilerliyor, bir yandan da borularını çalıyorlardı. Silahlı öncüler onların önünden gidiyor, artçılar da RABbin Sandığını izliyordu. Bu arada borular sürekli çalınıyordu.
614Böylece ikinci gün de kentin çevresini bir kez dolanıp ordugaha döndüler. Aynı şeyi altı gün yinelediler.
615Yedinci gün erkenden, şafak sökerken kalkıp kentin çevresini aynı şekilde yedi kez dolandılar. Kentin çevresini yalnız o gün yedi kez dolandılar.
616Kâhinler yedinci turda borularını çalınca, Yeşu halka, ‹‹Bağırın! RAB kenti size verdi›› dedi,
617‹‹Kent, içindeki her şeyle birlikte, RABbe koşulsuz adanmıştır. Yalnız gönderdiğimiz ulakları saklamış olan fahişe Rahavla evindekiler sağ bırakılacak.
618Sakın RABbe adanan herhangi bir şeye el sürmeyin. Adadığınız şeyleri alırsanız İsrailin ordugahını felakete ve yıkıma sürüklersiniz.
619Bütün altınla gümüş, tunç ve demir eşya RABbe ayrılmıştır. Bunlar RABbin hazinesine girecek.››
620Halk bağırmaya başladı, kâhinler de borularını çaldılar. Boru sesini işiten halk daha yüksek sesle bağırdı. Kentin surları çöktü. Herkes bulunduğu yerden dosdoğru kente girdi. Böylece kenti ele geçirdiler.
621Kadın erkek, genç yaşlı, küçük ve büyük baş hayvanlardan eşeklere dek, kentte ne kadar canlı varsa, hepsini kılıçtan geçirip yok ettiler.
622Yeşu ülkeye casus olarak gönderdiği iki adama, ‹‹O fahişenin evine gidin, ant içtiğiniz gibi, kadını ve bütün yakınlarını dışarı çıkarın›› dedi.
623Eve giren genç casuslar Rahavı, annesini, babasını, erkek kardeşleriyle bütün akrabalarını ve kendisine ait olan her şeyi alıp İsrail ordugahının yakınına getirdiler.
624Sonra kenti içindekilerle birlikte ateşe verdiler. Ancak altını ve gümüşü, tunç ve demir eşyayı RABbin Tapınağının hazinesine koydular.
625Yeşu fahişe Rahava, babasının ev halkıyla yakınlarına dokunmadı. Yeşunun Erihayı araştırmak için gönderdiği ulakları saklayan Rahav, bugün de İsraillilerin arasında yaşıyor.
626Bundan sonra Yeşu şöyle ant içti: ‹‹Bu kenti, Erihayı yeniden kurmaya kalkışan, RABbin lanetine uğrasın. Buna kalkışan kişi büyük oğlunu kaybetme pahasına temel atacak, en küçük oğlunu kaybetme pahasına da kentin kapılarını yerine takacak.››
627RAB Yeşu'yla birlikteydi. Yeşu'nun ünü ülkenin her yanına yayıldı.
71Ne var ki, İsrailliler adanan eşyalar konusunda RABbe ihanet ettiler. Yahuda oymağından Zerah oğlu, Zavdi oğlu, Karmi oğlu Akan adanmış eşyaların bazılarını alınca, RAB İsraillilere öfkelendi.
72Yeşu, Erihadan Beytelin doğusunda, Beytaven yakınındaki Ay Kentine adamlar göndererek, ‹‹Gidip ülkeyi araştırın›› dedi. Adamlar da gidip Ay Kentini araştırdılar.
73Sonra Yeşunun yanına dönerek ona, ‹‹Bütün halkın oraya gidip yorulmasına gerek yok›› dediler, ‹‹Sayısı az olan Ay halkını yenmeye iki üç bin kişi yeter.››
74Kentin üzerine yürüyen üç bin kadar İsrailli, Ay halkının önünde kaçmaya başladı.
75Ay halkı onlardan otuz altı kadarını öldürdü, sağ kalanları da kentin kapısından Şevarime dek kovaladı. Bayırdan aşağı kaçanları öldürdü. Korkudan İsraillilerin dizlerinin bağı çözüldü.
76Bunun üzerine Yeşu giysilerini yırtarak İsrailin ileri gelenleriyle birlikte başından aşağı toprak döküp RABbin Sandığının önünde yüzüstü yere kapandı ve akşama dek bu durumda kaldı.
77Ardından şöyle dedi: ‹‹Ey Egemen RAB, bizi Amorluların eline teslim edip yok etmek için mi Şeria Irmağından geçirdin? Keşke halimize razı olup ırmağın ötesinde kalsaydık.
78Ya Rab, İsrail halkı dönüp düşmanlarının önünden kaçtıktan sonra ben ne diyebilirim!
79Kenanlılar ve ülkede yaşayan öbür halklar bunu duyunca çevremizi kuşatacak, adımızı yeryüzünden silecekler. Ya sen, ya Rab, kendi yüce adın için ne yapacaksın?››
710RAB Yeşuya şöyle karşılık verdi: ‹‹Ayağa kalk! Neden böyle yüzüstü yere kapanıyorsun?
711İsrailliler günah işlediler. Onlarla yaptığım ve yerine getirmelerini buyurduğum antlaşmayı bozdular. Koşulsuz adanmış eşyaların bir kısmını çalıp kendi eşyaları arasına gizlediler ve yalan söylediler.
712İşte bu yüzden İsrailliler düşmana karşı tutunamıyor, arkalarını dönüp düşmanlarının önünden kaçıyor. Çünkü lanete uğradılar. Sizde bulunan adanmış eşyaları yok etmezseniz, artık sizinle birlikte olmayacağım.
713Kalk, halkı kutsa ve onlara de ki, ‹Kendinizi yarın için kutsayın. Çünkü İsrailin Tanrısı RAB şöyle diyor: Ey İsrail, adanmış eşyaların bir kısmını aldınız. Bunları yok etmedikçe düşmanlarınızın karşısında dayanamazsınız.›
714Sabah olunca oymak oymak dizilip sırayla öne çıkacaksınız. RABbin belirleyeceği oymak, boy boy öne çıkacak. RABbin belirleyeceği boy, aile aile öne çıkacak. Yine RABbin belirleyeceği ailenin erkekleri teker teker öne çıkacak.
715Adanmış eşyaları aldığı belirlenen kişi, kendisine ait her şeyle birlikte ateşe atılacak. Çünkü RABbin Antlaşmasını bozup İsrailde iğrenç bir günah işledi.››
716Sabah erkenden kalkan Yeşu, İsrail halkını oymak oymak öne çıkardı. Bunlardan Yahuda oymağı belirlendi.
717Yahuda boylarını teker teker öne çıkardığında, Zerah boyu belirlendi. Zerahlılar aile aile öne çıkarıldığında Zavdi ailesi belirlendi.
718Zavdi ailesinin erkekleri teker teker öne çıkarıldığında Yahuda oymağından Zerah oğlu, Zavdi oğlu, Karmi oğlu Akan belirlendi.
719O zaman Yeşu Akana, ‹‹Oğlum›› dedi, ‹‹İsrailin Tanrısı RABbin hakkı için doğruyu söyle, ne yaptın, söyle bana, benden gizleme.›› İbranice ‹‹İsrailin Tanrısı RABbe yücelik ver››. Bu deyim birine ant içirmek için kullanılırdı.
720Akan, ‹‹Doğru›› diye karşılık verdi, ‹‹İsrailin Tanrısı RABbe karşı günah işledim. Yaptığım şu:
721Ganimetin içinde Şinarfç işi güzel bir kaftan, iki yüz şekel gümüş, elli şekel ağırlığında bir külçe altın görünce dayanamayıp aldım. En altta gümüş olmak üzere, tümünü çadırımın ortasında toprağa gömdüm.››
722Yeşunun görevlendirdiği adamlar hemen çadıra koştular. Gömülmüş eşyaları orada buldular. Gümüş en alttaydı.
723Tümünü çadırdan çıkardılar, Yeşuya ve İsrail halkına getirip RABbin önünde yere serdiler.
724Yeşu ile İsrail halkı, Zerah oğlu Akanı, gümüşü, altın külçeyi, kaftanı, Akanın oğullarıyla kızlarını, sığır ve davarlarıyla eşeğini, çadırıyla bütün eşyalarını alıp Akor Vadisine götürdüler.
725Yeşu Akana, ‹‹Bizi neden bu felakete sürükledin?›› dedi, ‹‹RAB de bugün seni felakete sürükleyecek.›› Ardından bütün İsrail halkı Akanı taşa tuttu; kendisine ait ne varsa taşlayıp yaktı.
726Akan'ın üzerine taşlardan büyük bir yığın yaptılar. Bu yığın bugün de duruyor. Bunun üzerine RAB'bin öfkesi dindi. Oranın bugün de Akor Vadisi diye anılmasının nedeni budur.
81RAB Yeşuya, ‹‹Korkma, yılma›› dedi, ‹‹Bütün savaşçılarını yanına alıp Ay Kentinin üzerine yürü. Ay Kralını, halkını ve kenti bütün topraklarıyla birlikte sana teslim ediyorum.
82Erihaya ve kralına ne yaptıysan, Ay Kentine ve kralına da aynısını yap. Ama mal ve hayvanlardan oluşan ganimeti kendinize ayırın. Kentin gerisinde pusu kur.››
83Böylece Yeşu bütün savaşçılarıyla birlikte Ay Kentinin üzerine yürümeye hazırlandı. Seçtiği otuz bin yiğit savaşçıyı geceleyin yola çıkarırken
84onlara şöyle buyurdu: ‹‹Gidip kentin gerisinde pusuya yatın. Kentin çok uzağında durmayın. Hepiniz her an hazır olun.
85Ben yanımdaki halkla birlikte kente yaklaşacağım. Bir önceki gibi, düşman kentten çıkıp üzerimize gelince, önlerinde kaçar gibi yapıp
86onları kentten uzaklaştırıncaya dek ardımızdan sürükleyeceğiz. Önceki gibi onlardan kaçtığımızı sanacaklar. Biz kaçar gibi yaparken,
87siz de pusu kurduğunuz yerden çıkıp kenti ele geçirirsiniz. Tanrımız RAB orayı elinize teslim edecek.
88Kenti ele geçirince ateşe verin. RABbin buyruğuna göre hareket edin. İşte buyruğum budur.››
89Ardından Yeşu onları yolcu etti. Adamlar gidip Beytel ile Ay Kenti arasında, Ay Kentinin batısında pusuya yattılar. Yeşu ise geceyi halkla birlikte geçirdi.
810Yeşu sabah erkenden kalkarak halkı topladı. Sonra kendisi ve İsrailin ileri gelenleri önde olmak üzere Ay Kentine doğru yola çıktılar.
811Yeşu, yanındaki bütün savaşçılarla kentin üzerine yürüdü. Yaklaşıp kentin kuzeyinde ordugah kurdular. Kentle aralarında bir vadi vardı.
812Yeşu beş bin kişi kadar bir güce Beytel ile Ay Kenti arasında, kentin batısında pusu kurdurdu.
813Ardından hem kuzeyde ordugah kuranlar, hem batıda pusuya yatanlar savaş düzenine girdiler. Yeşu o gece vadide ilerledi.
814Bunu gören Ay Kralı, kent halkıyla birlikte sabah erkenden kalktı. Zaman yitirmeden, İsraillilere karşı savaşmak üzere Arava bölgesinin karşısında belirlenen yere çıktı. Ne var ki, kentin gerisinde kendisine karşı kurulan pusudan habersizdi.
815Yeşu ile yanındaki İsrailliler, kent halkı önünde bozguna uğramış gibi, çöle doğru kaçmaya başladılar.
816Kentteki bütün halk İsraillileri kovalamaya çağrıldı. Ama Yeşuyu kovalarken kentten uzaklaştılar.
817Ay Kentiyle Beytelden İsraillileri kovalamaya çıkmayan tek kişi kalmamıştı. İsraillileri kovalamaya çıkarlarken kent kapılarını açık bıraktılar.
818RAB Yeşuya, ‹‹Elindeki palayı Ay Kentine doğru uzat; orayı senin eline teslim ediyorum›› dedi. Yeşu elindeki palayı kente doğru uzattı.
819Elini uzatır uzatmaz, pusudakiler yerlerinden fırlayıp kente girdiler; kenti ele geçirip hemen ateşe verdiler.
820Kentliler arkalarına dönüp bakınca, yanan kentten göklere yükselen dumanı gördüler. Çöle doğru kaçan İsrailliler de geri dönüp onlara saldırınca artık kaçacak hiçbir yerleri kalmadı.
821Pusuya yatmış olanların kenti ele geçirdiğini, kentten dumanlar yükseldiğini gören Yeşu ile yanındaki İsrailliler, geri dönüp Ay halkına saldırdılar.
822Kenti ele geçirenler de çıkıp saldırıya katılınca, kent halkı iki yönden gelen İsraillilerin ortasında kaldı. İsrailliler tek canlı bırakmadan hepsini öldürdüler.
823Sağ olarak tutsak aldıkları Ay Kralını Yeşunun önüne çıkardılar.
824İsrailliler Ay Kentinden çıkıp kendilerini kırsal alanlarda ve çölde kovalayanların hepsini kılıçtan geçirdikten sonra kente dönüp geri kalanları da kılıçtan geçirdiler.
825O gün Ay halkının tümü öldürüldü. Öldürülenlerin toplamı, kadın erkek, on iki bin kişiydi.
826Yeşu kentte yaşayanların tümü yok edilinceye dek pala tutan elini indirmedi.
827İsrailliler, RABbin Yeşuya verdiği buyruk uyarınca, kentin yalnız hayvanlarıyla mallarını yağmaladılar.
828Ardından Yeşu Ay Kentini ateşe verdi, yakıp yıkıp viraneye çevirdi. Yıkıntıları bugün de duruyor.
829Ay Kralını ağaca asıp akşama dek orada bırakan Yeşu, güneş batarken cesedi ağaçtan indirerek kent kapısının dışına attırdı. Cesedin üzerine taşlardan büyük bir yığın yaptılar. Bu yığın bugün de duruyor.
830Bundan sonra Yeşu Eval Dağında İsrailin Tanrısı RABbe bir sunak yaptı.
831Sunak, RABbin kulu Musanın İsrail halkına verdiği buyruk uyarınca, Musanın Yasa Kitabında yazıldığı gibi yontulmamış, demir alet değmemiş taşlardan yapıldı. RABbe orada yakmalık sunular sundular, esenlik kurbanları kestiler.
832Yeşu Musanın İsrail halkının önünde yazmış olduğu Kutsal Yasanın kopyasını orada taş levhalara yazdı.
833Bütün İsrailliler, ileri gelenleriyle, görevlileriyle ve hakimleriyle birlikte -yabancılar dahil- RABbin Antlaşma Sandığının iki yanında, yüzleri, sandığı taşıyan Levili kâhinlere dönük olarak dizildiler. Halkın yarısı sırtını Gerizim Dağına, öbür yarısı da Eval Dağına verdi. Çünkü RABbin kulu Musa kutsanmaları için bu şekilde durmalarını daha önce buyurmuştu.
834Ardından Yeşu yasanın tümünü, kutsama ve lanetle ilgili bölümleri Yasa Kitabında yazılı olduğu gibi okudu.
835Böylece Yeşu'nun, yabancıların da aralarında bulunduğu kadınlı, çocuklu bütün İsrail topluluğuna, Musa'nın buyruklarından okumadığı tek bir söz kalmadı.
91Şeria Irmağının ötesinde, dağlık bölgede, Şefelada ve Lübnana kadar uzanan Akdeniz kıyısındaki bütün krallar -Hitit, Amor, Kenan, Periz, Hiv ve Yevus kralları- olup bitenleri duyunca,
92Yeşuya ve İsrail halkına karşı hep birlikte savaşmak için bir araya geldiler.
93Givon halkı ise Yeşunun Eriha ve Ay kentlerine yaptıklarını duyunca
94hileye başvurdu. Kendilerine elçi süsü vererek eşeklerinin sırtına yıpranmış heybeler, eski, yırtık ve yamalı şarap tulumları yüklediler.
95Ayaklarında yıpranmış, yamalı çarıklar, sırtlarında da eski püskü giysiler vardı. Azık torbalarındaki bütün ekmekler kurumuş, küflenmişti.
96Adamlar Gilgaldaki ordugaha, Yeşunun yanına gittiler. Ona ve İsrail halkına, ‹‹Uzak bir ülkeden geldik›› dediler, ‹‹Bizimle bir barış antlaşması yapmanızı istiyoruz.››
97Ama İsrailliler Hivlilere, ‹‹Sizinle neden antlaşma yapalım?›› diye karşılık verdiler, ‹‹Belki de yakınımızda yaşıyorsunuz.››
98Givonlular Yeşuya, ‹‹Biz senin kullarınız›› dediler. Yeşu, ‹‹Kimsiniz, nereden geliyorsunuz?›› diye sordu.
99Onlar da, ‹‹Çok uzak bir ülkeden kalkıp geldik›› dediler. ‹‹Çünkü Tanrın RABbin ününü duyduk. Tanrınla ilgili haberleri, Mısırda yaptığı her şeyi,
910Şeria Irmağının ötesindeki Amorlu iki krala, Heşbon Kralı Sihona ve Aştarotta egemenlik süren Başan Kralı Oga neler yaptığını da duyduk.
911Bunun üzerine önderlerimiz ve ülkemizin bütün halkı bize şöyle dediler: ‹Onları karşılamak için yanınıza yiyecek alıp yola çıkın ve onlara, biz sizin kullarınızız; bunun için bizimle bir barış antlaşması yapmanızı istiyoruz deyin.›
912Size gelmek için yola çıktığımız gün azık olarak evden aldığımız şu ekmekler sıcacıktı. Bakın şimdi, kurumuş, küflenmişler.
913Şarap doldurduğumuz şu tulumlar yeniydi, bakın nasıl sıyrılıp yırtılmış. Bunca yol geldiğimiz için giysilerimiz ve çarıklarımız yıprandı.››
914İsrailliler, RABbe danışmadan Givonluların sunduğu yiyecekleri aldılar.
915Yeşu da onları sağ bırakacağına söz verip onlarla bir barış antlaşması yaptı. Topluluğun önderleri de antlaşmaya bağlı kalacaklarına ant içtiler.
916Ne var ki, antlaşmadan üç gün sonra Givonluların yakında, komşu topraklarda yaşadıklarını öğrendiler.
917Bunun üzerine yola çıkıp üç gün sonra onların kentlerine vardılar. Bu kentler Givon, Kefira, Beerot ve Kiryat-Yearimdi.
918Ancak İsrailliler bunlara dokunmadılar. Çünkü topluluğun önderleri, İsrailin Tanrısı RAB adına ant içmişlerdi. Bu yüzden topluluk önderlere karşı söylenmeye başladı.
919Önderler ise, ‹‹Biz İsrailin Tanrısı RAB adına ant içtik; bu yüzden onlara el süremeyiz›› diye karşılık verdiler,
920‹‹Ant içtiğimiz için onları sağ bırakacağız; yoksa Tanrının gazabına uğrarız.››
921Sonra halka, ‹‹Onları sağ bırakalım›› dediler, ‹‹Ama bütün topluluk için odun kesip su çekmekle görevlendirilsinler.›› Böylece önderler vermiş oldukları sözü tuttular.
922Ardından Yeşu Givonluları çağırıp, ‹‹Yakınımızda yaşadığınız halde neden çok uzaktan geldiğinizi söyleyip bizi aldattınız?›› dedi,
923‹‹Bunun için artık lanetlisiniz. Hep köle kalacaksınız. Tanrımın Tapınağı için odun kesip su çekeceksiniz.››
924Givonlular, ‹‹Efendimiz, Tanrın RABbin kulu Musaya verdiği buyruğu duyduk›› diye karşılık verdiler, ‹‹Musaya bütün ülkeyi size vermesini, ülkede yaşayanların hepsini yok etmenizi buyurduğunu duyduk. Sizden çok korktuk, can korkusuyla böyle davrandık.
925Şimdi senin elindeyiz. Sana göre adil ve doğru olanı yap.››
926Bunun üzerine Yeşu onları İsraillilerin elinden kurtardı, öldürülmelerine izin vermedi.
927O gün onları topluluk için ve gelecekte RAB'bin seçeceği yerde yapılacak RAB'bin sunağı için odun kesip su çekmekle görevlendirdi. Bugün de bu işi yapıyorlar.
101Yeruşalim Kralı Adoni-Sedek, Yeşunun Erihayı ele geçirip kralını ortadan kaldırdığı gibi, Ay Kentini de ele geçirip tümüyle yıktığını, kralını öldürdüğünü, Givon halkının da İsraillilerle bir barış antlaşması yapıp onlarla birlikte yaşadığını duyunca,
102büyük korkuya kapıldı. Çünkü Givon, kralların yaşadığı kentler gibi büyük bir kentti; Ay Kentinden de büyüktü ve yiğit bir halkı vardı.
103Bu yüzden Yeruşalim Kralı Adoni-Sedek, Hevron Kralı Hoham, Yarmut Kralı Piram, Lakiş Kralı Yafia ve Eglon Kralı Devire şu haberi gönderdi:
104‹‹Gelin bana yardım edin, Givona saldıralım. Çünkü Givon halkı Yeşu ve İsrail halkıyla bir barış antlaşması yaptı.››
105Böylece Amorlu beş kral -Yeruşalim, Hevron, Yarmut, Lakiş ve Eglon kralları- ordularını topladılar, hep birlikte gidip Givonun karşısında ordugah kurdular; sonra saldırıya geçtiler.
106Givonlular Gilgalda ordugahta bulunan Yeşuya şu haberi gönderdiler: ‹‹Biz kullarını yalnız bırakma. Elini çabuk tutup yardımımıza gel, bizi kurtar. Çünkü dağlık bölgedeki bütün Amorlu krallar bize karşı birleşti.››
107Bunun üzerine Yeşu bütün savaşçıları ve yiğit adamlarıyla birlikte Gilgaldan yola çıktı.
108Bu arada RAB Yeşuya, ‹‹Onlardan korkma›› dedi, ‹‹Onları eline teslim ediyorum. Hiçbiri sana karşı koyamayacak.››
109Gilgaldan çıkıp bütün gece yol alan Yeşu, Amorlulara ansızın saldırdı.
1010RAB Amorluları İsraillilerin önünde şaşkına çevirdi. İsrailliler de onları Givonda büyük bir bozguna uğrattılar; Beythorona çıkan yol boyunca, Azeka ve Makkedaya dek kovalayıp öldürdüler.
1011RAB İsraillilerden kaçan Amorluların üzerine Beythorondan Azekaya inen yol boyunca gökten iri iri dolu yağdırdı. Yağan dolunun altında can verenler, İsraillilerin kılıçla öldürdüklerinden daha çoktu.
1012RABbin Amorluları İsraillilerin karşısında bozguna uğrattığı gün Yeşu halkın önünde RABbe şöyle seslendi: ‹‹Dur, ey güneş, Givon üzerinde
Ve ay, sen de Ayalon Vadisinde.››
1013Halk, düşmanlarından öcünü alıncaya dek güneş durdu, ay da yerinde kaldı. Bu olay Yaşar Kitabında da yazılıdır. Güneş, yaklaşık bir gün boyunca göğün ortasında durdu, batmakta gecikti.
1014Ne bundan önce, ne de sonra RABbin bir insanın dileğini işittiği o günkü gibi bir gün olmamıştır. Çünkü RAB İsrailden yana savaştı.
1015Yeşu bundan sonra İsrail halkıyla birlikte Gilgaldaki ordugaha döndü.
1016Amorlu beş kral kaçıp Makkedadaki bir mağarada gizlenmişlerdi.
1017Yeşuya, ‹‹Beş kral Makkedadaki bir mağarada gizlenirken bulundu›› diye haber verildi.
1018Yeşu, ‹‹Mağaranın ağzına büyük taşlar yuvarlayın, orayı korumak için adamlar görevlendirin›› dedi,
1019‹‹Ama siz durmayın, düşmanı kovalayın; arkadan saldırıp kentlere ulaşmalarına engel olun. Tanrınız RAB onları elinize teslim etmiştir.››
1020Yeşu ve İsrailliler düşmanı çok ağır bir yenilgiye uğratıp tamamını yok ettiler. Kurtulabilenler surlu kentlere sığındı.
1021Sonra bütün halk güvenlik içinde Makkedadaki ordugaha, Yeşunun yanına döndü. Hiç kimse ağzını açıp İsraillilere karşı bir şey söyleyemedi.
1022Sonra Yeşu adamlarına, ‹‹Mağaranın ağzını açın, beş kralı çıkarıp bana getirin›› dedi.
1023Onlar da beş kralı -Yeruşalim, Hevron, Yarmut, Lakiş ve Eglon krallarını- mağaradan çıkarıp Yeşuya getirdiler.
1024Krallar getirilince, Yeşu bütün İsrail halkını topladı. Savaşta kendisine eşlik etmiş olan komutanlara, ‹‹Yaklaşın, ayaklarınızı bu kralların boyunları üzerine koyun›› dedi. Komutanlar yaklaşıp ayaklarını kralların boyunları üzerine koydular.
1025Yeşu onlara, ‹‹Korkmayın, yılmayın; güçlü ve yürekli olun›› dedi, ‹‹RAB savaşacağınız düşmanların hepsini bu duruma getirecek.››
1026Ardından beş kralı vurup öldürdü ve her birini bir ağaca astı. Akşama dek öylece ağaçlara asılı kaldılar.
1027Yeşunun buyruğu üzerine gün batımında kralların cesetlerini ağaçlardan indirdiler, gizlendikleri mağaraya atıp mağaranın ağzını büyük taşlarla kapadılar. Bu taşlar bugün de orada duruyor.
1028Yeşu aynı gün Makkedayı aldı, kralını ve halkını kılıçtan geçirdi. Kentte tek canlı bırakmadı, hepsini öldürdü. Makkeda Kralına da Eriha Kralına yaptığının aynısını yaptı.
1029Yeşu İsrail halkıyla birlikte Makkedadan Livnanın üzerine yürüyüp kente saldırdı.
1030RAB kenti ve kralını İsraillilerin eline teslim etti. Yeşu kentin bütün halkını kılıçtan geçirdi. Tek canlı bırakmadı. Kentin kralına da Eriha Kralına yaptığının aynısını yaptı.
1031Bundan sonra Yeşu İsrail halkıyla birlikte Livnadan Lakiş üzerine yürüdü. Kentin karşısında ordugah kurup saldırıya geçti.
1032RAB Lakişi İsraillilerin eline teslim etti. Yeşu ertesi gün kenti aldı. Livnada yaptığı gibi, halkı ve kentteki bütün canlıları kılıçtan geçirdi.
1033Bu arada Gezer Kralı Horam Lakişe yardıma geldi. Yeşu onu ve ordusunu yenilgiye uğrattı; kimseyi sağ bırakmaksızın hepsini öldürdü.
1034İsrail halkıyla birlikte Lakişten Eglon üzerine yürüyen Yeşu, kentin karşısında ordugah kurup saldırıya geçti.
1035Kenti aynı gün ele geçirdiler. Lakişte yaptığı gibi, halkı ve kentteki bütün canlıları o gün kılıçtan geçirip yok ettiler.
1036Ardından Yeşu İsrail halkıyla birlikte Eglondan Hevron üzerine yürüyüp saldırıya geçti.
1037Kenti aldılar, kralını, halkını ve köylerindeki bütün canlıları kılıçtan geçirdiler. Eglonda yaptıkları gibi, herkesi öldürdüler; kimseyi sağ bırakmadılar.
1038Bundan sonra Yeşu İsrail halkıyla birlikte geri dönüp Devire saldırdı.
1039Kralıyla birlikte Deviri ve köylerini alıp bütün halkı kılıçtan geçirdi; tek canlı bırakmadı, hepsini öldürdü. Hevrona, Livnaya ve kralına ne yaptıysa, Devire ve kralına da aynısını yaptı.
1040Böylece Yeşu dağlık bölge, Negev, Şefela ve dağ yamaçları dahil, bütün ülkeyi ele geçirip buralardaki kralların tümünü yenilgiye uğrattı. Hiç kimseyi esirgemedi. İsrailin Tanrısı RABbin buyruğu uyarınca kimseyi sağ bırakmadı, hepsini öldürdü.
1041Kadeş-Barneadan Gazzeye kadar, Givona kadar uzanan bütün Goşen bölgesini egemenliği altına aldı.
1042Bütün bu kralları ve topraklarını tek bir savaşta ele geçirdi. Çünkü İsrailin Tanrısı RAB İsrailden yana savaşmıştı.
1043Ardından Yeşu İsrail halkıyla birlikte Gilgal'daki ordugaha döndü.
111Olup bitenleri duyan Hasor Kralı Yavin, Madon Kralı Yovava, Şimron ve Akşaf krallarına,
112dağlık kuzey bölgesinde, Kinneret Gölünün güneyindeki Aravada, Şefelada ve batıda Dor Kenti sırtlarındaki krallara,
113doğu ve batı bölgelerindeki Kenan, Amor, Hitit, Periz halklarına ve dağlık bölgedeki Yevuslularla Hermon Dağının eteğindeki Mispa bölgesinde yaşayan Hivlilere haber gönderdi.
114Bu krallar bütün ordularıyla, kıyıların kumu kadar sayısız askerleriyle, çok sayıdaki at ve savaş arabalarıyla yola çıktılar.
115Bütün bu krallar İsraillilere karşı savaşmak üzere birleşerek Merom suları kıyısına gelip hep birlikte ordugah kurdular.
116Bu arada RAB Yeşuya, ‹‹Onlardan korkma›› diye seslendi, ‹‹Onların hepsini yarın bu saatlerde İsrailin önünde yere sereceğim. Atlarını sakatlayıp savaş arabalarını ateşe ver.››
117Böylece Yeşu bütün ordusuyla birlikte Merom suları kıyısındaki kralların üzerine beklenmedik bir anda yürüdü ve onlara saldırdı.
118RAB onları İsraillilerin eline teslim etti. Onları bozguna uğratan İsrailliler, kaçanları Büyük Saydaya, Misrefot-Mayime ve doğuda Mispe Vadisine kadar kovalayıp öldürdüler; kimseyi sağ bırakmadılar.
119Yeşu, RABbin kendisine buyurduğu gibi yaptı, atlarını sakatladı, savaş arabalarını ateşe verdi.
1110Yeşu bundan sonra geri dönüp Hasoru ele geçirdi, Hasor Kralını kılıçla öldürdü. Çünkü Hasor eskiden bütün bu krallıkların başıydı.
1111İsrailliler kentteki bütün canlıları kılıçtan geçirip yok ettiler. Soluk alan bir tek kişiyi esirgemediler. Ardından Yeşu Hasoru ateşe verdi.
1112Böylece bütün bu kentlerle krallarını ele geçirdi. RABbin kulu Musanın buyruğu uyarınca hepsini kılıçtan geçirip yok etti.
1113Ancak, İsrailliler, Yeşunun ateşe verdiği Hasor dışında, tepe üzerinde kurulu kentlerden hiçbirini ateşe vermediler.
1114Bu kentlerdeki bütün mal ve hayvanları ganimet olarak aldılar, insanların tümünü ise kılıçtan geçirip öldürdüler; soluk alan bir tek kişiyi esirgemediler.
1115RABbin kulu Musa RABden aldığı buyrukları Yeşuya aktarmıştı. Yeşu bunlara uydu ve RABbin Musaya buyurduklarını eksiksiz yerine getirdi.
1116Böylece Yeşu, dağlık bölge, bütün Negev ve Goşen bölgesi, Şefela, Arava ve İsrail dağlarıyla bu dağların etekleri, Seir yönünde yükselen Halak Dağından Hermon Dağının altındaki Lübnan Vadisinde bulunan Baal-Gata varıncaya dek bütün toprakları ele geçirdi. Buraların krallarını yakalayıp öldürdü.
1118Yeşu bu krallarla uzun süre savaştı.
1119Givonda yaşayan Hivliler dışında, İsraillilerle barış antlaşması yapan bir kent olmadı. İsrailliler öbür kentlerin hepsini savaşarak aldılar.
1120Çünkü onları İsraile karşı savaşmaya kararlı yapan RABbin kendisiydi. Böylece RABbin Musaya buyurduğu gibi, İsrailliler onlara acımadı, hepsini öldürüp yok ettiler.
1121Yeşu bundan sonra Anaklıların üzerine yürüdü. Onları dağlık bölgeden, Hevron, Devir ve Anavdan, Yahuda ve İsrailin bütün dağlık bölgelerinden söküp attı. Kentleriyle birlikte onları tümüyle yok etti.
1122İsraillilerin elindeki topraklarda hiç Anaklı kalmadı. Yalnız Gazze, Gat ve Aşdotta sağ kalanlar oldu.
1123RAB'bin Musa'ya söylediği gibi, Yeşu bütün ülkeyi ele geçirdi ve İsrail oymakları arasında mülk olarak bölüştürdü. Böylece savaş sona erdi, ülke barışa kavuştu.
121İsraillilerin bozguna uğrattığı, Şeria Irmağının doğusunda, Aravanın bütün doğusu ile Arnon Vadisinden Hermon Dağına kadar topraklarını ele geçirdiği krallar şunlardır:
122Heşbonda oturan Amorluların Kralı Sihon: Krallığı Arnon Vadisi kıyısındaki Aroerden -vadinin ortasından- başlıyor, Ammonluların sınırı olan Yabbuk Irmağına dek uzanıyor, Gilatın yarısını içine alıyordu. Arava bölgesinin doğusu da ona aitti. Burası Kinneret Gölünden Arava -Lut- Gölüne uzanıyor, doğuda Beytyeşimota, güneyde de Pisga Dağının yamaçlarına varıyordu.
124Sağ kalan Refalılardan, Aştarot ve Edreide oturan Başan Kralı Og:
125Kral Og, Hermon Dağı, Salka, Geşurlularla Maakalıların sınırına kadar bütün Başanı ve Heşbon Kralı Sihonun sınırına kadar uzanan Gilatın yarısını yönetiyordu.
126RABbin kulu Musanın ve İsraillilerin yenilgiye uğrattığı krallar bunlardı. RABbin kulu Musa bunların topraklarını Ruben ve Gad oymaklarıyla Manaşşe oymağının yarısına mülk olarak verdi.
127Lübnan Vadisindeki Baal-Gattan, Seir yönünde yükselen Halak Dağına kadar Şeria Irmağının batısında bulunan toprakların kralları -Yeşu ve İsraillilerin yenilgiye uğrattığı kralları- şunlardır: -Yeşu, Hitit, Amor, Kenan, Periz, Hiv ve Yevus halklarına ait dağlık bölgeyi, Şefelayı, Arava bölgesini, dağ yamaçlarını, çölü ve Negevi İsrail oymakları arasında mülk olarak bölüştürdü.-
129Eriha Kralı, Beytel yakınındaki Ay Kentinin Kralı,
1210Yeruşalim Kralı, Hevron Kralı,
1211Yarmut Kralı, Lakiş Kralı,
1212Eglon Kralı, Gezer Kralı,
1213Devir Kralı, Geder Kralı,
1214Horma Kralı, Arat Kralı,
1215Livna Kralı, Adullam Kralı,
1216Makkeda Kralı, Beytel Kralı,
1217Tappuah Kralı, Hefer Kralı,
1218Afek Kralı, Şaron Kralı,
1219Madon Kralı, Hasor Kralı,
1220Şimron-Meron Kralı, Akşaf Kralı,
1221Taanak Kralı, Megiddo Kralı,
1222Kedeş Kralı, Karmeldeki Yokneam Kralı,
1223Dor sırtlarındaki Dor Kralı, Gilgaldaki Goyim Kralı
1224ve Tirsa Kralı. Toplam otuz bir kral.
131Yeşu kocamış, yaşı hayli ilerlemişti. RAB ona, ‹‹Artık yaşlandın, yaşın hayli ilerledi›› dedi, ‹‹Ama mülk olarak alınacak daha çok toprak var.
132‹‹Alınacak topraklar şunlardır: Bütün Filist ve Geşur bölgeleri;
133-Mısırın doğusundaki Şihor Irmağından, kuzeyde Ekron sınırlarına kadar uzanan bölge Kenanlılara ait sayılırdı.- Gazze, Aşdot, Aşkelon, Gat ve Ekron adlı beş Filist beyliği ve Avlıların toprakları;
134güneyde bütün Kenan toprakları; Afeke, yani Amor sınırına kadar, Saydalılara ait olan Meara;
135Gevalıların toprakları; Hermon Dağı eteğindeki Baal-Gattan Levo-Hamata kadar doğu yönündeki bütün Lübnan toprakları.
136Lübnandan Misrefot-Mayime dek uzanan dağlık bölgede yaşayanları, bütün Saydalıları İsraillilerin önünden söküp atacağım. Sana buyurduğum gibi, buraları kura ile İsrailliler arasında mülk olarak bölüştür.
137‹‹Bu toprakları şimdiden dokuz oymakla Manaşşe oymağının yarısı arasında mülk olarak bölüştür.››
138Manaşşe oymağının öbür yarısı ile Ruben ve Gad oymakları, RABbin kulu Musanın Şeria Irmağının doğusundaki toprakları kendilerine vermesiyle mülkten paylarını almışlardı.
139Bu topraklar şunlardır: Arnon Vadisi kıyısında Aroerden vadinin ortasındaki kentle Divona kadar uzanan Medeva Yaylası;
1310Heşbonda egemenlik sürmüş olan Amor Kralı Sihonun Ammon sınırına kadar uzanan bütün kentleri;
1311Gilat, Geşur ve Maaka toprakları, Hermon Dağıyla Salkaya kadar bütün Başan;
1312sağ kalan Refalılardan biri olup Aştarot ve Edreide egemenlik sürmüş olan Kral Ogun Başanda kalan topraklarının tümü. Musanın, krallarını yenilgiye uğratıp ele geçirdiği topraklar bunlardı.
1313İsrailliler Geşurluları ve Maakalıları topraklarından sürmediler; bunlar bugün de İsrailliler arasında yaşıyorlar.
1314Musa, yalnız Levi oymağına topraktan pay vermedi. RABden aldığı buyruğa göre, Levililerin payı İsrailin Tanrısı RAB için yakılan sunulardı.
1315Musanın boy sayısına göre Ruben oymağına verdiği topraklar şunlardır:
1316Arnon Vadisi kıyısında Aroerden vadinin ortasındaki kente kadar uzanan bölgeyle Medevanın çevresindeki yaylanın tümü;
1317Heşbon ve buna bağlı yayladaki bütün kentler; Divon, Bamot-Baal, Beytbaal-Meon,
1318Yahsa, Kedemot, Mefaat,
1319Kiryatayim ve Sivma, vadideki tepede kurulu Seret-Şahar,
1320Beytpeor, Pisga yamaçları, Beytyeşimot,
1321yayladaki kentlerle Heşbonda egemenlik sürmüş olan Amor Kralı Sihonun bütün ülkesi. Musa Sihonu ve Sihonun egemenliği altındaki topraklarda yaşayan Midyan beylerini -Evi, Rekem, Sur, Hur ve Revayı- yenilgiye uğratmıştı.
1322Öldürülenler arasında İsraillilerin kılıçtan geçirdiği Beor oğlu falcı Balam da vardı.
1323Rubenoğullarının sınırı Şeria Irmağına dayanıyordu. Rubenoğullarına, boy sayısına göre köyleriyle birlikte mülk olarak verilen kentler bunlardı.
1324Musa Gad oymağına da boy sayısına göre miras verdi.
1325Verdiği topraklar şunlardı: Yazer bölgesi, bütün Gilat kentleri, Rabba yakınındaki Aroere kadar uzanan Ammonlulara ait toprakların yarısı;
1326Heşbondan Ramat-Mispeye ve Betonime, Mahanayimden Devir sınırına kadarki bölge;
1327Şeria Ovasındaki Beytharam, Beytnimra, Sukkot, Safon, Heşbon Kralı Sihonun topraklarından geri kalan bölüm, Kinneret Gölünün güney ucuna kadar uzanan Şeria Irmağının doğu yakası.
1328Gadoğullarına, boy sayısına göre köyleriyle birlikte mülk olarak verilen kentler bunlardı.
1329Musa, Manaşşe oymağının yarısına boy sayısına göre topraktan miras vermişti.
1330Bu topraklar Mahanayimden başlıyor, Başan Kralı Ogun ülkesini -bütün Başanı- ve Yairin Başandaki yerleşim birimlerinin tümünü, yani toplam altmış kenti,
1331Gilatın yarısını, Başan Kralı Ogun egemenliğindeki Aştarot ve Edrei kentlerini içine alıyordu. Buralar, Manaşşe oğlu Makirin soyuna, boy sayısına göre Makiroğullarının yarısına ayrılmıştı.
1332Musanın, Erihanın doğusunda, Şeria Irmağının ötesinde kalan Moav ovalarındayken bölüştürdüğü topraklar bunlardır.
1333Ama Levi oymağına topraktan pay vermedi. Söz verdiği gibi, onların mirası İsrail'in Tanrısı RAB'bin kendisidir.
141İsraillilerin Kenanda mülk edindiği topraklara gelince, bu topraklar Kâhin Elazar, Nun oğlu Yeşu ve İsrail oymaklarının boy başları tarafından miras olarak İsrailliler arasında bölüştürülmüştür.
142RABbin Musa aracılığıyla buyurduğu gibi, paylar dokuz oymakla bir oymağın yarısı arasında kura ile bölüştürüldü.
143Çünkü Musa iki oymakla yarım oymağın payını Şeria Irmağının doğusunda vermişti. Ama onlarla birlikte Levililere mülkten pay vermemişti.
144Yusufun soyundan gelenler, Manaşşe ve Efrayim diye iki oymak oluşturuyordu. Levililere de yerleşecekleri kentler ve bu kentlerin çevresinde büyük ve küçük baş hayvanlarına ayrılan otlaklar dışında topraktan pay verilmedi.
145İsrailliler, RABbin Musaya verdiği buyruğa göre hareket edip ülkeyi paylaştılar.
146Bu arada Yahudaoğulları Gilgalda bulunan Yeşunun yanına geldiler. Kenizli Yefunne oğlu Kalev Yeşuya şöyle dedi: ‹‹RABbin Kadeş-Barneada Tanrı adamı Musaya senin ve benim hakkımda neler söylediğini biliyorsun.
147RABbin kulu Musa ülkeyi araştırmak üzere beni Kadeş-Barneadan gönderdiğinde kırk yaşındaydım. Gördüklerimi ona açık yüreklilikle ilettim.
148Ne var ki, benimle gelmiş olan soydaşlarım halkı korkuya düşürdüler. Ama ben tümüyle Tanrım RABbin yolundan gittim.
149Bu nedenle Musa o gün, ‹Tümüyle Tanrım RABbin yolundan gittiğin için ayak bastığın topraklar sonsuza dek sana ve oğullarına mülk olacak› diye ant içti.
1410RAB sözünü tuttu, beni yaşattı. İsrailliler çölden geçerken RABbin Musaya bu sözleri söylediği günden bu yana kırk beş yıl geçti. Şimdi seksen beş yaşındayım.
1411Bugün de Musanın beni gönderdiği günkü kadar güçlüyüm. O günkü gibi hâlâ savaşa gidip gelecek güçteyim.
1412RABbin o gün söz verdiği gibi, bu dağlık bölgeyi şimdi bana ver. Orada Anaklıların yaşadığını ve surlarla çevrili büyük kentleri olduğunu o gün sen de duymuştun. Belki RAB bana yardım eder de, Onun dediği gibi, onları oradan sürerim.››
1413Yeşu Yefunne oğlu Kalevi kutsadı ve Hevronu ona mülk olarak verdi.
1414Böylece Hevron bugün de Kenizli Yefunne oğlu Kalevin mülküdür. Çünkü o, tümüyle İsrailin Tanrısı RABbin yolundan gitti.
1415Hevron'un eski adı Kiryat-Arba'ydı. Arba, Anaklılar'ın en güçlü adamının adıydı. Böylece savaş sona erdi ve ülke barışa kavuştu.
151Boy sayısına göre Yahuda oymağına verilen bölge, güneyde Edom sınırına, en güneyde de Zin Çölüne kadar uzanıyordu.
152Güney sınırları, Lut Gölünün güney ucundaki körfezden başlayıp
153Akrep Geçidinin güneyine, oradan da Zin Çölüne geçiyor, Kadeş-Barneanın güneyinden Hesrona ve Addara çıkıyor, oradan da Karkaya kıvrılıyor,
154Asmonu aşıp Mısır Vadisine uzanıyor ve Akdenizde son buluyordu. Güney sınırları buydu.
155Doğu sınırı, Lut Gölü kıyısı boyunca Şeria Irmağının ağzına kadar uzanıyordu. Kuzey sınırı, Şeria Irmağının göl ağzındaki körfezden başlıyor,
156Beythoglaya ulaşıp Beytaravanın kuzeyinden geçiyor, Ruben oğlu Bohanın taşına varıyordu.
157Sınır, Akor Vadisinden Devire çıkıyor, vadinin güneyinde Adummim Yokuşu karşısındaki Gilgala doğru kuzeye yöneliyor, buradan Eyn-Şemeş sularına uzanarak Eyn-Rogele dayanıyordu.
158Sonra Ben-Hinnom Vadisinden geçerek Yevus Kentinin -Yeruşalimin- güney sırtlarına çıkıyor, buradan Refaim Vadisinin kuzey ucunda bulunan Hinnom Vadisinin batısındaki dağın doruğuna yükseliyor,
159oradan da Neftoah sularının kaynağına kıvrılıyor, Efron Dağındaki kentlere uzanarak Baalaya -Kiryat-Yearime- dönüyordu.
1510Baaladan batıya, Seir Dağına yönelen sınır, Yearim -Kesalon- Dağının kuzey sırtları boyunca uzanarak Beytşemeşe iniyor, Timnaya varıyordu.
1511Sonra Ekronun kuzey sırtlarına uzanıyor, Şikerona doğru kıvrılarak Baala Dağına ulaştıktan sonra Yavneele çıkıyor, Akdenizde son buluyordu.
1512Batı sınırı Akdenizin kıyılarıydı. Yahudaoğullarından gelen boyların çepeçevre sınırları buydu.
1513Yeşu, RABden aldığı buyruk uyarınca, Yahuda bölgesindeki Kiryat-Arbayı -Hevronu- Yefunne oğlu Kaleve miras olarak verdi. Arba, Anaklıların atasıydı.
1514Kalev, Anakın üç torununu, onun soyundan gelen Şeşay, Ahiman ve Talmayı oradan sürdü.
1515Oradan eski adı Kiryat-Sefer olan Devir Kenti halkının üzerine yürüdü.
1516Kalev, ‹‹Kiryat-Sefer halkını yenip orayı ele geçirene kızım Aksayı eş olarak vereceğim›› dedi.
1517Kenti Kalevin kardeşi Kenazın oğlu Otniel ele geçirdi. Bunun üzerine Kalev kızı Aksayı ona eş olarak verdi.
1518Kız Otnielin yanına varınca, onu babasından bir tarla istemeye zorladı. Kalev, eşeğinden inen kızına, ‹‹Bir isteğin mi var?›› diye sordu.
1519Kız, ‹‹Bana bir armağan ver›› dedi, ‹‹Madem Negevdeki toprakları bana verdin, su kaynaklarını da ver.›› Böylece Kalev yukarı ve aşağı su kaynaklarını ona verdi.
1520Boy sayısına göre Yahudaoğulları oymağının payı buydu.
1521Yahudaoğulları oymağının Edom sınırlarına doğru en güneyde kalan kentleri şunlardı: Kavseel, Eder, Yagur,
1522Kina, Dimona, Adada,
1523Kedeş, Hasor, Yitnan,
1524Zif, Telem, Bealot,
1525Hasor-Hadatta, Keriyot-Hesron -Hasor-
1526Amam, Şema, Molada,
1527Hasar-Gadda, Heşmon, Beytpelet,
1528Hasar-Şual, Beer-Şeva, Bizyotya,
1529Baala, İyim, Esem,
1530Eltolat, Kesil, Horma,
1531Ziklak, Madmanna, Sansanna,
1532Levaot, Şilhim, Ayin ve Rimmon; köyleriyle birlikte yirmi dokuz kent.
1533Şefeladakiler, Eştaol, Sora, Aşna,
1534Zanoah, Eyn-Gannim, Tappuah, Enam,
1535Yarmut, Adullam, Soko, Azeka,
1536Şaarayim, Aditayim, Gedera ve Gederotayim; köyleriyle birlikte on dört kent.
1537Senan, Hadaşa, Migdal-Gad,
1538Dilan, Mispe, Yokteel,
1539Lakiş, Boskat, Eglon,
1540Kabbon, Lahmas, Kitliş,
1541Gederot, Beytdagon, Naama ve Makkeda; köyleriyle birlikte on altı kent.
1542Livna, Eter, Aşan,
1543Yiftah, Aşna, Nesiv,
1544Keila, Akziv ve Mareşa; köyleriyle birlikte dokuz kent.
1545Kasaba ve köyleriyle birlikte Ekron;
1546Ekronun batısı, Aşdotun çevresindeki bütün köyler;
1547kasaba ve köyleriyle birlikte Aşdot; Mısır Vadisine ve Akdenizin kıyısına kadar kasaba ve köyleriyle birlikte Gazze.
1548Dağlık bölgede Şamir, Yattir, Soko,
1549Danna, Kiryat-Sanna -Devir-
1550Anav, Eştemo, Anim,
1551Goşen, Holon ve Gilo; köyleriyle birlikte on bir kent.
1552Arav, Duma, Eşan,
1553Yanum, Beyttappuah, Afeka,
1554Humta, Kiryat-Arba -Hevron- ve Sior; köyleriyle birlikte dokuz kent.
1555Maon, Karmel, Zif, Yutta,
1556Yizreel, Yokdeam, Zanoah,
1557Kayin, Giva ve Timna; köyleriyle birlikte on kent.
1558Halhul, Beytsur, Gedor,
1559Maarat, Beytanot ve Eltekon; köyleriyle birlikte altı kent.
1560Kiryat-Baal -Kiryat-Yearim- ve Rabba; köyleriyle birlikte iki kent.
1561Çölde Beytarava, Middin, Sekaka,
1562Nivşan, Tuz Kenti ve Eyn-Gedi; köyleriyle birlikte altı kent.
1563Yahudaoğulları Yeruşalim'de yaşayan Yevuslular'ı oradan çıkartamadılar. Yevuslular bugün de Yeruşalim'de Yahudaoğulları'yla birlikte yaşıyorlar.
161Kurada Yusufoğullarına düşen toprakların sınırları, doğuda Eriha sularının doğusundan, Erihadaki Şeria Irmağından başlayarak çöle geçiyor, Erihadan Beytelin dağlık bölgesine çıkıyor,
162Beytelden Luza geçerek Arklıların sınırına, Atarota uzanıyordu.
163Sınır batıda Yafletlilerin topraklarına, Aşağı Beythoron bölgesine, oradan da Gezere iniyor ve Akdenizde son buluyordu.
164Böylece Yusufun soyundan gelen Manaşşe ve Efrayim paylarını almış oldular.
165Boy sayısına göre Efrayimoğullarına pay olarak verilen toprakların sınırları, doğuda Atrot-Addardan yukarı Beythorona kadar uzanarak
166Akdenize varıyordu. Sınır kuzeyde Mikmetatta doğuya, Taanat-Şiloya dönüyor, kentin doğusundan geçip Yanoaha uzanıyor,
167buradan Atarot ve Naaraya iniyor, Erihayı aşarak Şeria Irmağına ulaşıyordu.
168Sınır Tappuahtan batıya, Kana Vadisine uzanıp Akdenizde son buluyordu. Boy sayısına göre Efrayimoğulları oymağının payı buydu.
169Ayrıca Manaşşeoğullarına düşen payda da Efrayimoğullarına ayrılan kentler ve bunlara bağlı köyler vardı.
1610Ne var ki, Efrayimoğulları Gezer'de yaşayan Kenanlılar'ı buradan sürmediler. Kenanlılar bugüne kadar Efrayimoğulları arasında yaşayıp onlara ücretsiz hizmet etmek zorunda kaldılar.
171Yusufun büyük oğlu Manaşşenin oymağı için kura çekildi. -Gilat ve Başan, Manaşşenin ilk oğlu Makire verilmişti. Çünkü Gilatlıların atası olan Makir büyük bir savaşçıydı.-
172Manaşşe soyundan gelen öbürleri -Aviezer, Helek, Asriel, Şekem, Hefer ve Şemidaoğulları- bu kuranın içindeydi. Bunlar boylarına göre Yusuf oğlu Manaşşenin erkek çocuklarıydı.
173Bunlardan Manaşşe oğlu, Makir oğlu, Gilat oğlu, Hefer oğlu Selofhatın erkek çocuğu olmadı; yalnız Mahla, Noa, Hogla, Milka ve Tirsa adında kızları vardı.
174Bunlar, Kâhin Elazara, Nun oğlu Yeşuya ve önderlere gidip şöyle dediler: ‹‹RAB, Musaya erkek akrabalarımızla birlikte bize de mirastan pay verilmesini buyurdu.›› RABbin bu buyruğu üzerine Yeşu, amcalarıyla birlikte onlara da mirastan pay verdi.
175Böylece Manaşşe oymağına Şeria Irmağının doğusundaki Gilat ve Başan bölgelerinden başka on pay verildi.
176Çünkü Manaşşenin kız torunları da erkek torunların yanısıra mirastan pay almışlardı. Gilat bölgesi ise Manaşşenin öbür oğullarına verilmişti.
177Manaşşe sınırı Aşer sınırından Şekem yakınındaki Mikmetata uzanıyor, buradan güneye kıvrılarak Eyn-Tappuah halkının topraklarına varıyordu.
178Tappuah Kentini çevreleyen topraklar Manaşşenindi. Ama Manaşşe sınırındaki Tappuah Kenti Efrayimoğullarına aitti.
179Sonra sınır Kana Vadisine iniyordu. Vadinin güneyinde Manaşşe kentleri arasında Efrayime ait kentler de vardı. Manaşşe sınırları vadinin kuzeyi boyunca uzanarak Akdenizde son buluyordu.
1710Güneydeki topraklar Efrayimin, kuzeydeki topraklarsa Manaşşenindi. Böylece Manaşşe bölgesi Akdenizle, kuzeyde Aşerle ve doğuda İssakarla sınırlanmıştı.
1711İssakar ve Aşere ait topraklardaki Beytşean ve köyleri, Yivleamla köyleri, Dor, yani Dor sırtları halkıyla köyleri, Eyn- Dor halkıyla köyleri, Taanak halkıyla köyleri, Megiddo halkıyla köyleri Manaşşeye aitti.
1712Ne var ki, Manaşşeoğulları bu kentleri tümüyle ele geçiremediler. Çünkü Kenanlılar buralarda yaşamaya kararlıydı.
1713İsrailliler güçlenince, Kenanlıları sürecek yerde, onları angaryasına çalıştırmaya başladılar.
1714Yusufoğulları Yeşuya gelip, ‹‹Mülk olarak bize neden tek kurayla tek pay verdin?›› dediler, ‹‹Çok kalabalığız. Çünkü RAB bizi bugüne dek alabildiğine çoğalttı.››
1715Yeşu, ‹‹O kadar kalabalıksanız ve Efrayimin dağlık bölgesi size dar geliyorsa, Perizlilerin ve Refalıların topraklarındaki ormanlara çıkıp kendinize yer açın›› diye karşılık verdi.
1716Yusufoğulları, ‹‹Dağlık bölge bize yetmiyor›› dediler, ‹‹Ancak hem Beytşean ve köylerinde, hem de Yizreel Vadisinde oturanların, ovada yaşayan bütün Kenanlıların demirden savaş arabaları var.››
1717Yeşu Yusufoğullarına, Efrayim ve Manaşşe oymaklarına şöyle dedi: ‹‹Kalabalıksınız ve çok güçlüsünüz. Tek kuraya kalmayacaksınız.
1718Dağlık bölge de sizin olacak. Orası ormanlıktır, ama ağaçları kesip açacağınız bütün topraklar sizin olur. Kenanlılar güçlüdür, demirden savaş arabalarına sahiptirler ama, yine de onları sürersiniz.››
181Ülkenin denetimini eline geçiren İsrail topluluğu Şiloda bir araya geldi. Orada Buluşma Çadırını kurdular.
182Ne var ki, mülkten henüz paylarını almamış yedi İsrail oymağı vardı.
183Yeşu İsraillilere, ‹‹Bu uyuşukluğu üzerinizden ne zaman atacaksınız, atalarınızın Tanrısı RABbin size verdiği toprakları ele geçirmek için daha ne kadar bekleyeceksiniz?›› dedi.
184‹‹Her oymaktan üçer adam seçin. Onları, ülkeyi incelemeye göndereceğim. Mülk edinecekleri yerlerin sınırlarını belirleyip kayda geçirerek yanıma dönsünler.
185Bu toprakları yedi bölgeye ayırsınlar. Yahuda güney bölgesinde, Yusufoğulları kuzey bölgesinde kalsın.
186Yedi bölgeyi belirleyip kayda geçirdikten sonra, sonucu bana getirin. Burada, Tanrımız RABbin önünde aranızda kura çekeceğim.
187Levililere gelince, onların aranızda payı yoktur; mirasları RAB için kâhinlik yapmaktır. Gad ve Ruben oymaklarıyla Manaşşe oymağının yarısı ise RABbin kulu Musanın Şeria Irmağının doğusunda kendilerine verdiği mülkü almış bulunuyorlar.››
188Yeşu, toprakları kayda geçirmek için yola çıkmak üzere olan adamlara, ‹‹Gidip toprakları inceleyin, kayda geçirip yanıma dönün›› diye buyurdu, ‹‹Sonra burada, Şiloda, RABbin önünde sizin için kura çekeceğim.››
189Adamlar yola çıkıp ülkeyi dolaştılar; kent kent, yedi bölge halinde kayda geçirdikten sonra Şiloda, ordugahta bulunan Yeşunun yanına döndüler.
1810Yeşu Şiloda RABbin önünde onlar için kura çekti ve toprakları İsrail oymakları arasında bölüştürdü.
1811Boy sayısına göre Benyaminoğulları oymağı için kura çekildi. Paylarına düşen bölge Yahudaoğullarıyla Yusufoğullarının toprakları arasında kalıyordu.
1812Topraklarının sınırı kuzeyde Şeria Irmağından başlıyor, Erihanın kuzey sırtlarına doğru yükselerek batıda dağlık bölgeye uzanıyor, Beytaven kırlarında son buluyordu.
1813Sınır oradan Luza -Beytele- Luzun güney sırtlarına geçiyor, Aşağı Beythoronun güneyindeki dağın üzerinde kurulu Atrot-Addara iniyor,
1814bölgenin batısında Beythoronun güneyindeki dağdan güneye dönüyor ve Yahudaoğullarına ait Kiryat-Baal -Kiryat-Yearim- Kentinde son buluyordu. Bu batı tarafıydı.
1815Güney tarafı Kiryat-Yearimin batı varoşlarından başlıyorfı, Neftoah sularının kaynağına uzanıyordu.
1816Sınır buradan Refaim Vadisinin kuzeyindeki Ben-Hinnom Vadisine bakan dağın yamaçlarına varıyor, Hinnom Vadisini geçip Yevusun güney sırtlarına, oradan da Eyn-Rogele iniyordu.
1817Kuzeye kıvrılan sınır Eyn-Şemeş ve Adummim Yokuşunun karşısındaki Gelilota çıkıyor, Ruben oğlu Bohanın taşına iniyor,
1818sonra Arava Vadisinin kuzey sırtlarından geçip Aravaya sarkıyor,
1819buradan Beythoglanın kuzey yamaçlarına geçiyor, Lut Gölünün kuzey körfezinde, Şeria Irmağının güney ağzında bitiyordu. Güney sınırı buydu.
1820Şeria Irmağı doğu sınırını oluşturuyordu. Boy sayısına göre Benyaminoğullarının payına düşen mülkün sınırları çepeçevre buydu. başlayıp batıya yöneliyor.››
1821Boy sayısına göre Benyaminoğulları oymağının payına düşen kentler şunlardı: Eriha, Beythogla, Emek-Kesis,
1822Beytarava, Semarayim, Beytel,
1823Avvim, Para, Ofra,
1824Kefar-Ammoni, Ofni, Geva; köyleriyle birlikte on iki kent.
1825Givon, Rama, Beerot,
1826Mispe, Kefira, Mosa,
1827Rekem, Yirpeel, Tarala,
1828Sela, Haelef, Yevus -Yeruşalim- Givat ve Kiryat; köyleriyle birlikte on dört kent. Boy sayısına göre Benyaminoğulları'nın payı buydu.
191İkinci kura Şimona, boy sayısına göre Şimonoğulları oymağına düştü. Onların payı Yahudaoğullarına düşen payın sınırları içinde kalıyordu.
192Bu pay Beer-Şeva ya da Şeva, Molada,
193Hasar-Şual, Bala, Esem,
194Eltolat, Betul, Horma,
195Ziklak, Beytmarkavot, Hasar-Susa,
196Beytlevaot ve Şaruheni içeriyordu. Köyleriyle birlikte toplam on üç kent.
197Ayin, Rimmon, Eter ve Aşan; köyleriyle birlikte dört kent.
198Baalat-Beer, yani Negevdeki Ramaya kadar uzanan bu kentlerin çevresindeki bütün köyler de Şimonoğullarına aitti. Boy sayısına göre Şimonoğulları oymağının payı buydu.
199Şimonoğullarına verilen pay Yahudaoğullarının payından alınmıştı. Çünkü Yahudaoğullarının payı ihtiyaçlarından fazlaydı. Böylece Şimonoğullarının payı Yahuda oymağının sınırları içinde kalıyordu.
1910Üçüncü kura boy sayısına göre Zevulunoğullarına düştü. Topraklarının sınırı Sarite kadar uzanıyordu.
1911Sınır batıda Maralaya doğru çıkıyor, Dabbeşete erişip Yokneam karşısındaki vadiye uzanıyor,
1912Saritten doğuya, gün doğusuna, Kislot-Tavor sınırına dönüyor, oradan Daverata dayanıyor ve Yafiaya çıkıyordu.
1913Buradan yine doğuya, Gat-Hefer ve Et-Kasine geçiyor, Rimmona uzanıyor, Neaya kıvrılıyordu.
1914Kuzey sınırı buradan Hannatona dönüyor ve Yiftahel Vadisinde son buluyordu.
1915Kattat, Nahalal, Şimron, Yidala ve Beytlehem; köyleriyle birlikte on iki kentti.
1916Boy sayısına göre Zevulunoğullarının payı köyleriyle birlikte bu kentlerdi.
1917Dördüncü kura İssakara, boy sayısına göre İssakaroğullarına düştü.
1918Yizreel, Kesullot, Şunem,
1919Hafarayim, Şion, Anaharat,
1920Rabbit, Kişyon, Eves,
1921Remet, Eyn-Gannim, Eyn-Hadda ve Beytpasses bu sınırların içinde kalıyordu.
1922Sınır Tavor, Şahasima ve Beytşemeş boyunca uzanarak Şeria Irmağında son buluyordu. Köyleriyle birlikte on altı kentti.
1923Boy sayısına göre İssakaroğulları oymağının payı köyleriyle birlikte bu kentlerdi.
1924Beşinci kura boy sayısına göre Aşeroğulları oymağına düştü.
1925Sınırları içindeki kentler Helkat, Hali, Beten, Akşaf,
1926Allammelek, Amat ve Mişaldı. Sınır batıda Karmel ve Şihor-Livnata erişiyordu.
1927Buradan doğuya, Beytdagona dönüyor, Zevulun sınırı ve Yiftahel Vadisi boyunca uzanarak kuzeyde Beytemek ve Neiele ulaşıyordu. Kavulun kuzeyinden,
1928Evron, Rehov, Hammon ve Kanaya geçerek Büyük Saydaya kadar çıkıyordu.
1929Buradan Ramaya dönüyor, sonra surlarla çevrili Sur Kentine uzanıyor, Hosaya dönerek Akziv yöresinde, Akdenizde son buluyordu.
1930Umma, Afek ve Rehov; köyleriyle birlikte yirmi iki kent,
1931boy sayısına göre Aşeroğulları oymağına verilen payın içinde kalıyordu.
1932Altıncı kura Naftaliye, boy sayısına göre Naftalioğullarına düştü.
1933Sınırları Helef ve Saanannimdeki büyük meşe ağacından başlayarak Adami-Nekev ve Yavneel üzerinden Lakkuma uzanıyor, Şeria Irmağında son buluyordu.
1934Sınır buradan batıya yöneliyor, Aznot-Tavordan geçerek Hukoka erişiyordu. Güneyde Zevulun toprakları, batıda Aşer toprakları, doğuda ise Şeria Irmağı vardı. ‹‹Doğuda ise Şeria Irmağı boyunca uzanan Yahuda toprakları››.
1935Surlu kentler şunlardı: Siddim, Ser, Hammat, Rakkat, Kinneret,
1936Adama, Rama, Hasor,
1937Kedeş, Edrei, Eyn-Hasor,
1938Yiron, Migdal-El, Horem, Beytanat, Beytşemeş; köyleriyle birlikte toplam on dokuz kent.
1939Boy sayısına göre Naftalioğulları oymağının payı köyleriyle birlikte bu kentlerdi.
1940Yedinci kura boy sayısına göre Danoğulları oymağına düştü.
1941Mülklerinin sınırı içinde kalan kentler şunlardı: Sora, Eştaol, İr-Şemeş,
1942Şaalabbin, Ayalon, Yitla,
1943Elon, Timna, Ekron,
1944Elteke, Gibbeton, Baalat,
1945Yehut, Bene-Berak, Gat-Rimmon,
1946Me-Yarkon ve Yafanın karşısındaki topraklarla birlikte Rakkon.
1947Topraklarını yitiren Danoğulları gidip Leşeme saldırdılar. Kenti alıp halkını kılıçtan geçirdikten sonra tümüyle işgal ederek oraya yerleştiler. Ataları Danın anısına buraya Dan adını verdiler.
1948Boy sayısına göre Danoğulları oymağının payı köyleriyle birlikte bu kentlerdi.
1949İsrailliler bölgelere göre toprakları bölüştürme işini bitirdikten sonra, kendi topraklarından Nun oğlu Yeşuya pay verdiler.
1950RABbin buyruğu uyarınca, ona istediği kenti, Efrayimin dağlık bölgesindeki Timnat-Serahı verdiler. Yeşu kenti onarıp oraya yerleşti.
1951Kâhin Elazar, Nun oğlu Yeşu ve İsrail oymaklarının boy başları tarafından Şilo'da RAB'bin önünde, Buluşma Çadırı'nın kapısında kura ile pay olarak bölüştürülen topraklar bunlardı. Böylece ülkeyi bölüştürme işini tamamladılar.
201Bundan sonra RAB Yeşuya, ‹‹Musa aracılığıyla size buyurduğum gibi, İsraillilere kendileri için sığınak olacak kentler seçmelerini söyle›› dedi.
203‹‹Öyle ki, istemeyerek, kazayla birini öldüren oraya kaçsın. Sizin de öç alacak kişiden kaçıp sığınacak bir yeriniz olsun.
204‹‹Bu kentlerden birine kaçan kişi, kentin kapısına gidip durumunu kent ileri gelenlerine anlatsın. Onlar da onu kente, yanlarına kabul edip kendileriyle birlikte oturacağı bir yer versinler.
205Öç almak isteyen kişi adam öldürenin peşine düşerse, kent ileri gelenleri onu teslim etmesinler. Çünkü adam öldüren öldürdüğü kişiye önceden kin beslemiyordu, onu istemeyerek öldürdü.
206Bu kişi topluluğun önüne çıkıp yargılanıncaya ve o dönemde görevli başkâhin ölünceye dek o kentte kalmalıdır. Ondan sonra kaçıp geldiği kente, kendi evine dönebilir.››
207Böylece Naftalinin dağlık bölgesinde bulunan Celiledeki Kedeşi, Efrayimin dağlık bölgesindeki Şekemi ve Yahudanın dağlık bölgesindeki Kiryat-Arbayı -Hevronu- seçtiler.
208Ayrıca Şeria Irmağının kıyısındaki Erihanın doğusunda, Ruben oymağının sınırları içindeki kırsal bölgede bulunan Beser Kentini, Gad oymağının sınırları içinde Gilattaki Ramotu, Manaşşe oymağı sınırları içinde de Başandaki Golanı belirlediler.
209Birini kazayla öldürüp kaçan bir İsrailli'nin ya da İsrailliler arasında yaşayan bir yabancının, topluluğun önünde yargılanmadan öç almak isteyenlerce öldürülmesini önlemek için belirlenen kentler bunlardı.
211Levili boy başları, Kenan topraklarında, Şiloda, Kâhin Elazar, Nun oğlu Yeşu ve İsrail oymaklarının boy başlarına giderek, ‹‹RAB, Musa aracılığıyla bize oturmak için kentler, hayvanlarımız için de otlaklar verilmesini buyurmuştu›› dediler.
213Bunun üzerine İsrailliler RABbin buyruğu uyarınca kendi paylarından Levililere otlaklarıyla birlikte şu kentleri verdiler:
214İlk kura Kehat boylarına düştü. Levililerden olan Kâhin Harunun oğullarına kurayla Yahuda, Şimon ve Benyamin oymaklarından on üç kent verildi.
215Geri kalan Kehatoğullarına Efrayim, Dan ve Manaşşe oymağının yarısına ait boylardan alınan on kent kurayla verildi.
216Gerşonoğullarına kurayla İssakar, Aşer, Naftali oymaklarına ait boylardan ve Başanda Manaşşe oymağının yarısından alınan on üç kent verildi.
217Merarioğullarına boy sayılarına göre Ruben, Gad ve Zevulun oymaklarından alınan on iki kent verildi.
218Böylece RABbin Musa aracılığıyla buyurduğu gibi, İsrailliler otlaklarıyla birlikte bu kentleri kurayla Levililere verdiler.
219Yahuda, Şimon oymaklarından alınan ve aşağıda adları verilen kentler,
2110ilk kurayı çeken Levili Kehat boylarından Harunoğullarına ayrıldı.
2111Yahudanın dağlık bölgesinde, Anaklıların atası Arbanın adıyla anılan Kiryat-Arbayla -Hevronla- çevresindeki otlaklar onlara verildi.
2112Kentin tarlalarıyla köyleri ise Yefunne oğlu Kaleve mülk olarak verilmişti.
2113Kâhin Harunun oğullarına kazayla adam öldürenler için sığınak kent seçilen Hevron, Livna,
2114Yattir, Eştemoa,
2115Holon, Devir,
2116Ayin, Yutta ve Beytşemeş kentleriyle bunların otlakları -iki oymaktan toplam dokuz kent- verildi.
2117Benyamin oymağından da Givon, Geva,
2118Anatot, Almon ve bunların otlakları, toplam dört kent verildi.
2119Böylece Harunun soyundan gelen kâhinlere otlaklarıyla birlikte verilen kentlerin toplam sayısı on üçü buldu.
2120Kehatoğullarından geri kalan Levili ailelere gelince, kurada onlara düşen kentler Efrayim oymağından alınmıştı.
2121Bunlar, Efrayim dağlık bölgesinde bulunan ve kazayla adam öldürenler için sığınak kent seçilen Şekem, Gezer,
2122Kivsayim ve Beythoron olmak üzere otlaklarıyla birlikte dört kentti.
2123Dan oymağından Elteke, Gibbeton, Ayalon ve Gat-Rimmon olmak üzere otlaklarıyla birlikte dört kent;
2125Manaşşe oymağının yarısından da Taanak, Gat-Rimmon ve otlakları olmak üzere iki kent alındı.
2126Böylece Kehatoğullarından geri kalan boylara otlaklarıyla birlikte verilen kentlerin toplam sayısı onu buldu.
2127Levili boylardan Gerşonoğullarına, Manaşşe oymağının yarısına ait Başanda kazayla adam öldürenler için sığınak kent seçilen Golan ve Beeştera, otlaklarıyla birlikte iki kent;
2128İssakar oymağından alınan Kişyon, Daverat, Yarmut ve Eyn-Gannim olmak üzere otlaklarıyla birlikte dört kent;
2130Aşer oymağından alınan Mişal, Avdon, Helkat ve Rehov olmak üzere otlaklarıyla birlikte dört kent;
2132Naftali oymağından alınan ve kazayla adam öldürenler için sığınak kent seçilen Celiledeki Kedeş, Hammot-Dor, Kartan ve otlakları olmak üzere toplam üç kent.
2133Boy sayısına göre Gerşonoğullarına otlaklarıyla birlikte verilen kentlerin toplam sayısı on üçü buldu.
2134Merarioğulları boylarına, geri kalan Levililere, Zevulun oymağından alınan Yokneam, Karta,
2135Dimna ve Nahalal olmak üzere otlaklarıyla birlikte toplam dört kent;
2136Ruben oymağından alınan Beser, Yahsa, Kedemot ve Mefaat olmak üzere otlaklarıyla birlikte dört kent;
2138Gad oymağından alınan ve kazayla adam öldürenler için sığınak kent seçilen Gilattaki Ramot, Mahanayim, Heşbon ve Yazer olmak üzere otlaklarıyla birlikte toplam dört kent verildi.
2140Boy sayısına göre Merarioğullarına, yani Levili boyların geri kalanlarına kurayla verilen kentlerin sayısı on ikiydi.
2141İsraillilerin toprakları içinde olup otlaklarıyla birlikte Levililere verilen kentlerin toplamı kırk sekizi buluyordu.
2142Bu kentlerin hepsinin çevresinde otlakları vardı. Otlaksız kent yoktu.
2143Böylece RAB atalarına vermeye ant içtiği bütün ülkeyi İsraillilere vermiş oldu. İsrailliler de ülkeyi mülk edinip buraya yerleştiler.
2144RAB atalarına ant içtiği gibi, onları her yönden rahata erdirdi. Düşmanlarından hiçbiri onların önünde tutunamadı. RAB hepsini onların eline teslim etti.
2145RAB'bin İsrail halkına verdiği sözlerden hiçbiri boş çıkmadı; hepsi yerine geldi.
221Bundan sonra Yeşu, Ruben ve Gad oymaklarıyla Manaşşe oymağının yarısını topladı.
222Onlara, ‹‹RABbin kulu Musanın size buyurduğu her şeyi yaptınız›› dedi, ‹‹Benim bütün buyruklarımı da yerine getirdiniz.
223Bugüne dek, bunca zaman kardeşlerinizi yalnız bırakmadınız; Tanrınız RABbin sizi yükümlü saydığı buyruğu yerine getirdiniz.
224Görüyorsunuz, Tanrınız RAB, kardeşlerinize söylediği gibi, onları rahata kavuşturdu. Şimdi kalkın, RABbin kulu Musanın, Şeria Irmağının ötesinde size mülk olarak verdiği topraklardaki evlerinize dönün.
225RABbin kulu Musanın size verdiği buyrukları ve Kutsal Yasayı yerine getirmeye çok dikkat edin. Tanrınız RABbi sevin, tümüyle gösterdiği yolda yürüyün, buyruklarını yerine getirin, Ona bağlı kalın, Ona candan ve yürekten hizmet edin.››
226Sonra onları kutsayıp yolcu etti. Onlar da evlerine döndüler.
227Musa Manaşşe oymağının yarısına Başanda toprak vermişti. Yeşu da oymağın öbür yarısına Şeria Irmağının batısında, öbür kardeşleri arasında toprak vermişti. Bu oymakları kutsayıp evlerine gönderirken,
228‹‹Evlerinize büyük servetle, çok sayıda hayvanla, altın, gümüş, tunç, demir ve çok miktarda giysiyle dönün›› dedi, ‹‹Düşmanlarınızdan elde ettiğiniz ganimeti kardeşlerinizle paylaşın.››
229Böylece Rubenlilerle Gadlılar ve Manaşşe oymağının yarısı, Kenan topraklarındaki Şilodan, İsraillilerin yanından ayrıldılar; RABbin buyruğu uyarınca, Musa aracılığıyla yurt edindikleri Gilat topraklarına -kendi mülkleri olan topraklara- dönmek üzere yola çıktılar.
2210Rubenlilerle Gadlılar ve Manaşşe oymağının yarısı, Şeria Irmağının Kenan topraklarında kalan kesimine varınca, ırmak kıyısında büyük ve gösterişli bir sunak yaptılar.
2211Rubenlilerle Gadlılar ve Manaşşe oymağının yarısının Kenan sınırında, Şeria Irmağı kıyısında, İsraillilere ait topraklarda bir sunak yaptıklarını
2212duyan İsrail topluluğu, onlara karşı savaşmak üzere Şiloda toplandı.
2213Ardından İsrailliler Kâhin Elazarın oğlu Pinehası Gilat bölgesine, Rubenlilerle Gadlılara ve Manaşşe oymağının yarısına gönderdiler.
2214İsrailin her oymağından birer temsilci olmak üzere on oymak önderini de onunla birlikte gönderdiler. Bunların her biri bir İsrail boyunun başıydı.
2215Gilat topraklarına, Rubenlilerle Gadlılara ve Manaşşe oymağının yarısına gelen temsilciler şunları bildirdiler:
2216‹‹RABbin topluluğu, ‹Bugün kendinize bir sunak yaparak RABbe başkaldırdınız, Onu izlemekten vazgeçtiniz› diyor, ‹İsrailin Tanrısına karşı bu hainliği nasıl yaparsınız?
2217Peorun günahı bize yetmedi mi? RABbin topluluğu onun yüzünden felakete uğradı. Bugüne dek kendimizi bu günahtan temizleyebilmiş değiliz.
2218Bugün RABbi izlemekten vaz mı geçiyorsunuz? Eğer bugün RABbe isyan ederseniz, O da yarın bütün İsrail topluluğuna öfkelenir.
2219Eğer size ait olan topraklar murdarsa, RABbin Tapınağının bulunduğu RABbe ait topraklara gelip aramızda mülk edinin. Kendinize, Tanrımız RABbin sunağından başka bir sunak yaparak RABbe ve bize karşı isyan etmeyin.
2220Zerah oğlu Akan RABbe adanan ganimete ihanet ettiğinde, bütün İsrail topluluğu RABbin öfkesine uğramadı mı? Akanın günahı yalnız kendisini ölüme götürmekle kalmadı!› ››
2221Rubenlilerle Gadlılar ve Manaşşe oymağının yarısı, İsrail boy başlarına şöyle karşılık verdiler:
2222‹‹Tanrıların Tanrısı RAB, tanrıların Tanrısı RAB her şeyi biliyor; İsrail de bilecek. Eğer yaptığımızı, RABbe isyan etmek ya da Ona ihanet etmek için yaptıysak, ya RAB, bugün bizi esirgeme!
2223Eğer sunağı, RABbi izlemekten vazgeçip yakmalık sunular ve tahıl ya da esenlik sunuları sunmak için yaptıysak, RAB bizden hesap sorsun.
2224Bunu yaparken kaygımız şuydu: Oğullarınız ilerde bizim oğullarımıza, ‹İsrailin Tanrısı RAB ile ne ilginiz var?
2225Ey Rubenliler ve Gadlılar, RAB Şeria Irmağını sizinle bizim aramızda sınır yaptı. Sizin RABde hiçbir payınız yoktur› diyebilir, oğullarımızı RABbe tapmaktan alıkoyabilirler.
2226Bu nedenle, kendimize bir sunak yapalım dedik. Yakmalık sunu ya da kurban sunmak için değil,
2227yalnız sizinle bizim aramızda ve bizden sonra gelecek kuşaklar arasında bir tanık olması için yaptık. Böylece RABbin Tapınağında yakmalık sunularla, kurbanlarla ve esenlik sunularıyla RABbe tapınacağız. Oğullarınız da ilerde bizim oğullarımıza, ‹RABde hiçbir payınız yok› diyemeyecekler.
2228Şöyle düşündük: İlerde bize ya da gelecek kuşaklarımıza böyle bir şey diyecek olurlarsa, biz de, ‹Atalarımızın RAB için yaptığı sunağın örneğine bakın› deriz. ‹Yakmalık sunu ya da kurban sunmak için değildir bu. Sizinle bizim aramızdaki birliğin tanığıdır.›
2229RABbe isyan etmek, bugün RABbi izlemekten vazgeçmek, yakmalık sunu, tahıl sunusu ya da kurban sunmak için Tanrımız RABbin sunağından, tapınağının önündeki sunaktan başka bir sunak yapmak bizden uzak olsun.››
2230Kâhin Pinehas ve onunla birlikte olan topluluk önderleri, yani İsrailin boy başları, Rubenlilerle Gadlıların ve Manaşşelilerin söylediklerini duyunca hoşnut kaldılar.
2231Bunun üzerine Kâhin Elazarın oğlu Pinehas, Rubenlilerle Gadlılara ve Manaşşelilere, ‹‹Şimdi RABbin aramızda olduğunu biliyoruz›› dedi, ‹‹Çünkü Ona ihanet etmediniz. Böylece İsraillileri Onun elinden kurtardınız.››
2232Kâhin Elazarın oğlu Pinehas ve önderler, Rubenlilerle Gadlıların bulunduğu Gilat topraklarından Kenan topraklarına, İsraillilerin yanına dönüp olan biteni anlattılar.
2233Anlatılanlardan hoşnut kalan İsrailliler Tanrıya övgüler sundular. Rubenlilerle Gadlıların yaşadıkları toprakların üzerine yürüyüp savaşmaktan ve orayı yakıp yıkmaktan bir daha söz etmediler.
2234Rubenliler'le Gadlılar, ‹‹Bu sunak RAB'bin Tanrı olduğuna sizinle bizim aramızda tanıktır›› diyerek sunağa ‹‹Tanık›› adını verdiler.
231RAB İsraili çevresindeki bütün düşmanlarından kurtarıp esenliğe kavuşturdu. Aradan uzun zaman geçmişti. Yeşu kocamış, yaşı hayli ilerlemişti.
232Bu nedenle ileri gelenleri, boy başlarını, hakimleri, görevlileri, bütün İsrail halkını topladı. Onlara, ‹‹Kocadım, yaşım hayli ilerledi›› dedi,
233‹‹Tanrınız RABbin sizin yararınıza bütün bu uluslara neler yaptığını gördünüz. Çünkü sizin için savaşan Tanrınız RABdi.
234İşte Şeria Irmağından gün batısındaki Akdenize dek yok ettiğim bütün bu uluslarla birlikte, geri kalan ulusların topraklarını da kurayla oymaklarınıza mülk olarak böldüm.
235Tanrınız RAB bu ulusları önünüzden püskürtüp sürecektir. Tanrınız RABbin size söz verdiği gibi, onların topraklarını mülk edineceksiniz.
236Musanın Yasa Kitabında yazılı olan her şeyi korumak ve yerine getirmek için çok güçlü olun. Yazılanlardan sağa sola sapmayın.
237Aranızda kalan uluslarla hiçbir ilişkiniz olmasın; ilahlarının adını anmayın; kimseye onların adıyla ant içirmeyin; onlara kulluk edip tapmayın.
238Bugüne dek yaptığınız gibi, Tanrınız RABbe sımsıkı bağlı kalın.
239Çünkü RAB büyük ve güçlü ulusları önünüzden sürdü. Bugüne dek hiçbiri önünüzde tutunamadı.
2310Biriniz bin kişiyi kovalayacak. Çünkü Tanrınız RAB, size söylediği gibi, yerinize savaşacak.
2311Bunun için Tanrınız RABbi sevmeye çok dikkat edin.
2312Çünkü Ona sırt çevirir, sağ kalıp aranızda yaşayan bu uluslarla birlik olur, onlara kız verip onlardan kız alır, onlarla oturup kalkarsanız,
2313iyi bilin ki, Tanrınız RAB bu ulusları artık önünüzden sürmeyecek. Ve sizler Tanrınız RABbin size verdiği bu güzel topraklardan yok oluncaya dek bu uluslar sizin için tuzak, kapan, sırtınızda kırbaç, gözlerinizde diken olacaklar.
2314‹‹İşte her insan gibi ben de bu dünyadan göçüp gitmek üzereyim. Bütün varlığınızla ve yüreğinizle biliyorsunuz ki, Tanrınız RABbin size verdiği sözlerden hiçbiri boş çıkmadı; hepsi gerçekleşti, boş çıkan olmadı.
2315Tanrınız RABbin size verdiği sözlerin tümü nasıl gerçekleştiyse, Tanrınız RAB verdiği bu güzel topraklardan sizi yok edene dek sözünü ettiği bütün kötülükleri de öylece başınıza getirecektir.
2316Tanrınız RAB'bin size buyurduğu antlaşmayı bozarsanız, gidip başka ilahlara kulluk eder, taparsanız, RAB'bin öfkesi size karşı alevlenecek; RAB'bin size verdiği bu güzel ülkeden çabucak yok olup gideceksiniz.››
241Yeşu İsrail oymaklarının tümünü Şekemde topladıktan sonra, İsrailin ileri gelenlerini, boy başlarını, hakimlerini, görevlilerini yanına çağırdı. Hepsi gelip Tanrının önünde durdular.
242Yeşu bütün halka, ‹‹İsrailin Tanrısı RAB şöyle diyor›› diye söze başladı, ‹‹ ‹İbrahimin ve Nahorun babası Terah ve öbür atalarınız eski çağlarda Fırat Irmağının ötesinde yaşar, başka ilahlara kulluk ederlerdi.
243Ama ben atanız İbrahimi ırmağın öte yakasından alıp bütün Kenan topraklarında dolaştırdım; soyunu çoğalttım, ona İshakı verdim.
244İshaka da Yakup ve Esavı verdim. Esava mülk edinmesi için Seir dağlık bölgesini bağışladım. Yakupla oğulları ise Mısıra gittiler.
245Ardından Musa ile Harunu Mısıra gönderdim. Orada yaptıklarımla Mısırlıları felakete uğrattım; sonra sizi Mısırdan çıkardım.
246Evet, atalarınızı Mısırdan çıkardım; gelip denize dayandılar. Mısırlılar savaş arabalarıyla, atlılarıyla atalarınızı Kızıldenize dek kovaladılar.
247Atalarınız bana yakarınca, onlarla Mısırlıların arasına karanlık çöktürdüm. Mısırlıları deniz sularıyla örttüm. Mısırda yaptıklarımı gözlerinizle gördünüz. ‹‹ ‹Uzun zaman çölde yaşadınız.
248Sonra sizi Şeria Irmağının ötesinde yaşayan Amorluların topraklarına götürdüm. Size karşı savaştıklarında onları elinize teslim ettim. Topraklarını yurt edindiniz. Onları önünüzden yok ettim.
249Moav Kralı Sippor oğlu Balak, İsraile karşı savaşmaya hazırlandığında, haber gönderip Beor oğlu Balamı size lanet etmeye çağırdı.
2410Ama ben Balamı dinlemeyi reddettim. O da sizi tekrar tekrar kutsadı; böylece sizi onun elinden kurtardım.
2411Sonra Şeria Irmağını geçip Erihaya geldiniz. Size karşı savaşan Erihalıları, Amor, Periz, Kenan, Hitit, Girgaş, Hiv ve Yevus halklarını elinize teslim ettim.
2412Önden gönderdiğim eşekarısı Amorlu iki kralı önünüzden kovdu. Bu işi kılıcınız ya da yayınız yapmadı.
2413Böylece, emek vermediğiniz toprakları, kurmadığınız kentleri size verdim. Buralarda yaşıyor, dikmediğiniz bağlardan, zeytinliklerden yiyorsunuz.› ›› bilinmiyor. Dehşet ya da bir çeşit hastalık anlamına da gelebilir.
2414Yeşu, ‹‹Bunun için RABden korkun, içtenlik ve bağlılıkla Ona kulluk edin›› diye devam etti, ‹‹Atalarınızın Fırat Irmağının ötesinde ve Mısırda kulluk ettikleri ilahları atın, RABbe kulluk edin.
2415İçinizden RABbe kulluk etmek gelmiyorsa, atalarınızın Fırat Irmağının ötesinde kulluk ettikleri ilahlara mı, yoksa topraklarında yaşadığınız Amorluların ilahlarına mı kulluk edeceksiniz, bugün karar verin. Ben ve ev halkım RABbe kulluk edeceğiz.››
2416Halk, ‹‹RABbi bırakıp başka ilahlara kulluk etmek bizden uzak olsun!›› diye karşılık verdi,
2417‹‹Çünkü bizi ve atalarımızı Mısırda kölelikten kurtarıp oradan çıkaran, gözümüzün önünde o büyük mucizeleri yaratan, bütün yolculuğumuz ve uluslar arasından geçişimiz boyunca bizi koruyan Tanrımız RABdir.
2418RAB bu ülkede yaşayan bütün ulusları, yani Amorluları önümüzden kovdu. Biz de Ona kulluk edeceğiz. Çünkü Tanrımız Odur.››
2419Yeşu, ‹‹Ama sizler RABbe kulluk edemeyeceksiniz›› dedi, ‹‹Çünkü O kutsal bir Tanrıdır, kıskanç bir Tanrıdır. Günahlarınızı, suçlarınızı bağışlamayacak.
2420RABbi bırakıp yabancı ilahlara kulluk ederseniz, RAB daha önce size iyilik etmişken, bu kez size karşı döner, sizi felakete uğratıp yok eder.››
2421Halk, ‹‹Hayır! RABbe kulluk edeceğiz›› diye karşılık verdi.
2422O zaman Yeşu halka, ‹‹Kulluk etmek üzere RABbi seçtiğinize siz kendiniz tanıksınız›› dedi. ‹‹Evet, biz tanığız›› dediler.
2423Yeşu, ‹‹Öyleyse şimdi aranızdaki yabancı ilahları atın. Yüreğinizi İsrailin Tanrısı RABbe verin›› dedi.
2424Halk, ‹‹Tanrımız RABbe kulluk edip Onun sözünü dinleyeceğiz›› diye karşılık verdi.
2425Yeşu o gün Şekemde halk adına bir antlaşma yaptı. Onlar için kurallar ve ilkeler belirledi.
2426Bunları Tanrının Yasa Kitabına da geçirdi. Sonra büyük bir taş alıp oraya, RABbin Tapınağının yanındaki yabanıl fıstık ağacının altına dikti.
2427Ardından bütün halka, ‹‹İşte taş bize tanık olsun›› dedi, ‹‹Çünkü RABbin bize söylediği bütün sözleri işitti. Tanrınızı inkâr ederseniz bu taş size karşı tanıklık edecek.››
2428Bundan sonra Yeşu halkı mülk aldıkları topraklara gönderdi.
2429RABbin kulu Nun oğlu Yeşu bir süre sonra yüz on yaşında öldü.
2430Onu Efrayimin dağlık bölgesindeki Gaaş Dağının kuzeyine, kendi mülkünün sınırları içinde kalan Timnat-Seraha gömdüler.
2431Yeşu yaşadıkça ve Yeşudan sonra yaşayan ve RABbin İsrail için yaptığı her şeyi bilen ileri gelenler durdukça İsrail halkı RABbe kulluk etti.
2432İsrailliler Mısırdan çıkarken Yusufun kemiklerini de yanlarında getirmişlerdi. Bunları Yakupun Şekemdeki tarlasına gömdüler. Yakup bu tarlayı Şekemin babası Hamorun torunlarından yüz parça gümüşe satın almıştı. Burası Yusuf soyundan gelenlerin mülkü oldu. ağırlığı ve değeri bilinmeyen bir para birimiydi.
2433Harun'un oğlu Elazar ölünce, onu Efrayim'in dağlık bölgesinde oğlu Pinehas'a verilen tepeye gömdüler.