Share this page:  
 

Multilingual Scriptures

(Compare books in 2 different language versions of your choice)

Comparison Search:

Select Language version and font:
You can only select max. of two versions.
Book:
Chapter:
Verse:
---------
From: To:

Free Search:

Select Language version and font:
Enter search text:

Multilingual Scriptures Home » Turkish Bible » Deuteronomy

Turkish Bible
Chapter # Verse # Verse Detail
11Şeria Irmağının doğu yakasındaki çölde, Sufun karşısında Aravada, Paran ile Tofel, Lavan, Haserot, Di-Zahav arasında Musa İsraillilere şunları anlattı.
12Horevden Seir Dağı yoluyla Kadeş-Barneaya gitmek on bir gün sürer.
13Mısırdan çıktıktan sonra kırkıncı yılın on birinci ayının birinci günü, Musa RABbin, kendisi aracılığıyla İsraillilere neler buyurduğunu anlattı.
14Bu olay Musa Heşbonda yaşayan Amorluların Kralı Sihonu, Aştarotta ve Edreide yaşayan Başan Kralı Ogu bozguna uğrattıktan sonra oldu.
15Musa Şeria Irmağının doğu yakasındaki Moav topraklarında bu yasayı şöyle açıklamaya başladı:
16‹‹Tanrımız RAB Horevde bize, ‹Bu dağda yeteri kadar kaldınız› dedi,
17‹Haydi kalkın, Aravada, dağlık bölgede, Şefelada, Negevde ve Akdeniz kıyısında yaşayan bütün komşu halklara, Amorluların dağlık bölgesine, büyük Fırat Irmağına kadar uzanan Kenanlılar ülkesine ve Lübnana gidin.
18Bu toprakları size verdim. Gidin, atalarınıza, İbrahime, İshaka, Yakupa ve soylarına ant içerek söz verdiğim toprakları mülk edinin.› ››
19‹‹O sırada size, ‹Tek başıma yükünüzü taşıyamam› dedim,
110‹Tanrınız RAB sizi çoğalttı. Bugün göklerdeki yıldızlar kadar çoğaldınız.
111Atalarınızın Tanrısı RAB sizi bin kat daha çoğaltsın ve söz verdiği gibi kutsasın!
112Sorunlarınıza, yükünüze, davalarınıza ben tek başıma nasıl katlanabilirim?
113Kendinize her oymaktan bilge, anlayışlı, deneyimli adamlar seçin. Onları size önder atayacağım.›
114‹‹Siz de bunun iyi olduğunu onayladınız.
115Böylece oymaklarınızın bilge ve deneyimli kişiler olan ileri gelenlerini size önder atadım. Onlara biner, yüzer, ellişer, onar kişilik toplulukların sorumluluğunu verdim. Oymaklarınız için de yöneticiler görevlendirdim.
116Ayrıca yargıçlarınıza, ‹Kardeşleriniz arasındaki sorunları dinleyin› dedim, ‹Bir adamla İsrailli kardeşi ya da bir yabancı arasındaki davalarda adaletle karar verin.
117Yargılarken kimseyi kayırmayın; küçüğe de, büyüğe de aynı gözle bakın. Hiç kimseden korkmayın. Yargı Tanrıya özgüdür. Çözemeyeceğiniz bir sorun olursa bana getirin, ben gerekeni yaparım.›
118O sırada yapmanız gereken her şeyi size buyurmuştum.››
119‹‹Sonra Tanrımız RABbin bize buyurduğu gibi Horevden ayrıldık, Amorluların dağlık bölgesine giden yoldan geçerek gördüğünüz o geniş ve korkunç çölü aşıp Kadeş-Barneaya vardık.
120Size, ‹Tanrımız RABbin bize vereceği Amorluların dağlık bölgesine vardınız› dedim,
121‹İşte, Tanrınız RAB size ülkeyi verdi. Haydi, atalarınızın Tanrısı RABbin size söylediği gibi, gidip orayı mülk edinin. Korkmayın, yılmayın.›
122‹‹O zaman hepiniz bana gelip, ‹Ülkeyi araştırmak için önümüzden adamlar gönderelim› dediniz, ‹Hangi yoldan gideceğiz, hangi kentlere uğrayacağız? Bilgi versinler.›
123‹‹Bu düşünceyi benimsedim. Her oymaktan birer kişi olmak üzere aranızdan on iki kişi seçtim.
124Bunlar dağlık bölgeye çıkarak Eşkol Vadisine varıp ülkeyi araştırdılar.
125Dönüşte orada yetişen meyvelerden getirdiler ve, ‹Tanrımız RABbin bize vereceği ülke verimlidir› diye haber verdiler.
126‹‹Ne var ki, siz oraya gitmek istemediniz. Tanrınız RABbin buyruğuna karşı geldiniz.
127Çadırlarınızda söylenerek, ‹RAB bizden nefret ediyor› dediniz, ‹Bizi Amorluların eline verip yok etmek için Mısırdan çıkardı.
128Oraya niye gidelim? Kardeşlerimiz yöre halkının bizden daha güçlü, daha uzun boylu olduğunu söyleyerek cesaretimizi kırdılar. Kentler büyükmüş, göğe dek yükselen surlarla çevriliymiş. Orada Anaklıları da görmüşler.›
129‹‹Oysa ben size, ‹Onlardan korkmayın, yılmayın› dedim,
130‹Önünüzden giden Tanrınız RAB sizin için savaşacak. Gözünüzün önünde Mısırda ve çölde sizler için yaptıklarının aynısını yapacak. Tanrınız RABbin buraya varıncaya dek, çocuğunu taşıyan bir adam gibi sizi nasıl yol boyunca taşıdığını gördünüz.›
132Bütün bunlara karşın Tanrınız RABbe güvenmediniz.
133O RAB ki, çadırlarınızı kurmanız için size yer aramak, gideceğiniz yolu göstermek için geceleyin ateşte, gündüzün bulutta önünüzsıra gitti.››
134‹‹RAB yakınmalarınızı duyunca öfkelendi ve şöyle ant içti:
135‹Atalarınıza ant içerek söz verdiğim o verimli ülkeyi, bu kötü kuşaktan Yefunne oğlu Kalev dışında hiç kimse görmeyecek. Yalnız o görecek, ayak bastığı toprakları ona ve soyuna vereceğim. Çünkü o bütün yüreğiyle RABbin yolunda yürüdü.›
137‹‹Sizin yüzünüzden RAB bana da öfkelenerek, ‹Sen de o ülkeye girmeyeceksin› dedi,
138‹Ama yardımcın Nun oğlu Yeşu oraya girecek. Onu yüreklendir. İsraillilerin ülkeyi mülk edinmesini o sağlayacak.
139Tutsak olacak dediğiniz küçükleriniz, bugün iyiyle kötüyü ayırt edemeyen çocuklarınız oraya girecekler. Ülkeyi onlara vereceğim, orayı onlar mülk edinecekler.
140Ama siz geri dönün, Kızıldeniz yolundan çöle gidin.› ››
141‹‹Bunun üzerine bana, ‹RABbe karşı günah işledik› dediniz, ‹Tanrımız RABbin buyruğu uyarınca gidip savaşacağız.› Sonra dağlık bölgede savaşmanın kolay olacağını düşünerek her biriniz silahınızı kuşandınız.
142‹‹Ama RAB bana şöyle dedi: ‹Söyle onlara, savaşa gitmesinler. Çünkü sizinle olmayacağım. Düşmanlarınızın önünde yenilgiye uğrayacaksınız.›
143‹‹Sizi uyardım, ama dinlemediniz. RABbin buyruğuna karşı geldiniz. Kendinize güvenerek dağlık bölgeye çıktınız.
144Dağlık bölgede yaşayan Amorlular size karşı çıktılar. Arılar gibi sizi kovaladılar. Seirden Horma Kentine dek sizi bozguna uğrattılar.
145Geri döndünüz ve RABbin önünde ağladınız. Ama RAB ne ağlayışınızı duydu, ne de size kulak astı.
146Uzun süre Kadeş'te kaldınız.››
21‹‹Sonunda geri dönüp RABbin bana buyurduğu gibi Kızıldeniz yolundan çöle gittik. Uzun süre Seir dağlık bölgesinde dolanıp durduk.
22‹‹RAB bana, ‹Bu dağlık bölgenin çevresinde yeterince dolaştınız› dedi, ‹Şimdi kuzeye gidin.›
24Sonra halka şu buyrukları vermemi söyledi: ‹Seirde yaşayan kardeşlerinizin, Esavoğullarının ülkesinden geçeceksiniz. Sizden korkacaklar. Çok dikkatli davranın.
25Onları savaşa kışkırtmayın. Size onların ülkesinden hiçbir toprak parçası, ayağınızı basacak bir yer bile vermeyeceğim. Çünkü Seir dağlık bölgesini mülk olarak Esava verdim.
26Yiyeceklerinizi, içeceklerinizi onlardan para karşılığında alacaksınız.›
27‹‹Tanrınız RAB el attığınız her işte sizi kutsadı. Bu geniş çölde dolanıp durduğunuz sürece sizi korudu. Tanrınız RAB geçirdiğiniz bu kırk yıl boyunca sizlerleydi ve hiçbir eksiğiniz olmadı.
28‹‹Böylece Seirde yaşayan kardeşlerimizin, Esavoğullarının yanından geçtik. Eylat ve Esyon-Geverden Aravaya giden yoldan saparak yolculuğumuzu Moav Çölü yolundan sürdürdük.
29‹‹RAB bana, ‹Moavlılara düşman gözüyle bakma, onları savaşa kışkırtma› dedi, ‹Onların ülkesinden hiçbir toprak parçasını sana mülk olarak vermeyeceğim. Çünkü Ar Kentini Lut soyuna verdim.› ››
210-Daha önce orada Anaklılar kadar uzun boylu, güçlü ve kalabalık olan Emliler yaşıyordu.
211Emliler Anaklılar gibi Refalılardan sayılırdı. Ama Moavlılar onlara Emliler adını takmıştı.
212Daha önce Seirde Horlular yaşardı. Esavoğulları orayı onların elinden aldı. İsraillilerin RABbin mülk edinmek için kendilerine verdiği ülkede yaptıkları gibi, Esavoğulları da Horluları yok edip yerlerine yerleştiler.-
213‹‹RAB, ‹Haydi kalkın, Zeret Vadisinden geçin› dedi. Biz de Zeret Vadisinden geçtik.
214Kadeş-Barneadan yola çıkıp Zeret Vadisinden geçinceye dek otuz sekiz yıl yol aldık. RABbin içtiği ant uyarınca, İsrail halkından o kuşağın bütün savaşçıları yok olmuştu.
215RAB, ordugahtaki bütün savaşçıları ortadan kaldırıncaya dek onları cezalandırmıştı.
216‹‹Topluluktaki bütün savaşçılar öldükten sonra,
217RAB bana şöyle dedi:
218‹Bugün Moav topraklarından ve Ar Kentinden geçeceksin.
219Ammonlulara yaklaştığında onlara düşman gözüyle bakma, onları savaşa kışkırtma. Çünkü mülk edinmen için Ammonluların ülkesinden sana hiçbir toprak parçası vermeyeceğim. O ülkeyi mülk olarak Lut soyuna verdim.› ››
220-Bu bölge Refalılar ülkesi diye bilinir. Refalılar önceden orada yaşıyordu. Ammonlular onlara Zamzumlular adını takmıştı.
221Zamzumlular Anaklılar kadar uzun boylu, güçlü ve kalabalıktılar. Ama RAB onları Ammonluların önünde yok etti. Ammonlular Zamzumluların topraklarını alıp yerlerine yerleştiler.
222RAB Seirde yaşayan Esavoğulları için de aynısını yapmış, Horluları onların önünde yok etmişti. Esavoğulları Horluların topraklarını almış, yerlerine yerleşmişlerdi. Bugün de orada yaşıyorlar.
223Gazzeye kadar uzanan köylerde yaşayan Avvalıları da Kaftordan gelen Kaftorlular yok edip yerlerine yerleştiler.-
224‹‹ ‹Haydi kalkın! Arnon Vadisinden geçin! İşte Heşbon Kralı Amorlu Sihonu ve ülkesini elinize teslim ettim. Ona saldırın ve ülkesini mülk edinmeye başlayın.
225Bugünden başlayarak göğün altındaki uluslara korkunuzu, dehşetinizi salacağım. Haberinizi duyunca korkuyla titreyecekler.› ››
226‹‹Bundan sonra Kedemot Çölünden Heşbon Kralı Sihona barış önerileriyle ulaklar gönderdim. Öneriler şöyleydi:
227‹İzin ver, ülkenden geçelim. Dosdoğru ana yoldan, sağa sola sapmadan geçeceğiz.
228Yiyeceğimizi, içeceğimizi para karşılığında bize vereceksin. Yeter ki ülkenden geçelim. Seirde yaşayan Esavoğulları ile Ar Kentinde yaşayan Moavlılar sınırlarından geçmemize izin verdiler. Şeria Irmağından geçip Tanrımız RABbin bize vereceği ülkeye gitmemize sen de izin ver.›
230Ne var ki, Heşbon Kralı Sihon ülkesinden geçmemize izin vermek istemedi. Tanrınız RAB, şimdi olduğu gibi, Sihonu elinize teslim etmek için yüreğini duygusuzlaştırıp onu inatçı yaptı.
231‹‹RAB bana, ‹İşte Sihonu ve ülkesini senin eline teslim etmeye başladım. Haydi, ülkeyi ele geçir ve mülk edinmeye başla› dedi.
232Sihon bizimle savaşmak için Yahesada bütün halkıyla karşımıza çıktı.
233Tanrımız RAB onu elimize teslim etti. Onu, oğullarını ve bütün halkını yok ettik.
234Bütün kentlerini ele geçirdik, hepsini yok ettik. Kadın, erkek, çocuk, kimseyi sağ bırakmadık.
235Hayvanlara ve ele geçirdiğimiz kentlerdeki mallara ise el koyduk.
236Arnon Vadisi kıyısında Aroerden ve vadideki kentten Gilata dek, ele geçirmediğimiz hiçbir kent kalmadı. Tanrımız RAB hepsini elimize teslim etti.
237Ama Tanrımız RAB'bin buyruğu uyarınca, Ammonlular'ın ülkesine -Yabbuk Irmağı kıyılarına, dağlık bölgedeki kentlere- yaklaşmadınız.››
31‹‹Bundan sonra dönüp Başana doğru ilerledik. Başan Kralı Ogla ordusu bizimle savaşmak için Edreide karşımıza çıktı.
32RAB bana, ‹Ondan korkma!› dedi, ‹Çünkü onu da ordusuyla ülkesini de senin eline teslim ettim. Amorluların Heşbonda yaşayan Kralı Sihona yaptığının aynısını ona da yapacaksın.›
33‹‹Böylece Tanrımız RAB, Başan Kralı Ogu ve halkını da elimize teslim etti. Hiçbirini sağ bırakmadan hepsini yok ettik.
34Bütün kentlerini ele geçirdik. Ele geçirmediğimiz tek kent kalmadı. Hepsi altmış kentti: Başanda Ogun ülkesi olan bütün Argov bölgesi.
35Bütün bu kentler yüksek surlarla, kapılarla, sürgülerle sağlamlaştırılmıştı. Bunlardan başka surla çevrilmemiş birçok köy de vardı.
36Heşbon Kralı Sihona yaptığımız gibi hepsini yok ettik. Her kenti, kadın, erkek ve çocuklarla birlikte, tümüyle yok ettik.
37Hayvanlara ve kentlerdeki mallara ise el koyduk.
38‹‹Arnon Vadisinden Hermon Dağına kadar Şeria Irmağının doğu yakasındaki toprakları iki Amorlu kralın elinden aldık.
39-Saydalılar Hermona Siryon, Amorlularsa Senir derler.-
310Ovadaki bütün kentleri, bütün Gilatı, Ogun ülkesine ait kentler olan Salka ve Edreiye uzanan bütün Başanı ele geçirdik.››
311-Refalılardan yalnız Başan Kralı Og sağ kalmıştı. Ogun Ammonluların Rabba Kentindeki yatağı demirdendi. O gün kullanılan arşın ölçüsüne göre uzunluğu dokuz, eni dört arşındı.-
312‹‹O sırada ele geçirdiğimiz topraklardan Arnon Vadisi yakınındaki Aroer Kentinin kuzeyini, Gilat dağlık bölgesinin yarısıyla oradaki kentleri Ruben ve Gad oymaklarına verdim.
313Gilatın geri kalan bölümünü ve Ogun ülkesi Başanı Manaşşe oymağının yarısına verdim. Başandaki Argov bölgesi Refalılar ülkesi diye bilinirdi.
314Manaşşe soyundan Yair, Geşur ile Maaka sınırına dek uzanan bütün Argov bölgesini aldı. Başan denilen bölgeye kendi adını verdi. Orası bugün de Havvot-Yairfç diye anılıyor.
315Makire Gilatı verdim.
316Gilatla Arnon Vadisi arasında kalan toprakları Ruben ve Gad oymaklarına verdim. Vadinin ortası onların sınırıydı; Ammonlularla sınırları ise Yabbuk Irmağıydı.
317Aravada da sınır Şeria Irmağıydı; Kinneretten Arava -Lut- Gölüne, doğuda Pisga yamaçlarının aşağısına kadar uzanıyordu. gelir.
318‹‹O zaman size şöyle buyruk verdim: ‹Tanrınız RAB mülk edinmek için bu ülkeyi size verdi. Bütün savaşçılarınız silahlı olarak İsrailli kardeşlerinizin önüsıra gitsin.
319Ancak RAB sizi rahata erdirdiği gibi onları da rahata erdirene ve onlar Tanrınız RABbin Şeria Irmağının karşı yakasında kendilerine vereceği toprakları ele geçirene kadar, kadınlarınız, çocuklarınız ve hayvanlarınız -biliyorum, birçok hayvanınız var- size verdiğim kentlerde kalsın. Ondan sonra, her biriniz size verdiğim toprağa dönebilir.› ››
321‹‹O zaman Yeşuya, ‹Tanrın RABbin bu iki krala neler yaptığını gözlerinle gördün› dedim, ‹RAB gideceğin bütün ülkelere aynısını yapacak.
322Onlardan korkmayın! Tanrınız RAB sizin için savaşacak.›
323‹‹Sonra RABbe yalvardım:
324‹Ey Egemen RAB, büyüklüğünü ve güçlü elini bana göstermeye başladın. Gökte ve yerde senin yaptığın yüce işleri yapabilecek başka bir tanrı yok!
325İzin ver de Şeria Irmağından geçip karşı yakadaki o verimli ülkeyi, o güzel dağlık bölgeyi ve Lübnanı göreyim.›
326‹‹Ama RAB sizin yüzünüzden bana öfkelendi, yalvarışıma kulak asmadı. Bana, ‹Yeter artık!› dedi, ‹Bir daha bu konudan söz etme bana.
327Pisga Dağına çık. Batıya, kuzeye, güneye, doğuya bak. Gözlerinle gör. Çünkü Şeria Irmağından geçmeyeceksin.
328Yeşuya görev ver. Onu güçlendir ve yüreklendir. Çünkü bu halk Şeria Irmağından onun önderliğinde geçecek. Göreceğin toprakları halka o miras olarak verecek.›
329Böylece Beytpeor'un karşısındaki vadide kaldık.››
41‹‹Şimdi, ey İsrail, size öğrettiğim kurallara, ilkelere kulak verin. Yaşamak, ülkeye girmek ve atalarınızın Tanrısı RABbin size vereceği toprakları mülk edinmek için bunlara uyun.
42Size verdiğim buyruklara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın. Ama size bildirdiğim Tanrınız RABbin buyruklarına uyun.
43‹‹RABbin Baal-Peorda neler yaptığını kendi gözlerinizle gördünüz. Tanrınız RAB, Baal-Peora tapan herkesi aranızdan yok etti.
44RABbe bağlı kalan sizler ise hâlâ yaşamaktasınız.
45‹‹İşte, Tanrım RABbin buyruğu uyarınca size kurallar, ilkeler verdim. Öyle ki, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede bunlara uyasınız.
46Onlara sımsıkı bağlanın. Çünkü ne denli bilge ve anlayışlı olduğunuzu uluslara bunlar gösterecek. Bu kuralları duyunca, uluslar, ‹Bu büyük ulus gerçekten bilge ve anlayışlı bir halk!› diyecek.
47Tanrımız RAB her çağırdığımızda bize yakın olur. Tanrısı kendisine böylesine yakın olan başka bir büyük ulus var mı?
48Bugün size verdiğim bu yasa gibi adil kuralları, ilkeleri olan başka bir büyük ulus var mı?
49‹‹Ancak gördüklerinizi unutmamaya, yaşamınız boyunca aklınızdan çıkarmamaya dikkat edin ve uyanık olun. Bunları çocuklarınıza, torunlarınıza anlatın.
410Horevde Tanrınız RABbin önünde durduğunuz günü anımsayın. RAB bana şöyle dedi: ‹Sözlerimi dinlemesi için halkı topla. Öyle ki, yaşamları boyunca benden korkmayı öğrensinler, çocuklarına da öğretsinler.›
411‹‹Yaklaşıp dağın eteğinde durdunuz. Dağ göklere dek yükselen alevle tutuşmuştu. Kara bulutlar ve koyu bir karanlık vardı.
412RAB size ateşin içinden seslendi. Siz konuşulanı duydunuz, ama konuşanı görmediniz. Yalnız bir ses duydunuz.
413RAB uymanızı buyurduğu antlaşmayı, yani On Buyruku size açıkladı. Onları iki taş levha üstüne yazdı.
414Mülk edinmek için gideceğiniz ülkede uymanız gereken kuralları, ilkeleri size öğretmemi buyurdu.››
415‹‹RAB Horevde ateşin içinden size seslendiği gün hiçbir suret görmediniz. Bu nedenle kendinize çok dikkat edin.
416Öyle ki, kendiniz için erkek ya da kadın, yerde yaşayan hayvan ya da gökte uçan kuş, küçük kara hayvanı ya da aşağıda suda yaşayan balık suretinde, heykel biçiminde put yaparak yoldan sapmayasınız.
419Gözlerinizi göklere kaldırıp güneşi, ayı, yıldızları -gök cisimlerini- görünce sakın aldanmayın; eğilip onlara tapmayın. Tanrınız RAB bunları göğün altındaki halklara pay olarak vermiştir.
420Size gelince, RAB, bugün olduğu gibi kendi halkı olmanız için, sizi alıp demir eritme ocağından, Mısırdan çıkardı.
421‹‹RAB sizin yüzünüzden bana öfkelendi. Şeria Irmağının karşı yakasına geçmemem ve Tanrınız RABbin size mülk olarak vereceği o verimli ülkeye girmemem için ant içti.
422Ben bu toprakta öleceğim. Şeria Irmağından geçmeyeceğim. Ama siz karşıya geçecek ve o verimli ülkeyi mülk edineceksiniz.
423Tanrınız RABbin sizinle yaptığı antlaşmayı unutmamaya, kendinize Tanrınız RABbin yasakladığı herhangi bir şeyin suretinde put yapmamaya dikkat edin.
424Çünkü Tanrınız RAB yakıp yok eden bir ateştir; kıskanç bir Tanrıdır.
425‹‹Ülkede uzun zaman oturduktan, çocuk ve torun sahibi olduktan sonra yoldan sapar, kendinize herhangi bir şeyin suretinde put yapar, Tanrınız RABbin gözünde kötü olanı yaparak onu öfkelendirirseniz,
426bugün size karşı yeri göğü tanık gösteririm ki, mülk edinmek için Şeria Irmağından geçip gideceğiniz ülkede kesinlikle ve çabucak öleceksiniz. Orada uzun süre yaşamayacak, büsbütün yok olacaksınız.
427RAB sizi başka halkların arasına dağıtacak. RABbin sizi süreceği ulusların arasında sayıca az olacaksınız.
428Orada görmeyen, duymayan, yemeyen, koku almayan, insan eliyle yapılmış, ağaçtan, taştan tanrılara tapacaksınız.
429Ama Tanrınız RABbi arayacaksınız. Bütün yüreğinizle, bütün canınızla ararsanız, Onu bulacaksınız.
430Sıkıntıya düştüğünüzde ve bütün bu olaylar başınıza geldiğinde, sonunda Tanrınız RABbe dönecek, Onun sözüne kulak vereceksiniz.
431Çünkü Tanrınız RAB acıyan bir Tanrıdır. Sizi bırakmaz, yok etmez ve atalarınıza ant içerek yaptığı antlaşmayı unutmaz.
432‹‹Siz doğmadan önceki geçmiş günleri, Tanrının yeryüzünde insanı yarattığı günden bu yana geçen zamanı soruşturun. Göklerin bir ucundan öbür ucuna sorun. Bu kadar önemli bir olay hiç oldu mu, ya da buna benzer bir olay duyuldu mu?
433Ateşin içinden seslenen Tanrının sesini sizin gibi duyup da sağ kalan başka bir ulus var mı?
434Hiçbir tanrı Tanrınız RABbin Mısırda gözlerinizin önünde sizin için yaptığı gibi denemelerle, belirtilerle, şaşılası işlerle, savaşla, güçlü ve kudretli elle, büyük ve ürkütücü olaylarla gidip başka bir ulustan kendine bir ulus almaya kalkıştı mı?
435‹‹Bu olaylar RABbin Tanrı olduğunu ve Ondan başkası olmadığını bilesiniz diye size gösterildi.
436O sizi yola getirmek için gökten size sesini duyurdu. Yeryüzünde size büyük ateşini gösterdi. Ateşin içinden size sözlerini duyurdu.
437Atalarınızı sevdiği ve onların soyunu seçtiği için sizi büyük gücüyle Mısırdan kendisi çıkardı.
438Amacı sizden daha büyük, daha güçlü ulusları önünüzden kovmak, onların ülkelerine girmenizi sağlamak, bugün olduğu gibi mülk edinmeniz için ülkelerini size vermekti.
439‹‹Bunun için, bugün RABbin yukarıda göklerde, aşağıda yeryüzünde Tanrı olduğunu, Ondan başkası olmadığını bilin ve bunu aklınızdan çıkarmayın.
440Size ve sizden sonra gelen çocuklarınıza iyilik sağlaması ve Tanrınız RABbin sonsuza dek size vereceği bu topraklarda uzun yıllar yaşamanız için bugün size bildirdiğim RABbin kurallarına, buyruklarına uyun.››
441Bundan sonra Musa Şeria Irmağının doğusunda üç kent ayırdı.
442Öyle ki, önceden kin beslemediği bir komşusunu istemeyerek öldüren biri bu kentlerden birine kaçıp canını kurtarabilsin.
443Bu kentler şunlardı: Rubenliler için ovadaki kırsal bölgede Beser, Gadlılar için Gilattaki Ramot, Manaşşeliler için Başandaki Golan.
444Musanın İsraillilere anlattığı yasa budur.
445Mısırdan çıktıktan sonra Musanın İsraillilere bildirdiği yasalar, kurallar, ilkeler bunlardır.
446Musa bunları Şeria Irmağının doğu yakasında, Beytpeor karşısındaki vadide bildirdi. Burası daha önce Heşbonda oturan Amorluların Kralı Sihona ait topraklardı. Musa ile İsrailliler Mısırdan çıktıklarında Sihonu bozguna uğratmışlardı.
447Onun ve Başan Kralı Ogun ülkesini, yani Şeria Irmağının doğusunda yaşayan iki Amorlu kralın ülkesini ele geçirmişlerdi.
448Bu topraklar, Arnon Vadisi kıyısındaki Aroer Kentinden Sion, yani Hermon Dağına kadar uzanıyor,
449Pisga Dağı'nın eteğindeki Arava Gölü'ne dek uzanan, Şeria Irmağı'nın doğu yakasındaki bütün Arava'yı kapsıyordu.
51Musa bütün İsraillileri bir araya toplayarak şöyle dedi: ‹‹Ey İsrail, bugün size bildireceğim kurallara, ilkelere kulak verin! Onları öğrenin ve onlara uymaya dikkat edin!
52Tanrımız RAB Horev Dağında bizimle bir antlaşma yaptı.
53RAB bu antlaşmayı atalarımızla değil, bizimle, bugün burada sağ kalan hepimizle yaptı.
54RAB dağda ateşin içinden sizinle yüz yüze konuştu.
55O zaman RABbin sözünü size bildirmek için RAB ile sizin aranızda durdum. Çünkü siz ateşten korkup dağa çıkmadınız. RAB şöyle seslendi:
56‹‹ ‹Seni Mısırdan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.
57‹‹ ‹Benden başka tanrın olmayacak.
58‹‹ ‹Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.
59Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrıyım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.
510Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa sevgi gösteririm.
511‹‹ ‹Tanrın RABbin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü RAB, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.
512‹‹ ‹Tanrın RABbin buyruğu uyarınca Şabat Gününü tut ve kutsal say.
513Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın.
514Ama yedinci gün bana, Tanrın RABbe Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, öküzün, eşeğin ya da herhangi bir hayvanın, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız. Öyle ki, senin gibi erkek ve kadın kölelerin de dinlensinler.
515Mısırda köle olduğunu ve Tanrın RABbin seni oradan güçlü ve kudretli eliyle çıkardığını anımsayacaksın. Tanrın RAB bu yüzden Şabat Gününü tutmanı buyurdu.
516‹‹ ‹Tanrın RABbin buyruğu uyarınca annene babana saygı göster. Öyle ki, ömrün uzun olsun ve Tanrın RABbin sana vereceği ülkede üzerine iyilik gelsin.
517‹‹ ‹Adam öldürmeyeceksin.
518‹‹ ‹Zina etmeyeceksin.
519‹‹ ‹Çalmayacaksın.
520‹‹ ‹Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin.
521‹‹ ‹Komşunun karısına kötü gözle bakmayacaksın. Komşunun evine, tarlasına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.›
522‹‹RAB bu sözleri dağda ateşin, bulutun, koyu karanlığın içinden bütün topluluğunuza yüksek sesle söyledi. Başka bir şey eklemedi. Sonra bunları iki taş levha üstüne yazıp bana verdi.
523‹‹Dağ alev alev yanarken karanlığın içinden sesi duyduğunuzda bütün oymak başlarınız ve ileri gelenlerinizle bana yaklaştınız.
524‹Tanrımız RAB bize yüceliğini ve büyüklüğünü gösterdi› dediniz, ‹Ateşin içinden sesini duyduk. Bugün Tanrının insanla konuştuğunu ve insanın ölmediğini gördük.
525Neden şimdi ölelim? Bu büyük ateş bizi yakıp yok edecek. Tanrımız RABbin sesini bir daha duyarsak öleceğiz.
526Ateşin içinden seslenen, yaşayan Tanrının sesini bizim gibi duyup da sağ kalan var mı?
527Sen git, Tanrımız RABbin söyleyeceklerini dinle. Sonra Tanrımız RABbin bütün söylediklerini bize anlat. Biz de kulak verip uyacağız.›
528‹‹RAB benimle yaptığınız konuşmayı duyunca, şöyle dedi: ‹Bu halkın sana neler söylediğini duydum. Bütün söyledikleri doğrudur.
529Keşke benden korksalardı ve bütün buyruklarıma uymak için her zaman yürekten istekli olsalardı! O zaman kendilerine ve çocuklarına sürekli iyilik gelirdi.
530‹‹ ‹Git, çadırlarına dönmelerini söyle.
531Ama sen burada yanımda dur. Sana bütün buyrukları, kuralları, ilkeleri vereceğim. Bunları halka sen öğreteceksin. Öyle ki, mülk edinmek için kendilerine vereceğim ülkede hepsine uysunlar.›
532‹‹Tanrınız RABbin size buyurduklarına uymaya özen gösterin. Onlardan sağa sola sapmayın.
533Tanrınız RAB'bin size buyurduğu yollarda yürüyün. Öyle ki, mülk edineceğiniz ülkede sağ kalasınız, başarılı ve uzun ömürlü olasınız.››
61‹‹Tanrınız RABbin size öğretmek için bana verdiği buyruklar, kurallar, ilkeler bunlardır. Mülk edinmek için gideceğiniz ülkede onlara uyun.
62Yaşamınız boyunca siz, çocuklarınız ve torunlarınız, size verdiğim bütün kurallara, buyruklara uyarak Tanrınız RABden korkun ki, ömrünüz uzun olsun.
63Kulak ver, ey İsrail! Söz dinleyin ki, üzerinize iyilik gelsin, atalarınızın Tanrısı RABbin size verdiği söz uyarınca süt ve bal akan ülkede bol bol çoğalasınız.
64‹‹Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RABdir.
65Tanrınız RABbi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz.
66Bugün size verdiğim bu buyrukları aklınızda tutun.
67Onları çocuklarınıza benimsetin. Evinizde otururken, yolda yürürken, yatarken, kalkarken onlardan söz edin.
68Bir belirti olarak onları ellerinize bağlayın, alın sargısı olarak takın.
69Evlerinizin kapı sövelerine, kentlerinizin kapılarına yazın.›› yalnız ve yalnız RAB›› veya ‹‹RAB Tanrımızdır, RAB tektir››.
610‹‹Tanrınız RAB atalarınıza, İbrahime, İshaka, Yakupa içtiği ant uyarınca, sizi vereceği ülkeye -inşa etmediğiniz büyük ve güzel kentleri, biriktirmediğiniz iyi eşyalarla dolu evleri, siz emek vermeden kazılmış sarnıçları, dikmediğiniz bağları, zeytinlikleri olan ülkeye- götürecek. Orada yiyip doyacaksınız.
612O zaman dikkat edin! Sizi Mısırdan, köle olduğunuz ülkeden çıkaran RABbi unutmayın.
613‹‹Tanrınız RABden korkacaksınız; Ona kulluk edecek ve Onun adıyla ant içeceksiniz.
614Başka ilahların, çevrenizdeki ulusların taptığı hiçbir ilahın ardınca gitmeyeceksiniz.
615Çünkü aranızda olan Tanrınız RAB kıskanç bir Tanrıdır. Öfkelenirse sizi yeryüzünden yok eder.
616Massada olduğu gibi, Tanrınız RABbi denemeyeceksiniz.
617Tanrınız RABbin buyruklarına, size verdiği yasalara, kurallara uymaya dikkat edeceksiniz.
618RABbin gözünde iyi ve doğru olanı yapacaksınız. Öyle ki, üzerinize iyilik gelsin, RABbin atalarınıza ant içerek söz verdiği verimli ülkeyi mülk edinesiniz.
619RAB de sözü uyarınca bütün düşmanlarınızı önünüzden kovacak.
620‹‹Gelecekte çocuklarınız size, ‹Tanrımız RABbin size verdiği yasaların, kuralların, ilkelerin anlamı nedir?› diye sorunca,
621onlara şöyle diyeceksiniz: ‹Mısırda firavunun köleleriydik. RAB bizi güçlü eliyle oradan çıkardı.
622Gözlerimizin önünde Mısıra, firavuna, ailesine karşı belirtiler, büyük ve korkunç işler yaptı.
623Atalarımıza ant içerek söz verdiği ülkeye götürmek ve orayı bize vermek için bizi Mısırdan çıkardı.
624Sürekli üzerimize iyilik gelmesi ve bugün olduğu gibi sağ kalmamız için Tanrımız RAB bütün bu kurallara uymamızı ve kendisinden korkmamızı buyurdu.
625Tanrımız RAB'bin önünde, verdiği bu buyruklara uymaya dikkat edersek, bunu bize doğruluk sayacaktır.› ››
71‹‹Tanrınız RAB mülk edinmek üzere gideceğiniz ülkeye sizi götürdüğünde, önünüzden birçok ulusu -Hititleri, Girgaşlıları, Amorluları, Kenanlıları, Perizlileri, Hivlileri, Yevusluları, sizden daha büyük ve daha güçlü yedi ulusu- kovacak.
72Tanrınız RAB bu ulusları elinize teslim ettiğinde, onları bozguna uğrattığınızda, tümünü yok etmelisiniz. Bu uluslarla antlaşma yapmayacaksınız, onlara acımayacaksınız.
73Kız alıp vermeyeceksiniz. Kızlarınızı oğullarına vermeyeceksiniz; oğullarınıza da onlardan kız almayacaksınız.
74Çünkü onlar oğullarınızı beni izlemekten saptıracak, başka ilahlara tapmalarına neden olacaklardır. O zaman RAB size öfkelenecek ve sizi çabucak yok edecek.
75Onlara şöyle yapacaksınız: Sunaklarını yıkacak, dikili taşlarını parçalayacak, Aşera putlarını devirecek, öbür putlarını yakacaksınız.
76‹‹Siz Tanrınız RAB için kutsal bir halksınız. Tanrınız RAB, öz halkı olmanız için, yeryüzündeki bütün halkların arasından sizi seçti.
77RABbin sizi sevmesinin ve seçmesinin nedeni öbür halklardan daha kalabalık olduğunuzdan değil. Siz sayıca öbür halklardan azdınız.
78RAB size sevgisini göstermek ve atalarınıza ant içerek verdiği sözü yerine getirmek için güçlü eliyle sizi Mısırdan çıkardı; köle olduğunuz ülkeden, Mısır Firavununun elinden sizi kurtardı.
79Tanrınız RABbin Tanrı olduğunu bilin. O güvenilir Tanrıdır. Kendisini sevenlerin, buyruklarına uyanların bininci kuşağına kadar antlaşmasına bağlı kalır.
710Kendisinden nefret edenlere ise üzerlerine yıkım göndererek karşılık verir. RAB kendisinden nefret edene karşılık vermekte gecikmeyecek.
711Onun için, bugün size bildirdiğim buyruklara, kurallara, ilkelere uymaya dikkat edin.››
712‹‹Bu ilkeleri dinler, onlara özenle uyarsanız, Tanrınız RAB atalarınıza ant içerek verdiği söz uyarınca sizinle yaptığı antlaşmaya bağlı kalacak.
713Sizi sevecek, kutsayacak, çoğaltacak. Atalarınıza ant içerek size söz verdiği ülkede rahminizin meyvesini, toprağınızın ürününü -tahılını, yeni şarabını, zeytinyağını- sığırlarınızın buzağılarını, sürülerinizin kuzularını bereketli kılacak.
714Öbür halklardan daha çok kutsanmış olacaksınız. Erkekleriniz, kadınlarınız, hayvanlarınız arasında döl vermeyen olmayacak.
715RAB her türlü hastalığı sizden uzaklaştıracak. Mısırda gördüğünüz korkunç hastalıklardan hiçbirini size vermeyecek. Bütün bu hastalıkları sizden nefret edenlere verecek.
716Tanrınız RABbin elinize teslim edeceği halkların tümünü yok edeceksiniz. Onlara acımayacaksınız. İlahlarına tapmayacaksınız. Çünkü bu sizin için tuzak olacaktır.
717‹‹ ‹Bu uluslar bizden daha güçlü. Onları nasıl kovabiliriz?› diye düşünebilirsiniz.
718Onlardan korkmayacaksınız. Tanrınız RABbin firavuna ve bütün Mısıra yaptıklarını her zaman anımsayın.
719Tanrınız RABbin sizi Mısırdan çıkarmak için yaptığı büyük denemeleri, belirtileri, şaşılası işleri, güçlü ve kudretli elini gözlerinizle gördünüz. Tanrınız RAB şimdi korktuğunuz bütün bu halklara aynısını yapacaktır.
720Sizden gizlenerek sağ kalmış olanların üzerine, hepsi yok olana dek eşekarısı gönderecek.
721Onlardan yılmayacaksınız. Aranızda olan Tanrınız RAB ulu ve heybetli bir Tanrıdır.
722Bu ulusları önünüzden azar azar kovacak. Onları birden ortadan kaldıramazsınız. Yoksa çevrenizde yabanıl hayvanlar çoğalır.
723Tanrınız RAB onları elinize teslim edecek ve hepsi yok oluncaya dek onları şaşkına çevirecek.
724Krallarını elinize teslim edecek; adlarını göğün altından sileceksiniz. Onları yok edene dek kimse size karşı duramayacak.
725İlahlarını simgeleyen putları yakacaksınız; üzerlerindeki altına, gümüşe göz dikmeyecek, bunları kendinize ayırmayacaksınız. Öyle ki, tuzağa düşmeyesiniz. Bu putlar Tanrınız RABbin gözünde iğrençtir.
726Bu iğrenç şeyleri evinize getirmeyeceksiniz, yoksa siz de onlar gibi yok olursunuz. Onlardan çok nefret edecek, tiksineceksiniz; çünkü onlar yok olmaya mahkûmdur.›› Dehşet ya da bir çeşit hastalık anlamına da gelebilir.
81‹‹Bugün size bildirdiğim buyruklara tam tamına uyun ki, yaşayasınız, çoğalasınız ve gidip RABbin atalarınıza ant içerek söz verdiği ülkeyi mülk edinesiniz.
82Tanrınız RABbin sizi kırk yıl boyunca çölde dolaştırdığı uzun yolculuğu anımsayın! Buyruklarına uyup uymayacağınızı, amacınızın ne olduğunu öğrenmek için sizi sıkıntılara sokarak sınadı.
83Sizi aç bırakarak sıkıntıya soktu. Sonra sizin de atalarınızın da bilmediği man ile sizi doyurdu. İnsanın yalnız ekmekle yaşamadığını, RABbin ağzından çıkan her sözle yaşadığını size öğretmek için yaptı bunu.
84Kırk yıl ne giysileriniz eskidi, ne de ayaklarınız şişti.
85Tanrınız RABbin, çocuğunu eğiten bir baba gibi, sizi nasıl eğittiğini anlayın.
86‹‹Onun için, Tanrınız RABbin buyruklarına uyun. Yollarında yürüyün, Ondan korkun.
87Tanrınız RAB sizi verimli bir ülkeye götürüyor. Öyle bir ülke ki, ırmakları, pınarları, derelerden tepelerden çıkan su kaynakları vardır;
88buğdayı, arpası, üzümü, inciri, narı, zeytinyağı, balı vardır.
89Sıkıntısız ekmek yiyebileceğiniz, hiçbir şeye gereksinim duymayacağınız bir ülkedir. Öyle bir ülke ki, kayaları demirdir, dağlarından bakır çıkarabilirsiniz.
810‹‹Yiyip doyunca, size verdiği verimli ülke için Tanrınız RABbe övgüler sunun.
811Tanrınız RABbi unutmamaya dikkat edin. Bugün size bildirdiğim buyruklarını, ilkelerini, kurallarını savsaklamayın.
812Yiyip doyduğunuzda, güzel evler yapıp yerleştiğinizde,
813sığırlarınız, davarlarınız çoğaldığında, altınınız, gümüşünüz ve her şeyiniz arttığında,
814böbürlenmemeye ve sizi Mısırdan, köle olduğunuz ülkeden çıkaran Tanrınız RABbi unutmamaya dikkat edin.
815RAB o büyük ve korkunç çölde, zehirli yılanlarla, akreplerle dolu o kurak, susuz toprakta sizi yürüttü. Size sert kayadan su çıkardı.
816Atalarınızın bilmediği man ile sizi çölde doyurdu. Sizi sıkıntıya soktu, sınadı. Öyle ki, sonunda üzerinize iyilik gelsin.
817‹Bu serveti toplayan kendi yeteneğimiz, güçlü elimizdir› diye düşünebilirsiniz.
818Ancak bu serveti toplama yeteneğini size verenin Tanrınız RAB olduğunu anımsayın. Atalarınıza ant içerek yaptığı antlaşmayı sürdürmek amacıyla bugün de bunu yapıyor.
819‹‹Tanrınız RABbi unutur, başka ilahların ardınca giderseniz, onlara tapar, önlerinde yere kapanırsanız, bugün size açıkça belirtirim ki, tamamen yok olacaksınız.
820Tanrınız RAB önünüzden ulusları yok ettiği gibi, sözüne kulak vermediğiniz için sizi de yok edecek.
91‹‹Ey İsrail, kulak ver! Bugün sizden daha büyük, daha güçlü ulusların topraklarını mülk edinmek için Şeria Irmağından geçeceksiniz. Onların kentleri büyük, surları göğe dek yükseliyor.
92Bu güçlü, uzun boylu halk Anaklılardır. Onları biliyorsunuz. ‹Kim Anaklılara karşı durabilir?› deyişini duydunuz.
93Bilin ki, yakıp yok eden ateş olan Tanrınız RAB önünüzden gidecek. Onları ortadan kaldıracak, size boyun eğmelerini sağlayacak. Onları kovacaksınız, RABbin verdiği söz uyarınca bir çırpıda yok edeceksiniz.››
94‹‹Tanrınız RAB bu ulusları önünüzden kovunca, ‹RAB doğruluğumuzdan ötürü bu ülkeyi mülk edinelim diye bizi buraya getirdi› diye düşünmeyin. Çünkü RAB, bu ulusları yaptıkları kötülükler yüzünden önünüzden kovuyor.
95Onların topraklarını mülk edinmeye gitmenizin nedeni doğruluğunuz, erdeminiz değildir. Tanrınız RAB bu ulusları kötülükleri yüzünden ve atalarınız İbrahime, İshaka, Yakupa ant içerek verdiği sözü yerine getirmek için önünüzden kovacak.
96Şunu anlayın ki, Tanrınız RABbin bu verimli toprakları mülk edinesiniz diye size vermesinin nedeni doğruluğunuz değildir. Çünkü siz dikbaşlı bir halksınız.
97‹‹Tanrınız RABbi çölde nasıl kızdırdığınızı anımsayın, hiç unutmayın. Mısırdan çıktığınız günden buraya varıncaya dek, RABbe sürekli karşı geldiniz.
98Horev Dağında RABbi öyle kızdırdınız ki, sizi yok edecek kadar öfkelendi.
99Daha önce taş levhaları -RABbin sizinle yaptığı antlaşmanın levhalarını- almak için dağa çıkmıştım; orada kırk gün, kırk gece kaldım. Ne yedim, ne içtim.
910RAB Tanrı parmağıyla yazmış olduğu iki taş levhayı bana verdi. Bu levhalar, dağda toplandığınız gün RABbin ateşin içinden size bildirdiği bütün buyrukları içermekteydi.
911Kırk gün, kırk gece sonra RAB bana iki taş levhayı, antlaşma levhalarını verdi.
912‹‹ ‹Haydi, buradan hemen in› dedi, ‹Çünkü Mısırdan çıkardığın halkın yoldan çıktı. Onlara buyurduğum yoldan hemen saptılar. Kendilerine dökme bir put yaptılar.›
913Sonra RAB bana, ‹Bu halkı gördüm› dedi, ‹İşte dikbaşlı bir halk!
914Bırak da onları yok edeyim; adlarını da göğün altından sileyim. Seni onlardan daha güçlü, daha büyük bir ulus kılayım.›
915‹‹Dönüp dağdan aşağıya indim. Dağ alev alev yanıyordu. Antlaşmanın iki levhası iki elimdeydi.
916Tanrınız RABbe karşı günah işlediğinizi gördüm. Kendinize buzağıya benzer bir dökme put yapmıştınız. RABbin size buyurduğu yoldan hemen sapmıştınız.
917Bu yüzden iki levhayı fırlatıp attım, gözünüzün önünde parçaladım.
918Bir kez daha RABbin huzurunda bir şey yemeden, içmeden kırk gün kırk gece yere kapanıp kaldım. Çünkü günah işlemiştiniz; RABbin gözünde kötü olanı yaparak Onu öfkelendirmiştiniz.
919RABbin kızgın öfkesi karşısında korktum. Öfkesi sizi yok edecek kadar alevlenmişti. Ama RAB yakarışımı yine duydu.
920RAB Haruna da onu yok edecek kadar öfkelenmişti. O sırada Harun için de yakardım.
921Yaptığınız günahlı nesneyi, o buzağıya benzer dökme putu alıp yaktım. Parçalayıp ince toz haline getirinceye dek ezdim. Sonra tozu dağdan akan dereye attım.
922‹‹Taverada, Massada, Kivrot-Hattaavada da RABbi öfkelendirdiniz.
923RAB sizi Kadeş-Barneadan gönderirken, ‹Gidin, size vereceğim ülkeyi mülk edinin› diye buyurmuştu. Sizse Tanrınız RABbin buyruğuna karşı geldiniz. Ona güvenmediniz, sözüne kulak vermediniz.
924Sizi tanıdığım günden bu yana RABbe sürekli karşı geldiniz.
925‹‹RAB sizi yok edeceğini söylediği için, kırk gün kırk gece Onun önünde yere kapanıp kaldım.
926RABbe şöyle yakardım: ‹Ey Egemen RAB, büyük kudretinle kurtarıp güçlü elinle Mısırdan çıkardığın halkını, kendi mirasını yok etme.
927Kulların İbrahimi, İshakı, Yakupu anımsa. Bu halkın dikbaşlılığını, kötülüğünü, günahını dikkate alma.
928Yoksa bizi çıkardığın ülkenin halkı, ‹RAB söz verdiği ülkeye götüremediği, onlardan nefret ettiği için çölde yok etmek amacıyla onları Mısırdan çıkardı› diyecek.
929Oysa onlar, büyük güçle ve kudretli elinle Mısır'dan çıkardığın kendi halkın ve mirasındır.››
101‹‹O zaman RAB bana, ‹Öncekiler gibi iki taş levha kes ve dağa, yanıma çık› dedi, ‹Ağaçtan bir sandık yap.
102Parçaladığın önceki levhalara yazılı buyrukları yeni levhalara yazacağım. Sonra onları sandığa koyacaksın.›
103‹‹Böylece akasya ağacından bir sandık yaptım. Öncekiler gibi iki taş levha kestim. İki levhayı da alıp dağa çıktım.
104RAB dağda toplandığınız gün ateşin içinden size bildirdiği On Buyruku, daha önce yaptığı gibi, bu levhalara yazdı ve bana verdi.
105Sonra dönüp dağdan indim. RABbin buyruğu uyarınca, levhaları yaptığım sandığa koydum. Orada duruyorlar.››
106-İsrailliler Yaakanoğullarına ait kuyulardan ayrılıp Moseraya gittiler. Harun orada öldü ve gömüldü. Yerine oğlu Elazar kâhin oldu.
107İsrailliler oradan Gudgodaya, sonra da akarsular bölgesi olan Yotvataya göç ettiler.
108O zaman RAB, kendi Antlaşma Sandığını taşıması, kendisine hizmet etmek üzere önünde durması ve Onun adıyla kutsaması için Levililer oymağını ayırdı. Bugün de aynı görevi yapıyorlar.
109Bu yüzden Levililer kardeşleri olan öbür oymaklar gibi pay ve mülk almadılar. Tanrınız RABbin onlara verdiği söz uyarınca onların mirası RABdir.-
1010‹‹Daha önce yaptığım gibi dağda kırk gün, kırk gece kaldım. RAB yine yakarışımı duydu ve sizi yok etmek istemedi.
1011Sonra, ‹Kalk, git› dedi, ‹Onları atalarına ant içerek söz verdiğim ülkeye götür. Gidip orayı mülk edinsinler.› ››
1012‹‹Şimdi, ey İsrail halkı, Tanrınız RAB sizden ne istiyor? Yalnız şunu istiyor: Tanrınız RABden korkun, Onun yollarında yürüyün, Onu sevin; bütün yüreğinizle, bütün canınızla Ona kulluk edin;
1013üzerinize iyilik gelsin diye bugün size bildirdiğim buyruklarına, kurallarına uyun.
1014Gökler de, göklerin gökleri de, yeryüzü ve içindeki her şey Tanrınız RABbindir.
1015Öyleyken RAB atalarınızı sevdi, onlara bağlandı. Bugün olduğu gibi, onların soyu olan sizleri bütün halkların arasından seçti.
1016Yüreklerinizi RABbe adayın, bundan böyle dikbaşlı olmayın.
1017Çünkü Tanrınız RAB, tanrıların Tanrısı, rablerin Rabbidir. O kimseyi kayırmayan, rüşvet almayan, ulu, güçlü, heybetli Tanrıdır.
1018Öksüzlerin, dul kadınların hakkını gözetir. Yabancıları sever, onlara yiyecek, giyecek sağlar.
1019Siz de yabancıları seveceksiniz. Çünkü Mısırda siz de yabancıydınız.
1020Tanrınız RABden korkun, Ona kulluk edin. Ona bağlı kalın ve Onun adıyla ant için.
1021O övgünüzdür. Gözlerinizle gördüğünüz o büyük, heybetli belirtileri sizin için gerçekleştiren Tanrınızdır.
1022Mısır'a giden atalarınız yetmiş kişiydi. Şimdiyse Tanrınız RAB sizi göklerdeki yıldızlar kadar çoğalttı.›› sünnet edin››.
111‹‹Tanrınız RABbi sevin. Uyarılarına, kurallarına, ilkelerine, buyruklarına her zaman uyun.
112Unutmayın ki, Tanrınız RABbin tedibini görüp yaşayan çocuklarınız değil, sizsiniz: Büyüklüğünü, güçlü elini, kudretini,
113belirtilerini, Mısırda firavuna ve bütün ülkesine yaptıklarını;
114Mısır ordusuna, atlarına, savaş arabalarına neler yaptığını; Mısırlılar sizi kovalarken onları nasıl Kızıldenizin suları altında bıraktığını, onları nasıl yok ettiğini gördünüz.
115Buraya varıncaya dek RABbin çölde sizin için neler yaptığını;
116Rubenoğullarından Eliavın oğulları Datanla Avirama neler ettiğini; bütün İsrailin gözü önünde yerin nasıl yarıldığını, onları, ailelerini, çadırlarını ve onlara ait her canlıyı nasıl yuttuğunu gören çocuklarınız değil, sizsiniz.
117RABbin yaptığı bu büyük işlerin tümünü gören sizsiniz.
118‹‹Bugün size bildirdiğim buyrukların tümüne uyun ki, güçlü olasınız, mülk edinmek üzere Şeria Irmağından geçip ülkeyi ele geçiresiniz.
119RABbin ant içerek atalarınıza ve soylarına söz verdiği süt ve bal akan ülkede ömrünüz uzun olsun.
1110Mülk edinmek için gideceğiniz ülke, çıkmış olduğunuz Mısır gibi değildir. Orada tohumunuzu eker, sebze bahçesi gibi zorluklafı sulardınız.
1111Mülk edinmek üzere gideceğiniz ülkenin ise dağları, dereleri vardır. Toprağı gökten yağan yağmurla sulanır.
1112Orası Tanrınız RABbin kayırdığı bir ülkedir. Tanrınız RAB orayı bütün yıl sürekli gözetir.
1113‹‹Tanrınız RABbi sevmek, bütün yüreğinizle, bütün canınızla Ona kulluk etmek için bugün size bildirdiğim buyruklara iyice kulak verirseniz,
1114RAB ülkenize ilk ve son yağmuru vaktinde yağdıracak. Öyle ki, tahılınızı, yeni şarabınızı, zeytinyağınızı toplayasınız.
1115RAB tarlalarda hayvanlarınız için ot sağlayacak, siz de yiyip doyacaksınız.
1116Sakının, ayartılıp yoldan çıkmayasınız; başka ilahlara tapmayasınız, önlerinde eğilmeyesiniz.
1117Öyle ki, RAB size öfkelenmesin; yağmur yağmasın, toprak ürün vermesin diye gökleri kapamasın; size vereceği verimli ülkede çabucak yok olmayasınız.
1118‹‹Bu sözlerimi aklınızda ve yüreğinizde tutun. Bir belirti olarak ellerinize bağlayın, alın sargısı olarak takın.
1119Onları çocuklarınıza öğretin. Evinizde otururken, yolda yürürken, yatarken, kalkarken onlardan söz edin.
1120Evlerinizin kapı sövelerine, kentlerinizin kapılarına yazın.
1121Öyle ki, RABbin atalarınıza vermeye söz verdiği topraklar üzerinde sizin de, çocuklarınızın da ömrü uzun olsun ve yeryüzünün üstünde gökler olduğu sürece orada yaşayasınız.
1122‹‹Uymanız için size bildirdiğim bu buyrukları eksiksiz yerine getirir, Tanrınız RABbi sever, yollarında yürür, Ona bağlı kalırsanız,
1123RAB bu ulusların tümünü önünüzden kovacak. Sizden daha büyük, daha güçlü ulusların topraklarını mülk edineceksiniz.
1124Ayak basacağınız her yer sizin olacak. Sınırlarınız çölden Lübnana, Fırat Irmağından Akdenize kadar uzanacak.
1125Hiç kimse size karşı koyamayacak. Tanrınız RAB, size verdiği söz uyarınca, ayak basacağınız her yere dehşetinizi, korkunuzu saçacaktır.
1126‹‹Bakın, bugün önünüze kutsamayı ve laneti koyuyorum:
1127Bugün size bildirdiğim Tanrınız RABbin buyruklarına uyarsanız kutsanacaksınız.
1128Ama Tanrınız RABbin buyruklarını dinlemez, bilmediğiniz başka ilahların ardınca giderek bugün size buyurduğum yoldan saparsanız, lanete uğrayacaksınız.
1129Tanrınız RAB mülk edinmek için gideceğiniz ülkeye sizi götürdüğünde, Gerizim Dağında kutsama yapacak, Eval Dağında lanet okuyacaksınız.
1130Bu iki dağ Şeria Irmağının karşı yakasında, yolun batısında, Aravada oturan Kenanlılar ülkesinde, Gilgal karşısında, More meşeliği yanındadır.
1131Tanrınız RABbin size vereceği ülkeyi mülk edinmek için Şeria Irmağından geçmek üzeresiniz. Orayı ele geçirip yerleştiğinizde,
1132bugün size bildirdiğim bütün kurallara, ilkelere uymaya dikkat edin.››
121‹‹Atalarınızın Tanrısı RABbin mülk edinmek için size verdiği ülkede yaşamınız boyunca uymanız gereken kurallar, ilkeler şunlardır:
122Topraklarını alacağınız ulusların ilahlarına taptıkları yüksek dağlardaki, tepelerdeki, bol yapraklı her ağacın altındaki yerleri tümüyle yıkacaksınız.
123Sunaklarını yıkacak, dikili taşlarını parçalayacak, Aşera putlarını yakacak, öbür putlarını parça parça edeceksiniz. İlahlarının adlarını oradan sileceksiniz.
124‹‹Siz Tanrınız RABbe bu biçimde tapmamalısınız.
125Tanrınız RABbin adını yerleştirmek için bütün oymaklarınız arasından seçeceği yere, konutuna yönelmeli, oraya gitmelisiniz.
126Yakmalık sunularınızı, kurbanlarınızı, ondalıklarınızı, bağışlarınızı, dilek adaklarınızı, gönülden verdiğiniz sunuları, sığırlarınızın ve davarlarınızın ilk doğanlarını oraya götüreceksiniz.
127Orada, sizi kutsayan Tanrınız RABbin huzurunda, siz de aileleriniz de yiyeceksiniz ve el attığınız her işte sevinç bulacaksınız.
128‹‹Bugün burada yaptığımızı yapmayın; herkes kendi gözünde doğru olanı yapıyor.
129Çünkü Tanrınız RABbin size vereceği dinlenme yerine, mülke daha ulaşmadınız.
1210Ama Şeria Irmağından geçip Tanrınız RABbin mülk olarak size vereceği ülkeye yerleşeceksiniz. RAB sizi çevrenizdeki bütün düşmanlarınızdan kurtarıp rahata kavuşturacak. Güvenlik içinde yaşayacaksınız.
1211Tanrınız RAB adını yerleştirmek için bir yer seçecek. Size buyurduğum her şeyi oraya götüreceksiniz: Yakmalık sunularınızı, kurbanlarınızı, ondalıklarınızı, bağışlarınızı, RABbe adadığınız bütün özel adaklarınızı.
1212Siz, oğullarınız, kızlarınız, erkek ve kadın köleleriniz, kentlerinizde yaşayan Levililer Tanrınız RABbin huzurunda sevineceksiniz. Çünkü Levililerin sizin gibi kendilerine ait payları ve mülkleri yoktur.
1213Yakmalık sunularınızı herhangi bir yerde sunmamaya dikkat edin.
1214Yakmalık sunularınızı RABbin oymaklarınızın birinde seçeceği yerde sunacaksınız. Size buyurduğum her şeyi orada yapacaksınız.
1215‹‹Tanrınız RABbin sizi kutsadığı ölçüde, yaşadığınız kentlerde dilediğiniz kadar hayvan kesip etini yiyebilirsiniz. Dinsel açıdan temiz ya da kirli kişi, bu eti ceylan ya da geyik eti yer gibi yiyebilir.
1216Ancak kan yemeyeceksiniz. Kanı su gibi toprağa akıtacaksınız.
1217Tahılınızın, yeni şarabınızın, zeytinyağınızın ondalığını, sığırlarınızın, davarlarınızın ilk doğanlarını, adadıklarınızın tümünü, gönülden verdiğiniz sunuları, bağışlarınızı yaşadığınız kentlerde yememelisiniz.
1218Siz, oğullarınız, kızlarınız, erkek ve kadın köleleriniz, kentlerinizde oturan Levililer bunları Tanrınız RABbin huzurunda, Onun seçeceği yerde yiyeceksiniz. Tanrınız RABbin huzurunda el attığınız her işte sevinç bulacaksınız.
1219Ülkede yaşadığınız sürece Levilileri yüzüstü bırakmamaya dikkat edin.
1220‹‹Tanrınız RAB size verdiği söz uyarınca sınırınızı genişlettiğinde, et yemeye istek duyup, ‹Et yiyeceğiz› derseniz, dilediğiniz kadar et yiyebilirsiniz.
1221Tanrınız RABbin adını yerleştirmek için seçeceği yer sizden uzaksa, buyruğum uyarınca RABbin size verdiği sığırlardan, davarlardan kesebilirsiniz. Kentlerinizde dilediğiniz kadar et yiyebilirsiniz.
1222Dinsel açıdan temiz ya da kirli kişi bu eti ceylan ya da geyik eti yer gibi yiyebilir.
1223Ama kan yememeye dikkat edin. Çünkü ete can veren kandır. Etle birlikte canı yememelisiniz.
1224Kan yememelisiniz; kanı su gibi toprağa akıtacaksınız.
1225Kan yemeyeceksiniz. Öyle ki, size ve sizden sonra gelen çocuklarınıza iyilik gelsin. Böylece RABbin gözünde doğru olanı yapmış olursunuz.
1226‹‹Kutsal sunularınızı, dilek adaklarınızı alıp RABbin seçeceği yere gideceksiniz.
1227Yakmalık sunularınızı, eti ve kanı Tanrınız RABbin sunağında sunacaksınız. Kurbanınızın kanı Tanrınız RABbin sunağına akacak. Ama eti yiyebilirsiniz.
1228Size bildirdiğim bütün bu buyruklara iyice uyun ki, size ve sizden sonra gelen çocuklarınıza sürekli iyilik gelsin. Böylece Tanrınız RABbin gözünde iyi ve doğru olanı yapmış olacaksınız.››
1229‹‹Tanrınız RAB topraklarını alacağınız ulusları önünüzden yok edecek. Topraklarını miras alıp orada yaşadığınızda
1230ve onları yok ettiğinizde, onların tuzaklarına düşmekten sakının. İlahlarına yönelip, ‹Bu uluslar ilahlarına nasıl tapıyorlardı? Biz de aynısını yapalım› demeyin.
1231Tanrınız RABbe bu biçimde tapınmayacaksınız. Onlar ilahlarına RABbin tiksindiği iğrenç şeyler sunuyorlar. Oğullarını, kızlarını bile yakarak ilahlarına kurban ediyorlar.
1232‹‹Size bildirdiğim bütün buyruklara iyice uyun. Bunlara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın.
131‹‹Aranızdan bir peygamber ya da düş gören biri çıkarsa, bir belirtiyi ya da şaşılası bir olayı önceden bildirirse,
132‹Bilmediğiniz başka ilahlara yönelip tapınalım› derse, söz ettiği belirti, şaşılası olay gerçekleşse bile,
133o peygamberi ya da düş göreni dinlememelisiniz. Tanrınız RAB kendisini bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevip sevmediğinizi anlamak için sizi sınamaktadır.
134Tanrınız RABbin ardınca yürüyün, Ondan korkun. Buyruklarına uyun, Onun sözüne kulak verin. Ona kulluk edin, Ona bağlı kalın.
135O peygamber ya da düş gören öldürülecek. O, sizi Mısırdan çıkaran, köle olduğunuz ülkeden kurtaran Tanrınız RABbe karşı gelmeye kışkırttı. Tanrınız RABbin yürümenizi buyurduğu yoldan sizi saptırmaya çalıştı. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldırmalısınız.
136‹‹Öz kardeşin, oğlun, kızın, sevdiğin karın ya da en yakın dostun seni gizlice ayartmaya çalışır, senin ve atalarının önceden bilmediğiniz, dünyanın bir ucundan öbür ucuna dek uzakta, yakında, çevrenizde yaşayan halkların ilahları için, ‹Haydi gidelim, bu ilahlara tapalım› derse,
138ona uymayacak, onu dinlemeyeceksin. Ona acımayacak, sevecenlik göstermeyecek, onu korumayacaksın.
139Onu kesinlikle öldüreceksin. Onu önce sen, sonra bütün halk taşa tutsun.
1310Taşlayarak öldürün onu. Çünkü Mısırdan, köle olduğunuz ülkeden sizi çıkaran Tanrınız RABden sizi saptırmaya çalıştı.
1311Böylece bütün İsrail bunu duyup korkacak. Bir daha aranızda buna benzer kötü bir şey yapmayacaklar.
1312‹‹Tanrınız RABbin yaşamanız için size vereceği kentlerin birinde, içinizden kötü kişiler çıktığını ve, ‹Haydi, bilmediğiniz başka ilahlara tapalım› diyerek kentlerinde yaşayan halkı saptırdıklarını duyarsanız,
1314araştıracak, inceleyecek, iyice soruşturacaksınız. Duyduklarınız gerçekse ve bu iğrenç olayın aranızda yapıldığı kanıtlanırsa,
1315o kentte yaşayanları kesinlikle kılıçtan geçireceksiniz. Kenti yok edip orada yaşayan bütün halkı ve hayvanları kılıçtan geçireceksiniz.
1316Yağmalanan malların tümünü toplayıp meydanın ortasına yığın. Kenti ve malları Tanrınız RABbe tümüyle yakmalık sunu olarak yakın. Kent sonsuza dek yıkıntı halinde bırakılacak. Yeniden onarılmayacak.
1317Yok edilecek mallardan hiçbir şey almayın. Böylece RABbin kızgın öfkesi yatışacak ve RAB atalarınıza içtiği ant uyarınca size acıyacak, sevecenlik gösterecek, sizi çoğaltacaktır.
1318Çünkü Tanrınız RAB'bin sözünü dinleyeceksiniz. Böylece bugün size bildirdiğim buyruklara uyup O'nun gözünde doğru olanı yapmış olacaksınız.››
141‹‹Siz Tanrınız RABbin çocuklarısınız. Ölülere ağıt yakmak için bedenlerinizi yaralamayacaksınız. İki kaş arasındaki tüyleri almayacaksınız.
142Tanrınız RAB için kutsal bir halksınız. RAB öz halkı olmanız için yeryüzündeki bütün halkların arasından sizi seçti.
143‹‹İğrenç sayılan hiçbir şey yemeyeceksiniz.
144Şu hayvanların etini yiyebilirsiniz: Sığır, koyun, keçi,
145geyik, ceylan, karaca, yaban keçisi, gazal, ahu, dağ koyunu.
146Çatal ve yarık tırnaklı, geviş getiren her hayvanın etini yiyebilirsiniz.
147Ancak geviş getiren, çatal ve yarık tırnaklı hayvanlardan etini yememeniz gerekenler şunlardır: Deve, tavşan, kaya tavşanı. Bunlar geviş getirir, ama çatal tırnaklı değildir. Sizin için kirli sayılırlar.
148Domuz çatal tırnaklıdır, ama geviş getirmez. Sizin için kirli sayılır. Bu hayvanların etini yemeyecek, leşine dokunmayacaksınız.
149‹‹Suda yaşayan hayvanlardan şunların etini yiyebilirsiniz: Pullu ve yüzgeçli canlıların etini yiyebilirsiniz.
1410Ama pulsuz ve yüzgeçsiz canlıların hiçbirini yemeyeceksiniz. Bunlar sizin için kirli sayılır.
1411‹‹Temiz sayılan bütün kuşları yiyebilirsiniz.
1412Etini yemeyeceğiniz kuşlar şunlardır: Kartal, kuzu kartalı, kara akbaba,
1413çaylak, doğan türleri,
1414bütün karga türleri,
1415baykuş, puhu, martı, atmaca türleri,
1416kukumav, büyük baykuş, peçeli baykuş,
1417ishakkuşu, akbaba, karabatak,
1418leylek, balıkçıl türleri, ibibik, yarasa.
1419Bütün kanatlı böcekler sizin için kirli sayılır. Hiçbirini yemeyeceksiniz.
1420Ama temiz sayılan kanatlı yaratıkların tümünü yiyebilirsiniz.
1421‹‹Kendiliğinden ölen hiçbir hayvanın etini yemeyeceksiniz. Ölü hayvanı yemesi için kentlerinizde yaşayan bir yabancıya verebilir ya da öteki yabancılara satabilirsiniz. Siz Tanrınız RAB için kutsal bir halksınız. ‹‹Oğlağı anasının sütünde haşlamayın.››
1422‹‹Her yıl tarlalarınızda yetişen ürünlerin ondalığını bir yana ayıracaksınız.
1423Tahılınızın, yeni şarabınızın, zeytinyağınızın ondalığını, sığırlarınızın ve davarlarınızın ilk doğanlarını, Tanrınız RABbin adını yerleştirmek için seçeceği yerde Onun önünde yiyeceksiniz. Bunu yapın ki, her zaman Ondan korkmayı öğrenesiniz.
1424Tanrınız RABbin adını yerleştirmek için seçeceği yer uzaksa, yol Tanrınız RABbin size verimli kıldığı ürünlerin ondalığını oraya taşıyamayacak kadar uzunsa,
1425ondalığınızı gümüşe çevirin. Gümüşü alıp Tanrınız RABbin seçeceği yere gidin.
1426Gümüşü dilediğiniz şekilde kullanın: Sığır, davar, şarap, içki ya da canınızın istediği başka bir şey alın. Siz ve aileniz orada, Tanrınız RABbin önünde yiyecek ve sevineceksiniz.
1427‹‹Kentlerinizde yaşayan Levilileri yüzüstü bırakmayın. Onların sizin gibi payları ve mülkleri yoktur.
1428Her üç yılın sonunda, o yılın ürününün bütün ondalığını getirip kentlerinizde toplayın.
1429Öyle ki, sizin gibi payları ve mülkleri olmayan Levililer, kentlerinizde yaşayan yabancılar, öksüzler, dul kadınlar gelsinler, yiyip doysunlar. Bunu yaparsanız, Tanrınız RAB el attığınız her işte sizi kutsayacaktır.››
151‹‹Her yedi yılın sonunda size borçlu olanları bağışlayacaksınız.
152Borçları bağışlama işini şöyle yapacaksınız: Her alacaklı, komşusunun borcunu bağışlayacak. Borcun ödenmesi için komşusunu ya da kardeşini zorlamayacak. Çünkü RABbin borçları bağışlama yılı duyurulmuştur.
153Yabancıdan borcunu alabilirsin. Ama İsrailli kardeşinin borcunu bağışlayacaksın.
154‹‹Aranızda yoksul kimse olmayacak. Tanrınız RABbin mülk edinmek için size vereceği ülkede Tanrınız RABbin sözünü can kulağıyla dinler, bugün size bildirdiğim bütün bu buyruklara özenle uyarsanız, O sizi kesinlikle kutsayacaktır.
156Tanrınız RAB verdiği söz uyarınca sizi kutsayacak. Siz birçok ulusa ödünç vereceksiniz, ama siz ödünç almayacaksınız. Siz birçok ulusu yöneteceksiniz, ama onlar sizi yönetmeyecek.
157‹‹Tanrınız RABbin size vereceği ülkenin herhangi bir kentinde yaşayan kardeşlerinizden biri yoksulsa, yüreğinizi katılaştırmayın, yoksul kardeşinize elisıkı davranmayın.
158Tersine, eliniz açık olsun; gereksinimlerini karşılayacak kadar ona ödünç verin.
159‹Yedinci yıl, borçları bağışlama yılı yakındır› diyerek yüreğinizde kötü düşünce barındırmaktan sakının. Öyle ki, yoksul kardeşinize karşı elisıkı davranıp ona yardım etmekten kaçınmayasınız. Yoksul kardeşiniz sizden RABbe yakınabilir, siz de günah işlemiş olursunuz.
1510Ona bol bol verin, verirken yüreğinizde isteksizlik olmasın. Bundan ötürü Tanrınız RAB bütün işlerinizde ve el attığınız her şeyde sizi kutsayacaktır.
1511Ülkede her zaman yoksullar olacak. Bunun için, ülkenizde yaşayan kardeşlerinize, yoksullara, gereksinimi olanlara eliaçık davranmanızı buyuruyorum.››
1512‹‹Eğer İbrani kardeşlerinizden bir erkek ya da kadın size satılırsa, altı yıl size kölelik edecek, yedinci yıl onu özgür bırakacaksınız.
1513Onu özgür bırakırken, eli boş göndermeyin.
1514Ona davarlarınızdan, tahılınızdan, şarabınızdan bol bol verin. Tanrınız RABbin sizi kutsadığı oranda ona vereceksiniz.
1515Mısırda köle olduğunuzu, Tanrınız RABbin sizi kurtardığını anımsayın. Bu buyruğu bugün size bunun için veriyorum.
1516‹‹Eğer köleniz sizi ve ailenizi seviyorsa, sizden hoşnutsa, ‹Yanınızdan ayrılmak istemiyorum› derse,
1517bir biz alıp kölenin kulak memesinden sokarak kapıya geçirin; o zaman yaşam boyu köleniz olarak kalacaktır. Kadın kölelerinize de aynı şeyi yapın.
1518Kölenizi özgür bırakınca üzülmemelisiniz. Size hizmet ettiği bu altı yıl boyunca ücretli bir işçiden iki kat fazla iş görmüştür. Tanrınız RAB yaptığınız her işte sizi kutsayacaktır.››
1519‹‹Sığır ve davarlarınızın içinde ilk doğan her erkek hayvanı Tanrınız RABbe ayıracaksınız. Sığırınızın ilk doğan öküzüyle iş yapmayacak, sürünüzün ilk doğan koyununu kırkmayacaksınız.
1520Siz ve aileniz her yıl Tanrınız RABbin önünde, Onun seçeceği yerde onları yiyeceksiniz.
1521Bir hayvanın özürü varsa, topal ya da körse, herhangi bir ciddi sakatlığı varsa, onu Tanrınız RABbe kurban etmeyin.
1522Bu durumdaki hayvanları kentlerinizde yiyebilirsiniz. Dinsel açıdan temiz ya da kirli kişi bunların etini ceylan ya da geyik eti yer gibi yiyebilir.
1523Ancak kan yemeyeceksiniz. Kanı su gibi toprağa akıtacaksınız.››
161‹‹Aviv ayını tutun ve Tanrınız RABbin Fısıh Bayramını kutlayın. Tanrınız RAB Aviv ayında geceleyin sizi Mısırdan çıkardı.
162Tanrınız RABbin adını yerleştirmek için seçeceği yerde davarlardan, sığırlardan Fısıh kurbanlarını keseceksiniz.
163Kurban etiyle birlikte mayalı ekmek yemeyeceksiniz. Yedi gün mayasız ekmek -sıkıntıda yenilen ekmek- yiyeceksiniz. Siz Mısırdan aceleyle çıktınız. Öyle ki, yaşadığınız sürece Mısırdan çıktığınız günü anımsayasınız.
164Yedi gün ülkenizin hiçbir yerinde maya bulunmasın. Akşam kurban edeceğiniz hayvanların etinden ilk günün sabahına bir şey bırakmayacaksınız.
165‹‹Fısıh kurbanlarını Tanrınız RABbin size vereceği kentlerden birinde kesmeyeceksiniz;
166ancak Tanrınız RABbin adını yerleştirmek için seçeceği yerde keseceksiniz. Kurbanı orada akşam gün batınca, Mısırdan çıktığınız saatlerde keseceksiniz.
167Eti Tanrınız RABbin seçeceği yerde pişirip yiyeceksiniz. Sabah dönüp çadırlarınıza gideceksiniz.
168Altı gün mayasız ekmek yiyeceksiniz. Yedinci gün Tanrınız RAB için bir toplantı düzenleyecek ve iş yapmayacaksınız.››
169‹‹Ekin biçme zamanından başlayarak yedi hafta sayacaksınız.
1610Sonra Tanrınız RABbin sizi kutsadığı oranda vereceğiniz gönülden sunularla Onun için Haftalar Bayramını kutlayacaksınız.
1611Tanrınız RABbin adını yerleştirmek için seçeceği yerde, Onun önünde, siz, oğullarınız, kızlarınız, erkek ve kadın köleleriniz, kentlerinizde yaşayan Levililer, aranızdaki yabancılar, öksüzler, dullar hep birlikte sevineceksiniz.
1612Mısırda köle olduğunuzu anımsayın ve bu kurallara uymaya dikkat edin.››
1613‹‹Tahılınızı ve asmanızın ürününü topladıktan sonra yedi gün Çardak Bayramını kutlayacaksınız.
1614Siz, oğullarınız, kızlarınız, erkek ve kadın köleleriniz, kentlerinizde yaşayan Levililer, yabancılar, öksüzler, dullar bu bayramda hep birlikte sevineceksiniz.
1615Tanrınız RABbin seçeceği yerde Onun için yedi gün bayramı kutlayacaksınız. Tanrınız RAB ürününüzün tümünü ve el attığınız her işi kutsayacak. Böylece sevinciniz tam olacak.
1616‹‹Bütün erkekleriniz yılda üç kez -Mayasız Ekmek Bayramında, Haftalar Bayramında ve Çardak Bayramında- Tanrınız RABbin önünde bulunmak üzere Onun seçeceği yere gitmeli. Kimse RABbin önüne eli boş gitmemeli.
1617Her biriniz Tanrınız RABbin sizi kutsadığı oranda armağanlar götürmeli.››
1618‹‹Tanrınız RABbin size vereceği kentlerde her oymağınız için yargıçlar, yöneticiler atayacaksınız. Onlar halkı gerçek adaletle yargılayacaklar.
1619Yargılarken haksızlık yapmayacak, kimseyi kayırmayacaksınız. Rüşvet almayacaksınız. Çünkü rüşvet bilge kişinin gözlerini kör eder, haklıyı haksız çıkarır.
1620Yaşamak ve Tanrınız RABbin size vereceği ülkeyi miras almak için doğruluğun, yalnız doğruluğun ardınca gidin.
1621‹‹Tanrınız RAB için yapacağınız sunağın yanına ağaçtan bir Aşera putu dikmeyeceksiniz.
1622Tanrınız RAB'bin nefret ettiği dikili taş dikmeyeceksiniz.
171‹‹Tanrınız RABbe herhangi bir özürü, kusuru olan sığır ya da koyun kurban etmeyeceksiniz. Tanrınız RAB bundan tiksinir.
172‹‹Tanrınız RABbin size vereceği kentlerin birinde aranızdan Onun antlaşmasını çiğneyip gözünde kötü olanı yapan bir erkek ya da kadın çıkar
173ve buyruklarıma aykırı olarak gidip başka ilahlara tapar, onların, güneşin, ayın ya da gök cisimlerinin önünde eğilirse
174ve bu olay size bildirilirse, duyduklarınızı iyice araştırın. Duyduklarınız doğruysa ve bu iğrenç olayın İsrailde yapıldığı kanıtlanırsa,
175bu kötülüğü yapan erkeği ya da kadını kentinizin kapısına çıkarın ve taşa tutarak öldürün.
176Ölmesi gereken, iki ya da üç kişinin tanıklığıyla öldürülecek; bir kişinin tanıklığıyla öldürülmeyecek.
177O kişiyi önce tanıklar, sonra bütün halk taşa tutsun. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldırmalısınız.
178‹‹Eğer kentlerinizde adam öldürme, dava, saldırı konusunda yargılamada sizi aşan sorunlarla karşılaşırsanız, Tanrınız RABbin seçeceği yere gidin.
179Sorunlarınızı Levili kâhinlere ve o dönemde görevli yargıca götürüp soruşturun. Yargı kararını onlar size bildirecekler.
1710RABbin seçeceği yerden size bildirilen karara uymalı, size verilen öğüdü tutmaya dikkat etmelisiniz.
1711Size öğretilen yasa ve verilen karar uyarınca davranın. Size bildirilenin dışına çıkmayın.
1712Orada, Tanrınız RABbin önünde görev yapan kâhini ya da yargıcı kim dinlemeyip saygısızlık ederse öldürülmeli. İsrailden kötülüğü atmalısınız.
1713Bütün halk bunu duyup korkacak, bir daha saygısızlık etmeye kalkışmayacaktır.››
1714‹‹Tanrınız RABbin size vereceği ülkeye girip orayı mülk edinerek yerleştiğinizde ve, ‹Çevremizdeki ulusların tümü gibi biz de başımıza bir kral atayalım› dediğinizde,
1715atayacağınız kral Tanrınız RABbin seçtiği kişi olmalıdır. Atayacağınız kral kendi kardeşlerinizden biri olmalı. Soydaşlarınızdan olmayan birini, bir yabancıyı kral seçmeyeceksiniz.
1716Kral çok sayıda at edinmemeli, daha çok at satın almak için halkı Mısıra göndermemeli. Çünkü RAB size, ‹Bir daha o yoldan dönmeyeceksiniz› dedi.
1717Atayacağınız kral yüreğinin RABden sapmaması için çok kadın edinmemeli, büyük ölçüde altın, gümüş biriktirmemeli.
1718‹‹Kral tahtına oturunca, Levili kâhinlerin koruması altındaki Kutsal Yasanın bir örneğini kendisi bir kitaba yazacak.
1719Bu yasa örneğini yanında bulunduracak, yaşamı boyunca her gün onu okuyacak. Öyle ki, Tanrısı RABden korkmayı, bu yasanın bütün sözlerine ve kurallarına uymayı öğrensin;
1720kendini kardeşlerinden üstün saymasın, yasanın dışına çıkmasın; kendinin ve soyunun krallığı İsrail'de uzun yıllar sürsün.››
181‹‹Levili kâhinlerin, bütün Levi oymağının öbür İsrailliler gibi payı ve mülkü olmayacak. RAB için yakılan sunularla, RABbe düşen payla geçinecekler.
182Kardeşleri arasında mülkleri olmayacak. RABbin onlara verdiği söz uyarınca, RABbin kendisi onların mirası olacak.
183‹‹Halktan sığır ya da koyun kurban edenlerin kâhinlere vereceği pay şu olacak: Kol, çene, işkembe.
184Tahılınızın, yeni şarabınızın, zeytinyağınızın ilk ürününü ve koyunlarınızdan kırktığınız ilk yünü kâhine vereceksiniz.
185Çünkü Tanrınız RAB, önünde dursunlar, her zaman adıyla hizmet etsinler diye bütün oymaklarınız arasından onu ve oğullarını seçti.
186‹‹Eğer bir Levili, yaşadığı herhangi bir İsrail kentinden RABbin seçeceği yere kendi isteğiyle gelirse,
187orada Tanrısı RABbin önünde duran Levili kardeşleri gibi RABbin adıyla hizmet edebilir.
188Aile mülkünün satışından eline geçen para dışında, eşit pay olarak bölüşecekler.››
189‹‹Tanrınız RABbin size vereceği ülkeye girdiğinizde, oradaki ulusların iğrenç törelerini öğrenip uygulamayın.
1810Aranızda oğlunu ya da kızını ateşte kurban eden, falcı, büyücü, muskacı, medyum, ruh çağıran ya da ölülerin ruhlarına danışan kimse olmasın.
1812Çünkü RAB bunları yapanlardan tiksinir. Tanrınız RAB, bu iğrenç töreleri yüzünden bu ulusları önünüzden kovacaktır.
1813Tanrınız RABbin önünde yetkin olun.›› karşılığı olarak kullanılıyor. Bu 3 terim falcılığın değişik türlerini içerir.
1814‹‹Ülkelerini alacağınız uluslar büyücülerin, falcıların öğüdüne kulak verirler. Ama Tanrınız RAB buna izin vermiyor.
1815Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin.
1816Horevde toplandığınız gün Tanrınız RABden şunu dilemiştiniz: ‹Bir daha ne Tanrımız RABbin sesini duyalım, ne de o büyük ateşi görelim, yoksa ölürüz.›
1817RAB bana, ‹Söyledikleri doğrudur› dedi.
1818‹Onlara kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım. Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz. Kendisine buyurduklarımın tümünü onlara bildirecek.
1819Adıma konuşan peygamberin ilettiği sözleri dinlemeyeni ben cezalandıracağım.
1820Ancak, kendisine buyurmadığım bir sözü benim adıma söylemeye kalkışan ya da başka ilahlar adına konuşan peygamber öldürülecektir.›
1821‹‹ ‹Bir sözün RABden olup olmadığını nasıl bilebiliriz?› diye düşünebilirsiniz.
1822Eğer bir peygamber RAB'bin adına konuşur, ama konuştuğu söz yerine gelmez ya da gerçekleşmezse, o söz RAB'den değildir. Peygamber saygısızca konuşmuştur. Ondan korkmayın.››
191‹‹Tanrınız RAB ülkelerini size vereceği ulusları yok ettiğinde ve siz bu ülkeleri mülk edinip kentlerine ve evlerine yerleştiğinizde,
192Tanrınız RABbin mülk edinmek için size vereceği ülkenin ortasında kendiniz için üç kent ayıracaksınız.
193Bu kentlere giden yollar yapacak, Tanrınız RABbin mülk olarak size vereceği ülkeyi üç bölgeye ayıracaksınız. Öyle ki, birini öldüren bu kentlerden birine kaçabilsin.
194‹‹Birini öldürüp de canını kurtarmak için oraya kaçan kişiyle ilgili kural şudur: Biri, önceden kin beslemediği komşusunu istemeyerek öldürürse,
195örneğin odun kesmek üzere komşusuyla ormana gidip ağacı kesmek için baltayı vurduğunda balta demiri saptan çıkar, komşusuna çarpar, komşusu ölürse, ölüme neden olan kişi bu kentlerden birine kaçıp canını kurtarsın.
196Yoksa ölenin öcünü almak isteyen, öfkeyle öldürenin peşine düşebilir, yol uzunsa yetişip onu öldürebilir. Oysa öldüren kişi, öldürdüğü kişiye karşı önceden bir kini olmadığından, ölümü hak etmemiştir.
197Kendinize üç kent ayırın dememin nedeni budur.
198‹‹Tanrınız RABbi sevmek, her zaman Onun yollarında yürümek için bugün size bildirdiğim bütün bu buyruklara uyarsanız, Tanrınız RAB atalarınıza içtiği ant uyarınca sınırınızı genişletir ve onlara söz verdiği bütün ülkeyi size verirse, kendinize üç kent daha ayırın.
1910Öyle ki, Tanrınız RABbin mülk olarak size vereceği ülkede suçsuz kanı dökülmesin ve siz de kan dökmekten suçlu olmayasınız.
1911‹‹Komşusuna kin besleyen biri pusuya yatar, saldırıp onu öldürür, sonra da bu kentlerden birine kaçarsa,
1912kentinin ileri gelenleri peşinden adam gönderip onu kaçtığı kentten geri getirecekler. Öldürülmesi için, ölenin öcünü almak isteyen kişiye teslim edecekler.
1913Ona acımayacaksınız. İsraili suçsuz kanı dökme günahından arındırmalısınız ki, üzerinize iyilik gelsin.
1914‹‹Tanrınız RABbin mülk edinmek için size vereceği ülkede payınıza düşen mirasta komşunuzun önceden belirlenen sınırını değiştirmeyeceksiniz.››
1915‹‹Herhangi bir suç ya da günah konusunda birini suçlu çıkarmak için bir tanık yetmez. Her sorun iki ya da üç tanığın tanıklığıyla açıklığa kavuşturulacaktır.
1916‹‹Eğer yalancı bir tanık kötü amaçla birini suçlarsa,
1917aralarında sorun olan iki kişi RABbin önünde kâhinlerin ve o dönemde görevli yargıçların önüne çıkarılmalı.
1918Yargıçlar sorunu iyice araştıracaklar. Eğer tanığın kardeşine karşı yalancı tanıklık yaptığı ortaya çıkarsa,
1919kardeşine yapmayı tasarladığını kendisine yapacaksınız. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldırmalısınız.
1920Geri kalanlar olup bitenleri duyup korkacaklar; bir daha aranızda buna benzer kötü bir şey yapmayacaklar.
1921Acımayacaksınız: Cana can, göze göz, dişe diş, ele el, ayağa ayak.››
201‹‹Düşmanlarınızla savaşmaya gittiğinizde, atlar, savaş arabaları ve sizden daha kalabalık bir ordu görürseniz onlardan korkmayın. Sizi Mısırdan çıkaran Tanrınız RAB sizinledir.
202Savaşa başlamadan önce kâhin gelip askerlere seslenecek.
203Onlara şöyle diyecek: ‹Ey İsrailliler, dinleyin! Bugün düşmanlarınızla savaşmaya gidiyorsunuz. Cesaretinizi yitirmeyin, korkmayın. Onlardan yılmayın, ürkmeyin.
204Çünkü sizi zafere kavuşturmak üzere sizinle birlikte düşmanlarınıza karşı savaşmaya gelen Tanrınız RABdir.›
205‹‹Görevliler askerlere şöyle diyecekler: ‹Yeni ev yapıp da içinde oturmayan biri var mı? Evine geri dönsün. Yoksa savaşta ölebilir, evine bir başkası yerleşir.
206Bağ dikip de üzümünü toplamayan var mı? Evine dönsün. Olur ya, savaşta ölür, üzümü bir başkası toplar.
207Bir kızla nişanlanıp da evlenmeyen var mı? Evine dönsün. Belki savaşta ölür, kızı başka biri alır.›
208‹‹Görevliler konuşmalarını şöyle sürdürecekler: ‹Aranızda korkan, cesaretini yitiren var mı? Evine dönsün. Öyle ki, kardeşlerinin yürekleri onunki gibi ürpermesin.›
209Görevliler askerlere seslenmeyi bitirince, orduya komutanlar atayacaklar.
2010‹‹Bir kente saldırmadan önce, kent halkına barış önerin.
2011Barış önerinizi benimser, kapılarını size açarlarsa, kentte yaşayanların tümü sizin için angaryasına çalışacak, size hizmet edecekler.
2012Ama barış önerinizi geri çevirir, sizinle savaşmak isterlerse, kenti kuşatın.
2013Tanrınız RAB kenti elinize teslim edince, orada yaşayan bütün erkekleri kılıçtan geçirin.
2014Kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz. Tanrınız RABbin size verdiği düşman malını kullanabilirsiniz.
2015Yakınınızdaki uluslara ait olmayan sizden çok uzak kentlerin tümüne böyle davranacaksınız.
2016‹‹Ancak Tanrınız RABbin miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız.
2017Tanrınız RABbin size buyurduğu gibi, onları -Hitit, Amor, Kenan, Periz, Hiv ve Yevus halklarını- tümüyle yok edeceksiniz.
2018Öyle ki, ilahlarına taparken yaptıkları iğrençliklere uymayı size öğretemesinler, siz de Tanrınız RABbe karşı günah işlemeyesiniz.
2019‹‹Bir kentle savaşırken, kenti ele geçirmek için kuşatma uzun sürerse, ağaçlarına balta vurup yok etmeyeceksiniz. Ağaçların ürünlerini yiyebilirsiniz, ama onları kesmeyeceksiniz. Çünkü kırdaki ağaçlar insan değil ki kuşatma altına alasınız.
2020Yalnız ürün vermediğini bildiğiniz ağaçları kesip yok edebilirsiniz. Sizinle savaşan kenti ele geçirene dek kesilen ağaçları kuşatma işinde kullanabilirsiniz.››
211‹‹Tanrınız RABbin mülk edinmek için size vereceği ülkede, kırda yere düşmüş, kimin öldürdüğü bilinmeyen birini görürseniz,
212ileri gelenleriniz ve yargıçlarınız gidip ölünün çevredeki kentlere olan uzaklığını ölçsünler.
213Ölüye en yakın kentin ileri gelenleri işe koşulmamış, boyunduruk takmamış bir düve alacaklar.
214Düveyi toprağı sürülmemiş, ekilmemiş ve içinde sürekli akan bir dere olan bir vadiye getirecekler. Orada, derede düvenin boynunu kıracaklar.
215Levili kâhinler de oraya gidecek. Çünkü Tanrınız RAB, onları kendisine hizmet etsinler, Onun adıyla kutsasınlar diye seçti. Kavga, saldırı davalarına da onlar bakacak.
216Ölüye en yakın kentin ileri gelenleri, derede boynu kırılan düvenin üzerinde ellerini yıkayacaklar.
217Sonra şöyle bir açıklama yapacaklar: ‹Bu kanı ellerimiz dökmedi, kimin yaptığını gözlerimiz de görmedi.
218Ya RAB, kurtardığın halkın İsraillileri bağışla. Halkını dökülen suçsuz kanından sorumlu tutma.› Böylece kan dökme günahından bağışlanacaklar.
219RABbin gözünde doğru olanı yapmakla, suçsuz kanı dökme günahından arınacaksınız.››
2110‹‹Düşmanlarınızla savaşmaya çıktığınızda ve Tanrınız RAB onları elinize teslim ettiğinde, tutsaklar alır ve
2111aralarında sevdiğiniz güzel bir kadın görürseniz, onu kendinize eş olarak alabilirsiniz.
2112Onu evinize götürün. Başını tıraş etsin, tırnaklarını kessin.
2113Üzerinden tutsaklık giysilerini çıkarsın. Evinizde otursun. Anne babası için bir ay yas tutsun. Sonra kadını alan kişi onunla yatabilir. Erkek ona koca, kadın da ona karı olacak.
2114Kadından hoşnut kalmazsa, onu özgür bıraksın. Kadınla yattığı için onu parayla satmasın, ona köle gibi davranmasın.››
2115‹‹Eğer bir adamın iki karısı varsa, birini seviyor, öbüründen hoşlanmıyorsa; iki kadın da kendisine oğullar doğurmuşsa; ilk oğul hoşlanmadığı kadının oğluysa;
2116adam malını miras olarak oğullarına bölüştürdüğü gün sevdiği kadının oğlunu kayırıp ona ilk oğulluk hakkını veremez.
2117Hoşlanmadığı kadının oğlunu ilk doğan oğul olarak tanıyacak ve ona bütün malından iki pay verecektir. Çünkü bu oğul babasının gücünün ilk ürünüdür. İlk oğulluk hakkı onun olacak.››
2118‹‹Eğer bir adamın dikbaşlı, başkaldıran, annesinin ve babasının sözünü dinlemeyen, onların tedibine aldırmayan bir oğlu varsa,
2119annesiyle babası onu tutup kent kapısında görev yapan kent ileri gelenlerine götürecekler.
2120Onlara şöyle diyecekler: ‹Oğlumuz dikbaşlı, başkaldıran bir çocuktur. Sözümüzü dinlemiyor. Savurgan ve içkicidir.›
2121Bunun üzerine kentin bütün erkekleri onu taşlayarak öldürecekler. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldıracaksınız. Bütün İsrailliler bunu duyup korkacaklar.››
2122‹‹Eğer bir adam bir günahtan ötürü ölüm cezasına çarptırılıp öldürülür ve ölüsü ağaca asılırsa,
2123ölüyü gece ağaçta asılı bırakmamalısınız. O gün kesinlikle gömmelisiniz. Asılan kişi Tanrı tarafından lanetlenmiştir. Tanrınız RAB'bin mülk olarak size vereceği ülkeyi kirletmeyeceksiniz.
221‹‹Kardeşinin yolunu yitirmiş sığırını ya da koyununu görünce, onları görmezlikten gelme. Sığırı ya da koyunu kesinlikle kardeşine geri götüreceksin.
222Kardeşin sana uzaksa ya da hayvanın kime ait olduğunu bilmiyorsan evine götür. Kardeşin sığırını ya da koyununu aramaya çıkıncaya dek hayvan evinde kalsın. Sonra ona geri verirsin.
223Kardeşinin eşeğini, giysisini ya da yitirdiği başka bir şeyini gördüğünde, aynı biçimde davranacaksın. Görmezlikten gelmeyeceksin.
224‹‹Kardeşinin eşeğini ya da sığırını yolda düşmüş gördüğünde, görmezlikten gelme. Hayvanı ayağa kaldırması için kesinlikle kardeşine yardım edeceksin.
225‹‹Kadınlar erkek giysisi, erkekler de kadın giysisi giymesin. Tanrınız RAB bu gibi şeyleri yapanlardan tiksinir.
226‹‹Yolda rastlantıyla ağaçta ya da yerde bir kuş yuvası görürseniz, ana kuş yavruların ya da yumurtaların üzerinde oturuyorsa, anayı yavrularıyla birlikte almayacaksınız.
227Yavruları kendiniz için alabilirsiniz, ama anayı kesinlikle özgür bırakacaksınız. Öyle ki, üzerinize iyilik gelsin ve ömrünüz uzun olsun.
228‹‹Yeni bir ev yaparken, dama korkuluk yapacaksın. Öyle ki, biri damdan düşüp ölürse ailen sorumlu sayılmasın.
229‹‹Bağına iki çeşit tohum ekmeyeceksin. Yoksa ektiğin tohumun da bağın da ürününü kullanamazsın.
2210‹‹Çift sürmek için eşeği öküzle birlikte koşmayacaksın.
2211‹‹Yünle ketenden dokunmuş karışık kumaştan giysi giymeyeceksin.
2212‹‹Giysinin dört yerine püskül dikeceksin.››
2213‹‹Bir adam bir kadın alır, yattıktan sonra ondan hoşlanmazsa,
2214ona suç yükler, adını kötüler, ‹Bu kadınla evlendim ama onunla yatınca erden olmadığını gördüm› derse,
2215kadının annesiyle babası kızlarının erden olduğuna ilişkin kanıtı alıp kapıda görevli kent ileri gelenlerine getirecekler.
2216Kadının babası ileri gelenlere, ‹Kızımı bu adamla evlendirdim ama o kızımdan hoşlanmıyor› diyecek, ‹Şimdi kızımı suçluyor, onun erden olmadığını söylüyor. İşte kızımın erden olduğunun kanıtı!› Sonra anne-baba kızlarının erden olduğunu kanıtlayan yatak çarşafını ileri gelenlerin önüne serip gösterecekler.
2218Kent ileri gelenleri de adamı cezalandıracaklar.
2219Ceza olarak ondan yüz gümüş alıp kadının babasına verecekler. Çünkü adam İsrailli bir erden kızın adını kötülemiştir. Kadın adamın karısı kalacak ve adam yaşamı boyunca onu boşayamayacaktır.
2220‹‹Ancak bu sav doğruysa, kızın erden olduğuna ilişkin bir kanıt bulunamazsa,
2221kızı baba evinin kapısına çıkaracaklar. Kent halkı taşlayarak kızı öldürecek. Babasının evindeyken fuhuş yapmakla İsrailde iğrençlik yapmıştır. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldıracaksınız.
2222‹‹Eğer bir adam başka birinin karısıyla yatarken yakalanırsa, hem kadınla yatan adam, hem kadın, ikisi de öldürülecek. İsrailden kötülüğü atacaksınız.
2223‹‹Eğer bir adam kentte başka biriyle nişanlı erden bir kızla karşılaşır ve onunla yatarsa,
2224ikisini de kentin kapısına götürecek, taşlayarak öldüreceksiniz. Çünkü kız kentte olduğu halde yardım istemek için bağırmadı; adam da komşusunun karısıyla ilişki kurdu. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldıracaksınız.
2225‹‹Eğer bir adam kırda nişanlı bir kızla karşılaşır, onu yakalayıp tecavüz ederse, yalnız tecavüz eden adam öldürülecek.
2226Kıza hiçbir şey yapmayacaksınız. Çünkü kızın ölümü hak edecek bir günahı yoktur. Bu, komşusuna saldırıp onu öldüren adamın davasına benzer.
2227Adam kızı kırda gördüğünde nişanlı kız bağırmışsa da onu kurtaran olmamıştır.
2228‹‹Eğer bir adam nişanlı olmayan erden bir kızla karşılaşır, tutup onunla yatarsa ve bu ortaya çıkarsa,
2229kızla yatan adam kızın babasına elli gümüş verecek. Kıza tecavüz ettiği için onu karı olarak alacak ve yaşamı boyunca onu boşayamayacaktır.
2230‹‹Kimse babasının karısını almayacak, babasının evlilik yatağına leke sürmeyecektir.››
231‹‹Erkeklik bezi ezilmiş ya da erkeklik organı kesilmiş kişi RABbin topluluğuna girmeyecek.
232‹‹Yasa dışı doğan biri RABbin topluluğuna girmeyecek. Soyundan gelenler de onuncu kuşağa dek RABbin topluluğuna girmeyecektir.
233‹‹Ammonlu ya da Moavlı biri RABbin topluluğuna girmeyecek. Onların soyundan gelenler de onuncu kuşağa dek asla RABbin topluluğuna girmeyecek.
234Mısırdan çıktığınızda yolda sizi ekmek ve suyla karşılamadılar. Aram-Naharayimdeki Petor Kentinden Beor oğlu Balamı size lanet okuması için ücretle tuttular.
235Ne var ki Tanrınız RAB Balamı dinlemek istemedi. Sizin için laneti kutsamaya çevirdi. Çünkü Tanrınız RAB sizi seviyor.
236Kuşaklar boyunca onların esenliği ve iyiliği için çalışmayın.
237‹‹Edomlulardan iğrenmeyeceksiniz. Onlar kardeşinizdir. Mısırlılardan da iğrenmeyeceksiniz. Çünkü onların ülkesinde yabancı olarak yaşadınız.
238Onlardan doğan üçüncü kuşak çocuklar RABbin topluluğuna girebilir.››
239‹‹Düşmanlarınızla savaşmak üzere ordugah kurduğunuzda, her kötülükten sakınacaksınız.
2310Aranızda gece menisi boşaldığı için dinsel açıdan kirli biri varsa, ordugahın dışına çıkıp orada kalsın.
2311Akşama doğru yıkansın, gün batımında ordugaha dönsün.
2312‹‹İhtiyaçlarınızı gidermek için ordugahın dışında bir yeriniz olmalı.
2313Donatımınız arasında yeri kazmak için bir gereç bulunsun. İhtiyacınızı gidereceğiniz zaman bir çukur kazın, sonra da dışkınızı örtün.
2314Tanrınız RAB sizi kurtarmak ve düşmanlarınızı elinize teslim etmek için ordugahın ortasında dolaşır. Ordugahınız kutsal olsun ki, RAB aranızda yakışıksız bir şey görüp sizden ayrılmasın.››
2315‹‹Efendisinden kaçıp size sığınan köleyi efendisine teslim etmeyeceksiniz.
2316Bırakın kendi seçeceği yerde, beğendiği bir kentte aranızda yaşasın. Ona baskı yapmayacaksınız.
2317‹‹Putperest törenlerinde fuhuş yapan İsrailli bir kadın ya da erkek olmasın.
2318Fuhuş yapan kadın ya da erkeğin kazancını adak olarak Tanrınız RABbin Tapınağına götürmeyeceksiniz. İkisi de Tanrınız RABbin gözünde iğrençtir.
2319‹‹Kardeşinize para, yiyecek ya da faiz getiren başka bir şey ödünç verdiğinizde, ondan faiz almayacaksınız.
2320Yabancıdan faiz alabilirsiniz ama kardeşinizden almayacaksınız. Böyle yapın ki, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede el attığınız her işte Tanrınız RAB sizi kutsasın.
2321‹‹Tanrınız RABbe bir dilek adağı adadığınızda yerine getirmeyi savsaklamayın. Tanrınız RAB sizden kesinlikle bunu isteyecektir. Yerine getirmezseniz size günah sayılacaktır.
2322Ama adak adamaktan çekinirsen günah sayılmaz.
2323Ağzınızdan çıkanı yapmaya dikkat edin. Çünkü Tanrınız RABbe adağı gönülden adadınız.
2324‹‹Komşunuzun bağına girdiğinizde doyuncaya dek üzüm yiyebilirsiniz, ama torbanıza koymayacaksınız.
2325Komşunuzun ekin tarlasına girdiğinizde elinizle başak koparabilirsiniz, ama ekinlere orak salmayacaksınız.
241‹‹Eğer bir adam evlendiği kadında yakışıksız bir şey bulur, bundan ötürü ondan hoşlanmaz, boşanma belgesi yazıp ona verir ve onu evinden kovarsa,
242kadın adamın evinden ayrıldıktan sonra başka biriyle evlenirse,
243ikinci kocası da ondan hoşlanmaz, boşanma belgesi yazıp verir, onu evinden kovarsa ya da ikinci adam ölürse,
244kadını boşayan ilk kocası onunla yeniden evlenemez. Çünkü kadın kirlenmiştir. Bu RABbin gözünde iğrençtir. Tanrınız RABbin mülk olarak size vereceği ülkeyi günaha sürüklemeyin.
245‹‹Yeni evli bir adam savaşa gitmeyecek, ona herhangi bir görev verilmeyecek. Bir yıl özgürce evinde kalıp karısını mutlu edecek.
246‹‹Rehin olarak ne değirmeni, ne de üst taşını alın. Bunu yapmakla adamın yaşamını rehin almış olursunuz.
247‹‹İsrailli kardeşlerinden birini kaçırıp ona kötü davranan ya da onu satan adam yakalanırsa ölmeli. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldıracaksınız.
248‹‹Deri hastalığı konusunda, Levili kâhinlerin size bütün öğrettiklerini yapmaya çok dikkat edin. Onlara verdiğim buyruklara özenle uyun.
249Siz Mısırdan çıktıktan sonra Tanrınız RABbin yolda Miryama neler yaptığını anımsayın.
2410‹‹Komşuna herhangi bir şey ödünç verdiğinde, vereceği rehini almak için onun evine girmeyeceksin.
2411Dışarıda bekleyeceksin. Ödünç verdiğin kişi rehini kendisi sana getirsin.
2412Eğer yoksul biriyse, onun rehini elinde olduğu sürece yatağa girmeyeceksin.
2413Ondan aldığın giysiyi gün batımında ona kesinlikle geri vereceksin ki, onunla yatabilsin. O da seni kutsayacak. Bu yaptığın, Tanrın RABbin önünde sana doğruluk sayılacak.
2414‹‹Ücretle çalışan, gereksinimi olan, yoksul bir soydaşınızı ya da kentlerinizin birinde yaşayan bir yabancıyı sömürmeyeceksiniz.
2415Ücretini her gün, güneş batmadan ödeyeceksiniz. Yoksul olduğu için güvencesi odur. Yoksa sana karşı RABbe haykırır ve sen de günah işlemiş sayılırsın.
2416‹‹Ne babalar çocuklarının günahından ötürü öldürülecek, ne de çocuklar babalarının. Herkes kendi günahı için öldürülecek.
2417‹‹Yabancıya ya da öksüze haksızlık etmeyeceksiniz. Dul kadının giysisini rehin almayacaksınız.
2418Mısırda köle olduğunuzu, Tanrınız RABbin sizi oradan kurtardığını anımsayın. Bunun için böyle davranmanızı buyuruyorum.
2419‹‹Tarlanızdaki ekini biçtiğinizde, gözden kaçan bir demet olursa, almak için geri dönmeyin. Onu yabancıya, öksüze, dul kadına bırakın. Öyle ki, Tanrınız RAB el attığınız her işte sizi kutsasın.
2420Zeytin ağaçlarınızı dövüp ürününü topladığınızda, dallarda kalanı toplamak için geri dönmeyeceksiniz. Kalanları yabancıya, öksüze, dul kadına bırakacaksınız.
2421Bağbozumunda artakalan üzümleri toplamak için geri dönmeyeceksiniz. Yabancıya, öksüze, dul kadına bırakacaksınız.
2422Mısır'da köle olduğunuzu anımsayın. Bunun için böyle davranmanızı buyuruyorum.
251‹‹Kişiler arasında bir sorun çıktığında, taraflar mahkemeye gittiğinde, yargıçlar davaya bakacak; suçsuzu aklayacak, suçluyu cezaya çarptıracaklar.
252Eğer suçlu kişi kamçılanmayı hak ettiyse, yargıç onu yere yatırtacak ve önünde suçu oranında sayıyla kamçılatacak.
253Suçluya kırk kırbaçtan fazla vurulmamalı. Kırbaç sayısı kırkı aşarsa, kardeşiniz gözünüzde aşağılanabilir.
254‹‹Harman döven öküzün ağzını bağlamayacaksın.
255‹‹Birlikte oturan kardeşlerden biri oğlu olmadan ölürse, ölenin dulu aile dışından biriyle evlenmemeli. Ölenin kardeşi dul kalan kadına gidecek. Onu kendine karı olarak alacak, ona kayınbiraderlik görevini yapacak.
256Kadının doğuracağı ilk oğul, ölen kardeşin adını sürdürsün. Öyle ki, ölenin adı İsrailden silinmesin.
257Ama adam kardeşinin dul karısıyla evlenmek istemiyorsa, dul kadın kent kapısında görev yapan ileri gelenlere gidip şöyle diyecek: ‹Kayınbiraderim İsrailde kardeşinin adını yaşatmayı kabul etmiyor. Bana kayınbiraderlik görevini yapmak istemiyor.›
258Kentin ileri gelenleri adamı çağırıp onunla konuşacaklar. Eğer adam, ‹Onunla evlenmek istemiyorum› diye üstelerse,
259kardeşinin dul karısı ileri gelenlerin önünde adamın yanına gidecek, onun ayağındaki çarığı çıkaracak, yüzüne tükürecek ve, ‹Kardeşine soy yetiştirmek istemeyen adama böyle yapılır› diyecek.
2510Adamın soyu İsrailde ‹Çarığı çıkarılanın soyu› diye bilinecek.
2511‹‹Eğer iki adam kavgaya tutuşur da birinin karısı kocasını dövenin elinden kurtarmak için gelip elini uzatır, öbür adamın erkeklik organını tutarsa,
2512kadının elini keseceksiniz; ona acımayacaksınız.
2513‹‹Torbanızda biri ağır, öbürü hafif iki türlü tartı olmayacak.
2514Evinizde biri büyük, öbürü küçük iki türlü ölçü olmayacak.
2515Tartınız da ölçünüz de eksiksiz ve doğru olacak. Öyle ki, Tanrınız RABbin size vereceği ülkede ömrünüz uzun olsun.
2516Tanrınız RAB bunları yapandan da, haksızlık edenden de tiksinir. ölçek.
2517‹‹Siz Mısırdan çıktıktan sonra Amaleklilerin yolda size neler yaptığını anımsayın.
2518Siz yorgun ve bitkinken yolda size saldırdılar; geride kalan bütün güçsüzleri öldürdüler. Tanrıdan korkmadılar.
2519Tanrınız RAB mülk edinmek için miras olarak size vereceği ülkede sizi çevrenizdeki bütün düşmanlardan kurtarıp rahata kavuşturunca, Amalekliler'in anısını gökler altından sileceksiniz. Bunu unutmayın!››
261‹‹Tanrınız RABbin miras olarak size vereceği ülkeye girip orayı mülk edinerek yerleştiğinizde,
262Tanrınız RABbin size vereceği ülkenin topraklarından topladığınız bütün ürünlerin ilk yetişenlerini alıp sepete koyacaksınız. Sonra Tanrınız RABbin adını yerleştirmek için seçeceği yere gideceksiniz.
263O dönemde görevli kâhine gidip, ‹RABbin bize ant içerek atalarımıza söz verdiği ülkeye geldiğimi Tanrın RABbe bugün bildiriyorum› diyeceksiniz.
264Kâhin sepeti elinizden alıp Tanrınız RABbin sunağının önüne koyacak.
265Sonra Tanrınız RABbin önünde şu açıklamayı yapacaksınız: ‹Babam göçebe bir Aramlıydı. Sayıca az kişiyle Mısıra gidip orada yaşamaya başladı. Orada büyük, güçlü, kalabalık bir ulus oldu.
266Mısırlılar bize kötü davranarak baskı yaptılar. Bizi ağır işlere zorladılar.
267Atalarımızın Tanrısı RABbe yakardık. RAB yakarışımızı duydu; çektiğimiz sıkıntıyı, emeği, bize yapılan baskıyı gördü.
268Bunun üzerine güçlü elle, kudretle, büyük ve ürkütücü olaylarla, belirtilerle, şaşılası işlerle bizi Mısırdan çıkardı.
269Bizi buraya getirdi; bu toprakları, süt ve bal akan ülkeyi bize verdi.
2610Şimdi, ya RAB, bize verdiğin toprağın ürününün ilk yetişenini getiriyorum.› Sonra sepeti Tanrınız RABbin önüne koyup Onun önünde yere kapanacaksınız.
2611Sizler, Levililer ve aranızda yaşayan yabancılar Tanrınız RABbin size ve ailenize verdiği bütün iyi şeyler için sevineceksiniz.
2612‹‹Üçüncü yıl, ondalığı verme yılı, bütün ürününüzün ondalığını bir yana ayırın. Ayırma işini bitirdiğinizde, ondalığı Levililere, yabancılara, öksüzlere ve dul kadınlara vereceksiniz. Öyle ki, onlar da kentlerinizde yiyip doysunlar.
2613Sonra Tanrınız RABbe, ‹Bana buyurduğun gibi, RABbe ayırdıklarımı evden çıkarıp Levililere, yabancılara, öksüzlere ve dul kadınlara verdim› diyeceksiniz, ‹Buyruklarından ayrılmadım, hiç birini unutmadım.
2614Ne yas tutarken ayırdıklarımdan yedim, ne dinsel açıdan kirliyken onlara dokundum, ne de ölülere sundum. Tanrım RABbin sözüne kulak verdim. Bana bütün buyurduklarını yaptım.
2615Kutsal konutundan, göklerden aşağıya bak! Halkın İsraili ve atalarımıza içtiğin ant uyarınca bize verdiğin ülkeyi, süt ve bal akan ülkeyi kutsa.› ››
2616‹‹Bugün Tanrınız RAB bu kurallara, ilkelere uymanızı buyuruyor. Onlara bütün yüreğinizle, canınızla uymaya dikkat edin.
2617Bugün RABbin Tanrınız olduğunu, Onun yollarında yürüyeceğinizi, kurallarına, buyruklarına, ilkelerine uyacağınızı, Onun sözünü dinleyeceğinizi açıkladınız.
2618Bugün RAB, size verdiği söz uyarınca, öz halkı olduğunuzu açıkladı. Bütün buyruklarına uyacaksınız.
2619Tanrınız RAB sizi övgüde, ünde, onurda yarattığı bütün uluslardan üstün kılacağını, verdiği söz uyarınca kendisi için kutsal bir halk olacağınızı açıkladı.››
271Musa ile İsrail ileri gelenleri halka şöyle dediler: ‹‹Bugün size ilettiğim bütün buyruklara uyun.
272Şeria Irmağından Tanrınız RABbin size vereceği ülkeye geçince, büyük taşlar dikip kireçleyeceksiniz.
273Atalarınızın Tanrısı RABbin size verdiği söz uyarınca Onun size vereceği ülkeye, süt ve bal akan ülkeye girince, bu yasanın bütün sözlerini taşlara yazacaksınız.
274Şeria Irmağından geçince, bugün size buyurduğum gibi, bu taşları Eval Dağına dikip kireçleyeceksiniz.
275Orada Tanrınız RABbe taşlardan bir sunak yapacaksınız. Bu taşlara demir alet uygulamayacaksınız.
276Tanrınız RABbin sunağını yontulmamış taşlardan yapacak, üzerinde Tanrınız RABbe yakmalık sunular sunacaksınız.
277Esenlik sunularını orada kesip yiyecek ve Tanrınız RABbin önünde sevineceksiniz.
278Taşlara bu yasanın bütün sözlerini okunaklı bir biçimde yazacaksınız.››
279Sonra Musa ile Levili kâhinler bütün İsraillilere, ‹‹Ey İsrail, sus ve kulak ver!›› diye seslendiler, ‹‹Bugün Tanrınız RABbin halkı oldunuz.
2710Tanrınız RABbin sözüne kulak verin, bugün size ilettiğim buyruklarına, kurallarına uyun.››
2711O gün Musa halka şöyle dedi:
2712‹‹Şeria Irmağından geçince, halkı kutsamak için Gerizim Dağında duracak oymaklar şunlardır: Şimon, Levi, Yahuda, İssakar, Yusuf, Benyamin.
2713Lanetlemek için Eval Dağında şu oymaklar duracak: Ruben, Gad, Aşer, Zevulun, Dan, Naftali.
2714Levililer bütün İsrail halkına yüksek sesle şöyle diyecekler:
2715‹‹ ‹RABbin tiksindiği el işi oyma ya da dökme put yapana ve onu gizlice dikene lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diye karşılık verecek.
2716‹‹ ‹Annesine, babasına saygısızca davranana lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2717‹‹ ‹Komşusunun sınırını değiştirene lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2718‹‹ ‹Kör olanı yoldan saptırana lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2719‹‹ ‹Yabancıya, öksüze, dul kadına haksızlık edene lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2720‹‹ ‹Babasının karısıyla yatana lanet olsun! Çünkü o babasının evlilik yatağına leke sürmüştür.› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2721‹‹ ‹Herhangi bir hayvanla cinsel ilişki kurana lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2722‹‹ ‹Annesinden ya da babasından olan kızkardeşiyle yatana lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2723‹‹ ‹Kaynanasıyla yatana lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2724‹‹ ‹Komşusunu gizlice öldürene lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2725‹‹ ‹Suçsuz birini öldürmek için rüşvet alana lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.
2726‹‹ ‹Bu yasanın sözlerine uymayan ve onları onaylamayana lanet olsun!› ‹‹Bütün halk, ‹Amin!› diyecek.››
281‹‹Eğer Tanrınız RABbin sözünü iyice dinler ve bugün size ilettiğim bütün buyruklarına uyarsanız, Tanrınız RAB sizi yeryüzündeki bütün uluslardan üstün kılacaktır.
282Tanrınız RABbin sözünü dinlerseniz, şu bereketler üzerinize gelecek ve sizinle olacak:
283‹‹Kentte de tarlada da kutsanacaksınız.
284‹‹Rahminizin meyvesi kutsanacak. Toprağınızın ürünü, hayvanlarınızın dölü -sığırlarınızın buzağıları, sürülerinizin kuzuları- bereketli olacak.
285‹‹Sepetiniz ve hamur tekneniz bereketli olacak.
286‹‹İçeri girdiğinizde de dışarı çıktığınızda da kutsanacaksınız.
287‹‹RAB size saldıran düşmanlarınızı önünüzde bozguna uğratacak. Onlar size bir yoldan saldıracak, ama önünüzden yedi yoldan kaçacaklar.
288‹‹RABbin buyruğuyla ambarlarınız dolu olacak. El attığınız her işte RAB sizi kutsayacak. Tanrınız RAB size vereceği ülkede sizi kutsayacak.
289‹‹Tanrınız RABbin buyruklarına uyar, Onun yollarında yürürseniz, RAB size içtiği ant uyarınca sizi kendisi için kutsal bir halk olarak koruyacaktır.
2810Yeryüzündeki bütün uluslar RABbe ait olduğunuzu görecek, sizden korkacaklar.
2811RAB atalarınıza ant içerek size söz verdiği ülkede bolluk içinde yaşamanızı sağlayacak: Rahminizin meyvesi kutsanacak; hayvanlarınızın yavruları, toprağınızın ürünü verimli olacak.
2812RAB ülkenize yağmuru zamanında yağdırmak ve bütün emeğinizi verimli kılmak için göklerdeki zengin hazinesini açacak. Birçok ulusa ödünç vereceksiniz; siz ödünç almayacaksınız.
2813RAB sizi kuyruk değil baş yapacak. Eğer bugün size ilettiğim Tanrınız RABbin buyruklarını dinler, onlara iyice uyarsanız, altta değil, her zaman üstte olacaksınız.
2814Bugün size ilettiğim buyrukların dışına çıkmayacak, başka ilahların ardınca gitmeyecek, onlara tapmayacaksınız.››
2815‹‹Ama Tanrınız RABbin sözünü dinlemez, bugün size ilettiğim buyrukların, kuralların hepsine uymazsanız, şu lanetler üzerinize gelecek ve size ulaşacak:
2816‹‹Kentte de tarlada da lanetli olacaksınız.
2817‹‹Sepetiniz ve hamur tekneniz lanetli olacak.
2818‹‹Rahminizin meyvesi, toprağınızın ürünü, sığırlarınızın buzağıları, sürülerinizin kuzuları lanetli olacak.
2819‹‹İçeri girdiğinizde lanetli olacaksınız; dışarı çıktığınızda da lanetli olacaksınız.
2820‹‹RABbe sırt çevirmekle yaptığınız kötülükler yüzünden el attığınız her işte O sizi lanete uğratacak, şaşkına çevirecek, paylayacak. Sonunda üzerinize yıkım gelecek ve çabucak yok olacaksınız.
2821RAB, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede sizi yok edinceye dek salgın hastalıkla cezalandıracak.
2822Veremle, sıtmayla, iltihapla, yakıcı sıcaklıkla, kuraklıkla, samyeliyle, küfle cezalandıracak. Siz yok oluncaya dek bunlar sizi kovalayacak.
2823Başınızın üstündeki gök tunç, ayağınızın altındaki yer demir olacak.
2824RAB siz yok oluncaya dek gökten yağmur yerine ülkenize toz ve kum yağdıracak.
2825‹‹RAB sizi düşmanlarınızın önünde bozguna uğratacak. Onlara bir yoldan saldıracak, ama önlerinden yedi yoldan kaçacaksınız. Yeryüzündeki bütün uluslar için dehşet verici bir örnek olacaksınız.
2826Ölüleriniz bütün kuşlara, yabanıl hayvanlara yem olacak; onları korkutup kaçıran kimse olmayacak.
2827RAB sizi iyileşemeyeceğiniz Mısır çıbanıyla, urlarla, kaşıntıyla, uyuzla vuracak.
2828RAB sizi delilikle, körlükle, şaşkınlıkla cezalandıracak.
2829Öğle vakti körlerin karanlıkta el yordamıyla yürüdüğü gibi yürüyeceksiniz. Yaptığınız her şeyde başarısız olacak, sürekli sıkıştırılacak, yağmalanacaksınız. Sizi kurtaran olmayacak.
2830‹‹Bir kızla nişanlanacaksınız, ama başka biri onunla yatacak. Ev yapacak ama içinde oturmayacaksınız. Bağ dikecek ama üzümünü toplamayacaksınız.
2831Öküzünüz gözünüzün önünde kesilecek ama etini yemeyeceksiniz. Eşeğiniz zorla sizden alınacak, geri getirilmeyecek. Davarlarınız düşmanlarınıza verilecek. Sizi kurtaran olmayacak.
2832Oğullarınız, kızlarınız gözlerinizin önünde başka bir ulusa verilecek. Her gün onları gözlemekten gözlerinizin gücü tükenecek. Elinizden bir şey gelmeyecek.
2833Tanımadığınız bir halk toprağınızın ürününü ve bütün emeğinizi yiyecek. Sürekli sıkıştırılacak, ezileceksiniz.
2834Gözlerinizle gördükleriniz sizi çıldırtacak.
2835RAB dizlerinizi, bacaklarınızı tepeden tırnağa iyileşmeyen ağrılı çıbanlarla vuracak.
2836‹‹RAB sizi ve başınıza atayacağınız kralı sizin de atalarınızın da bilmediği bir ulusa sürecek. Orada ağaçtan, taştan yapılmış başka ilahlara tapacaksınız.
2837RABbin sizi süreceği bütün uluslar başınıza gelenlerden dehşete düşecek; sizi aşağılayacak, sizinle eğlenecekler.
2838‹‹Çok tohum ekecek, ama az toplayacaksınız. Çünkü ürününüzü çekirge yiyecek.
2839Bağlar dikecek, bakımını yapacak, ama şarap içmeyecek, üzüm toplamayacaksınız. Onları kurt yiyecek.
2840Ülkenizin her yerinde zeytinlikleriniz olacak, ama zeytinyağı sürünmeyeceksiniz. Zeytin ağaçlarınız ürününü yere dökecek.
2841Oğullarınız, kızlarınız olacak, ama sizinle kalmayacaklar, sürgüne gönderilecekler.
2842Bütün ağaçlarınızı, toprağınızın ürününü çekirgeler yiyecek.
2843‹‹Aranızdaki yabancılar yükseldikçe yükselecek, sizse alçaldıkça alçalacaksınız.
2844O sana ödünç verecek, ama sen ona ödünç vermeyeceksin. O baş, sen kuyruk olacaksın.
2845‹‹Bütün bu lanetler başınıza yağacak. Yok oluncaya dek sizi kovalayacak ve size erişecek. Çünkü Tanrınız RABbin sözünü dinlemediniz, size verdiği buyrukları, kuralları yerine getirmediniz.
2846Bu lanetler siz ve soyunuz için sonsuza dek bir belirti, şaşılası bir olay olarak kalacak.
2847Madem bolluk zamanında Tanrınız RABbe sevinçle, hoşnutlukla kulluk etmediniz,
2848RABbin üzerinize göndereceği düşmanlara kölelik edeceksiniz. Aç, susuz, çıplak kalacaksınız; her şeye gereksinim duyacaksınız. RAB sizi yok edinceye dek boynunuza demir boyunduruk vuracak.
2849‹‹RAB uzaktan, dünyanın öbür ucundan bir ulusu -dilini bilmediğiniz bir ulusu, yaşlılara saygı, küçüklere sevgi beslemeyen acımasız bir ulusu- birden çullanan bir kartal gibi başınıza getirecek.
2851Siz yok oluncaya dek hayvanlarınızın yavrularını, toprağınızın ürününü yiyip bitirecekler. Size ne tahıl, ne şarap, ne zeytinyağı, ne sığırlarınızın buzağılarını, ne de sürülerinizin kuzularını bırakacaklar; ta ki, siz ortadan kalkıncaya dek.
2852Güvendiğiniz yüksek, dayanıklı surlar yerle bir oluncaya dek ülkenizdeki bütün kentlerde sizi kuşatacaklar. Tanrınız RABbin size verdiği ülkedeki bütün kentleri kuşatacaklar.
2853‹‹Kuşatma sırasında düşmanınızın vereceği sıkıntıdan rahminizin meyvesini, Tanrınız RABbin size verdiği oğulların, kızların etini yiyeceksiniz.
2854Aranızdaki en yumuşak, en duyarlı adam bile öz kardeşine, sevdiği karısına, sağ kalan çocuklarına acımayacak;
2855yediği çocuklarının etini onların hiçbiriyle paylaşmayacak. Çünkü düşmanın kuşatma sırasında sizi sıkıştırması yüzünden kentlerinizde hiç yiyecek kalmayacak.
2856Aranızda en yumuşak, en duyarlı kadın -yumuşaklığından ve duyarlılığından ayağının tabanını yere basmak istemeyen kadın- bile sevdiği kocasından, öz oğlundan, kızından, plasentayı ve doğuracağı çocukları esirgeyecek. Çünkü kuşatma sırasında düşmanın kentlerinizde size vereceği sıkıntıdan, yokluktan onları gizlice yiyecek.
2858‹‹Bu kitapta yazılı yasanın bütün sözlerine uymaz, Tanrınız RABbin yüce ve heybetli adından korkmazsanız,
2859RAB sizi ve soyunuzu korkunç belalarla, büyük ve sürekli belalarla, ağır, iyileşmez hastalıklarla vuracak.
2860Sizi ürküten Mısırın bütün hastalıklarını yeniden başınıza getirecek; size yapışacaklar.
2861Siz yok oluncaya dek RAB bu Yasa Kitabında yazılmamış her türlü hastalığı ve belayı da başınıza getirecek.
2862Gökteki yıldızlar kadar çok olan sizler, sayıca az bırakılacaksınız. Çünkü Tanrınız RABbin sözüne kulak vermediniz.
2863Size iyilik yapmak, sizi çoğaltmak RABbi nasıl sevindirdiyse, sizi yıkmak ve yok etmek de öyle sevindirecektir. Mülk edinmek için gideceğiniz ülkeden sökülüp atılacaksınız.
2864‹‹RAB sizi dünyanın bir ucundan öbür ucuna, bütün halklar arasına dağıtacak. Orada sizin de atalarınızın da tanımadığı, ağaçtan ve taştan yapılmış başka ilahlara tapacaksınız.
2865Bu uluslar arasında ne esenliğiniz ne de dinlenecek bir yeriniz olacak. Orada RAB size titreyen yürekler, umutsuzluk ve bakmaktan yorulmuş gözler verecek.
2866Sürekli can kaygısı içinde yaşayacaksınız. Gece gündüz dehşet içinde olacaksınız. Yaşamınızın güvenliği olmayacak.
2867Yüreğinizi kaplayan dehşet ve gözlerinizin gördüğü olaylar yüzünden, sabah, ‹Keşke akşam olsa!›, akşam, ‹Keşke sabah olsa!› diyeceksiniz.
2868Bir daha görmeyeceksiniz dediğim yoldan RAB sizi gemilerle Mısır'a geri gönderecek. Orada erkek ve kadın köle olarak kendinizi düşmanlarınıza satmaya kalkışacaksınız; ama satın alan olmayacak.››
291RABbin İsraillilerle Horev Dağında yaptığı antlaşmaya ek olarak, Moavda Musaya onlarla yapmayı buyurduğu antlaşmanın sözleri bunlardır.
292Musa bütün İsraillileri bir araya toplayarak şöyle dedi: ‹‹RABbin Mısırda gözlerinizin önünde firavuna, görevlilerine, ülkesine yaptıklarını gördünüz.
293Büyük denemeleri, belirtileri, o büyük ve şaşılası işleri gözlerinizle gördünüz.
294Ne var ki, RAB bugüne dek size kavrayan yürek, gören göz, duyan kulak vermedi.
295RAB, ‹Sizi kırk yıl çölde dolaştırdım; ne üzerinizdeki giysi eskidi, ne ayağınızdaki çarık.
296Ekmek yemediniz, şarap ya da başka içki içmediniz. Bütün bunları Tanrınız RABbin ben olduğumu anlayasınız diye yaptım› diyor.
297‹‹Buraya ulaştığınızda, Heşbon Kralı Sihon ile Başan Kralı Og bizimle savaşa tutuştular. Ama onları bozguna uğrattık.
298Ülkelerini ele geçirerek mülk olarak Rubenlilere, Gadlılara, Manaşşe oymağının yarısına verdik.
299El attığınız her işte başarılı olmak için bu antlaşmanın sözlerini yerine getirmeye dikkat edin.
2910‹‹Bugün hepiniz -önderleriniz, oymak başlarınız, ileri gelenleriniz, görevlileriniz, bütün öbür İsrailli erkekler, çocuklarınız, karılarınız, aranızda yaşayan ve odununuzu kesen, suyunuzu taşıyan yabancılar- Tanrınız RABbin önünde duruyorsunuz.
2912Bugün Tanrınız RABbin ant içerek sizinle yaptığı bu antlaşmayı geçerli kılmak için burada duruyorsunuz.
2913Öyle ki, bugün sizi kendi halkı olarak belirlesin ve size söylediği gibi, atalarınız İbrahime, İshaka, Yakupa içtiği ant uyarınca Tanrınız olsun.
2914Antla yapılan bu antlaşmayı yalnız sizinle, bugün burada bizimle birlikte Tanrımız RABbin önünde duranlarla değil, yanımızda olmayanlarla da yapıyorum.
2916‹‹Mısırda nasıl yaşadığımızı, öteki ulusların ortasından geçerek buraya nasıl geldiğimizi kendiniz de biliyorsunuz.
2917Onların arasında iğrenç suretleri, ağaçtan, taştan, altından, gümüşten yapılmış putları gördünüz.
2918Dikkat edin, bugün aranızda bu ulusların ilahlarına tapmak için Tanrımız RABden sapan erkek ya da kadın, boy ya da oymak olmasın; aranızda acılık, zehir veren kök olmasın.
2919‹‹Bu andın sözlerini duyup da kimse kendi kendini kutlamasın ve, ‹Kendi isteklerim uyarınca yaşasam da güvenlikte olurum› diye düşünmesin. Bu herkese yıkım getirir.
2920RAB böyle birini bağışlamak istemez. RABbin öfkesi ve kıskançlığı o kişiye karşı alevlenecek. Bu kitapta yazılı bütün lanetler başına yağacak ve RAB onun adını göğün altından silecektir.
2921Bu Yasa Kitabında yazılı antlaşmada yer alan bütün lanetler uyarınca, RAB onu felakete uğraması için İsrailin bütün oymakları arasından ayıracaktır.
2922‹‹Sizden sonraki kuşak, çocuklarınız ve uzak ülkeden gelen yabancılar ülkenizin uğradığı belaları, RABbin ülkeye gönderdiği hastalıkları görecekler.
2923Bütün ülke yanacak, tuz ve kükürtle örtülecek; tohum ekilmeyecek, filiz sürmeyecek, ot bitmeyecek. Ülke RABbin kızgın öfkesiyle yerle bir ettiği Sodom, Gomora, Adma ve Sevoyim gibi yıkıma uğrayacak.
2924Bütün uluslar, ‹RAB bu ülkeye neden bunu yaptı?› diye soracaklar, ‹Bu büyük öfke neden alevlendi?›
2925‹‹Yanıt şöyle olacak: ‹Atalarının Tanrısı RAB kendilerini Mısırdan çıkardığında onlarla yaptığı antlaşmayı bıraktılar.
2926Tanımadıkları, RABbin kendilerine pay olarak vermediği başka ilahlara yöneldiler; onlara tapıp önlerinde eğildiler.
2927İşte bu yüzden RABbin öfkesi bu ülkeye karşı alevlendi; bu kitapta yazılı bütün lanetleri oraya yağdırdı.
2928RAB büyük kızgınlıkla, şiddetli öfkeyle onları ülkelerinden söküp attı; bugün olduğu gibi başka ülkeye sürdü.›
2929‹‹Gizlilik Tanrımız RAB'be özgüdür. Ama bu yasanın bütün sözlerine uymamız için açığa çıkarılanlar sonsuza dek bize ve çocuklarımıza aittir.››
301‹‹Bütün bu olaylar -önünüze serdiğim kutsama ve lanetler- başınıza geldiğinde, Tanrınız RABbin sizi dağıttığı uluslar arasında bunları anımsayacaksınız.
302Bugün size ilettiğim buyruklar uyarınca siz ve çocuklarınız Tanrınız RABbe döner, bütün yüreğinizle, bütün canınızla Ona uyarsanız,
303Tanrınız RAB size acıyacak, sizi sürgünden geri getirecek. Sizi dağıttığı ulusların arasından yeniden toplayacak.
304Dünyanın öbür ucuna sürülmüş olsanız bile, Tanrınız RAB sizleri toplayıp geri getirecek.
305Sizi atalarınızın mülk edindiği ülkeye ulaştıracak. Orayı miras alacaksınız. Tanrınız RAB üzerinize iyilik getirecek ve sizi atalarınızdan daha çok çoğaltacak.
306Sizin ve çocuklarınızın yüreğini değiştirecek. Öyle ki, Onu bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevesiniz ve yaşayasınız.
307Tanrınız RAB bütün bu lanetleri sizden nefret edenlerin, size baskı yapan düşmanlarınızın üzerine yağdıracak.
308Siz yine RABbin sözüne kulak verecek, bugün size ilettiğim buyrukların hepsine uyacaksınız.
309Tanrınız RAB el attığınız her işte sizi başarılı kılacak; çok sayıda çocuğunuz olacak, hayvanlarınızın yavruları, toprağınızın ürünü bol olacak. RAB atalarınızdan nasıl hoşnut kaldıysa, sizden de öyle hoşnut kalacak ve sizi başarılı kılacak.
3010Yeter ki, Tanrınız RABbin sözünü dinleyin, bu Yasa Kitabında yazılı buyruklarına, kurallarına uyun ve bütün yüreğinizle, bütün canınızla Ona dönün. edecek››.
3011‹‹Bugün size ilettiğim bu buyruk ne tutamayacağınız kadar zor, ne de ulaşamayacağınız kadar uzaktır.
3012O göklerde değil ki, ‹Kim bizim için göğe çıkacak? Kim yerine getirmemiz için onu alıp yayacak?› diyesiniz.
3013Denizin ötesinde değil ki, ‹Kim bizim için denizin ötesine gidecek? Kim yerine getirmemiz için onu alıp yayacak?› diyesiniz.
3014Tanrı sözü size çok yakındır; uymanız için ağzınızda ve yüreğinizdedir.
3015‹‹İşte bugün önünüze yaşamla iyiliği, ölümle kötülüğü koyuyorum.
3016Bugün size Tanrınız RABbi sevmeyi, yollarında yürümeyi, buyruklarına, kurallarına, ilkelerine uymayı buyuruyorum. Öyle ki, yaşayasınız, çoğalasınız ve mülk edinmek için gideceğiniz ülkede Tanrınız RAB tarafından kutsanasınız.
3017‹‹Eğer yoldan döner, kulak vermezseniz, ayartılır, başka ilahlara eğilip taparsanız,
3018bugün size kesinlikle yok olacağınızı bildiriyorum. Şeria Irmağından geçip mülk edinmek için gideceğiniz ülkede uzun yaşamayacaksınız.
3019‹‹Önünüze yaşamla ölümü, kutsamayla laneti koyduğuma bugün yeri göğü size karşı tanık gösteriyorum. Yaşamı seçin ki, siz de çocuklarınız da yaşayasınız.
3020Tanrınız RAB'bi sevin, sözüne uyup O'na bağlanın. RAB yaşamınızdır; kendilerine vereceğine ilişkin atalarınız İbrahim'e, İshak'a, Yakup'a söz verdiği ülkede uzun yaşamanızı sağlayacaktır.››
311Musa İsraillilere şöyle dedi:
312‹‹Yüz yirmi yaşındayım. Bundan böyle size önderlik edemem. Üstelik RAB bana, ‹Şeria Irmağının karşı yakasına geçmeyeceksin› dedi.
313Tanrınız RAB önünüzden geçecek. Bu ulusları önünüzden yok edecek. Ülkelerini mülk edineceksiniz. RABbin sözü uyarınca Yeşu size önderlik edecek.
314RAB Amorluların kralları Sihonu ve Ogu yok edip ülkelerine yaptığının aynısını bu uluslara da yapacak.
315RAB onları size teslim edecek. Onlara size verdiğim buyruklar uyarınca davranmalısınız.
316Güçlü ve yürekli olun! Onlardan korkmayın, yılmayın. Çünkü sizinle birlikte giden Tanrınız RABdir. O sizi terk etmeyecek, sizi yüzüstü bırakmayacaktır.››
317Sonra Musa Yeşuyu çağırıp bütün İsraillilerin gözü önünde ona şöyle dedi: ‹‹Güçlü ve yürekli ol! Çünkü RABbin, atalarına ant içerek söz verdiği ülkeye bu halkla birlikte sen gideceksin. Ülkeyi miras olarak onlara sen vereceksin.
318RABbin kendisi sana öncülük edecek, seninle birlikte olacak. Seni terk etmeyecek, seni yüzüstü bırakmayacak. Korkma, yılma.››
319Musa bu yasayı yazıp RABbin Antlaşma Sandığını taşıyan Levili kâhinlere ve bütün İsrail ileri gelenlerine verdi.
3110Sonra onlara şöyle buyurdu: ‹‹Her yedi yılın sonunda, borçları bağışlama yılında, Çardak Bayramında,
3111bütün İsrailliler Tanrınız RABbin önünde bulunmak üzere seçeceği yere geldiğinde, bu yasayı onlara okuyacaksınız.
3112Halkı -erkekleri, kadınları, çocukları ve kentlerinizde yaşayan yabancıları- toplayın. Öyle ki, herkes duyup öğrensin, Tanrınız RABden korksun. Bu yasanın bütün sözlerine uymaya dikkat etsin.
3113Yasayı bilmeyen çocuklar da duysunlar, mülk edinmek için Şeria Irmağından geçip gideceğiniz ülkede yaşadığınız sürece Tanrınız RABden korkmayı öğrensinler.››
3114RAB Musaya, ‹‹Ölümüne az kaldı›› dedi, ‹‹Yeşuyu çağır. Ona buyruklarımı bildirmem için Buluşma Çadırında hazır olun.›› Böylece Musa ile Yeşu gidip Buluşma Çadırında beklediler.
3115Sonra RAB çadırda bulut sütununun içinde göründü; bulut çadırın kapısı üzerinde durdu.
3116RAB Musaya şöyle seslendi: ‹‹Yakında ölüp atalarına kavuşacaksın. Bu halk da gideceği ülkenin ilahlarına bağlanıp bana hainlik edecek. Beni bırakacak, kendileriyle yaptığım antlaşmayı bozacaklar.
3117O gün onlara öfkeleneceğim, onları terk edeceğim. Yüzümü onlardan çevireceğim. Başkalarına yem olacaklar, başlarına sayısız kötülükler, sıkıntılar gelecek. O gün, ‹Tanrımız bizimle olmadığı için bu kötülükler başımıza geldi› diyecekler.
3118Başka ilahlara yönelmekle yaptıkları kötülük yüzünden o gün kesinlikle onlardan yüzümü çevireceğim.
3119‹‹Şimdi kendiniz için şu ezgiyi yazın ve İsraillilere öğretin; onu okusunlar. Öyle ki, bu ezgi İsraillilere karşı benim tanığım olsun.
3120Onları atalarına ant içerek söz verdiğim süt ve bal akan ülkeye getirdiğimde yiyip doyacaklar; semirince başka ilahlara yönelip onlara tapacaklar. Beni tepecek, antlaşmamı bozacaklar.
3121Başlarına sayısız kötülükler, sıkıntılar geldiğinde, bu ezgi onlara karşı tanıklık edecek. Çünkü çocukları bu ezgiyi unutmayacak. Ant içerek söz verdiğim ülkeye onları getirmeden önce neler tasarladıklarını biliyorum.››
3122O gün Musa bu ezgiyi yazıp İsraillilere öğretti.
3123RAB Nun oğlu Yeşuya şu buyruğu verdi: ‹‹Güçlü ve yürekli ol! Çünkü İsraillileri, ant içerek söz verdiğim ülkeye sen götüreceksin ve ben seninle birlikte olacağım.››
3124Musa yasanın sözlerini eksiksiz olarak kitaba yazmayı bitirince,
3125RABbin Antlaşma Sandığını taşıyan Levililere şu buyruğu verdi:
3126‹‹Bu Yasa Kitabını alın, Tanrınız RABbin Antlaşma Sandığının yanına koyun. Orada size karşı bir tanık olarak kalsın.
3127Çünkü sizin başkaldıran, dikbaşlı kişiler olduğunuzu biliyorum. Bugün ben sağken, aranızdayken bile RABbe karşı geliyorsunuz; ölümümden sonra daha ne kadar çok başkaldıracaksınız.
3128Oymaklarınızın bütün ileri gelenlerini, görevlilerinizi bana getirin. Bu sözleri onlara duyuracağım. Yeri göğü onlara karşı tanık tutacağım.
3129Ölümümden sonra büsbütün yozlaşacağınızı, size buyurduğum yoldan sapacağınızı biliyorum. Son günlerde kötülüklerle karşılaşacaksınız. Çünkü RABbin gözünde kötü olanı yapacak ve yaptıklarınızla Onu öfkelendireceksiniz.››
3130Musa şu ezginin sözlerini eksiksiz olarak bütün İsrail topluluğuna okudu:
321‹‹Ey gökler, kulak verin, sesleneyim;
Ey dünya, ağzımdan çıkan sözleri işit!
322Öğretişim yağmur gibi damlasın;
Sözlerim çiy gibi düşsün,
Çimen üzerine çiseleyen yağmur gibi,
Bitkilere yağan sağanak gibi.
323RABbin adını duyuracağım.
Ululuğu için Tanrımızı övün!
324O Kayadır, işleri kusursuzdur,
Bütün yolları doğrudur.
O haksızlık etmeyen güvenilir Tanrıdır.
Doğru ve adildir.
325Bu eğri ve sapık kuşak,
Ona bağlı kalmadı.
Onun çocukları değiller.
Bu onların utancıdır.
326RABbe böyle mi karşılık verilir,
Ey akılsız ve bilgelikten yoksun halk?
Sizi yaratan, size biçim veren,
Babanız, Yaratıcınız O değil mi?
327‹‹Eski günleri anımsayın;
Çoktan geçmiş çağları düşünün.
Babanıza sorun, size anlatsın,
Yaşlılarınız size açıklasın.
328Yüceler Yücesi uluslara paylarına düşeni verip
İnsanları böldüğünde,
Ulusların sınırlarını
İsrailoğullarının sayısına göre belirledi.
329Çünkü RABbin payı kendi halkıdır
Ve Yakup soyu Onun payına düşen mirastır. ‹‹Tanrının melekleri››, Kumran ‹‹Tanrının oğulları››.
3210‹‹Onu kurak bir ülkede,
Issız, uluyan bir çölde buldu,
Onu kuşattı, kayırdı,
Gözbebeği gibi korudu.
3211Yuvasında yavrularını uçmaya kışkırtan,
Onların üzerinde kanat çırpan bir kartal gibi,
Kanatlarını gerip onları aldı
Ve kanatları üzerinde taşıdı.
3212Ona yalnız RAB yol gösterdi,
Yanında yabancı ilah yoktu.
3213‹‹Onu yeryüzünün yüksekliklerinde gezdirdi,
Tarlada yetişen ürünlerle doyurdu.
Onu kayadan akan balla,
Çakmaktaşından çıkardığı yağla besledi.
3214İneklerin yağıyla,
Koyunların sütüyle,
Besili kuzularla,
Başan cinsi en iyi koçlarla, tekelerle,
En iyi buğdayla onu besledi.
Halk üzümün kırmızı kanını içti.
3215‹‹Yeşurun semirdi ve sahibini tepti;
Doyunca yağ bağlayıp ağırlaştı,
Kendisini yaratan Tanrıya sırt çevirdi,
Kurtarıcısını, Kayayı küçümsedi. verilen bir addır.
3216Yabancı ilahlarla Tanrıyı kıskandırıp
İğrençlikleriyle Onu öfkelendirdiler.
3217Tanrı olmayan cinlere,
Tanımadıkları ilahlara,
Atalarınızın korkmadıkları,
Son zamanlarda ortaya çıkan
Yeni ilahlara kurban kestiler.
3218Seni oluşturan Kayayı savsakladın,
Seni yaratan Tanrıyı unuttun.
3219‹‹RAB bunu görünce onları reddetti;
Çünkü oğulları, kızları Onu öfkelendirmişlerdi.
3220‹Yüzümü onlardan çevirecek
Ve sonlarının ne olacağını göreceğim› dedi,
‹Çünkü onlar sapık bir kuşak
Ve güvenilmez çocuklardır.
3221Tanrı olmayan ilahlarla
Beni kıskandırdılar;
Değersiz putlarıyla beni öfkelendirdiler.
Ben de halk olmayan bir halkla
Onları kıskandıracağım.
Anlayışsız bir ulusla
Onları öfkelendireceğim.
3222Çünkü size karşı öfkem ateş gibi tutuşup
Ölüler diyarının derinliklerine dek yanacak.
Yeryüzünü ve ürününü yutup yok edecek
Ve dağların temellerini tutuşturacak.
3223‹‹ ‹Üzerlerine kötülükler yığacağım,
Oklarımı onlara karşı kullanacağım.
3224Kavurucu kıtlık, tüketici hastalık,
Öldürücü salgın vuracak onları.
Gönderdiğim canavarlar dişleriyle onlara saldıracak,
Toprakta sürünen zehirli yılanlar onları ısıracak.
3225Sokakta kılıç onları çocuksuz bırakacak;
Evlerinde dehşet egemen olacak.
Delikanlısı, genç kızı,
Emzikteki çocuğu, aksaçlısı ölecek.
3226Onları darmadağın etmeyi,
İnsanlar arasından anılarını silmeyi düşündüm.
3227Ama düşmanın alay etmesinden çekindim.
Öyle ki, düşman yanlış anlayıp da,
Bütün bunları yapan RAB değil,
Başarı kazanan biziz, demesin.›
3228‹‹Onlar anlayışsız bir ulustur,
Onlarda sezgi yoktur.
3229Keşke bilge kişiler olsalardı, anlasalardı,
Sonlarının ne olacağını düşünselerdi!
3230Onların Kayası kendilerini satmamış
Ve RAB onları ele vermemiş olsaydı,
Nasıl bir kişi bin kişiyi kovar,
İki kişi on bin kişiyi kaçırtırdı?
3231Çünkü bizim Kayamızfö onların kayasına benzemez,
Düşmanlarımız bu konuda yargıç olabilir.
3232Onların asması Sodom asmasından,
Gomora bağlarındandır.
Üzümleri zehirle dolu,
Salkımları acıdır.
3233Şarapları yılan zehiri,
Kobraların öldürücü zehiridir.
3234‹‹ ‹Bu kötülükleri yazmadım mı?
Hazinelerimde mühürlemedim mi?
3235Öç benimdir, karşılığını ben vereceğim,
Zamanı gelince ayakları kayacak,
Onların yıkım günü yakındır,
Ceza günü hızla yaklaşıyor.›
3236‹‹RAB kendi halkının hakkını koruyacak,
Onların gücünün tükendiğini,
Ülkede genç yaşlı kimsenin kalmadığını görünce,
Kullarına acıyacaktır.
3237‹Hani sığındığınız kaya,
Hani ilahlarınız nerede?› diyecek,
3238‹Kurbanlarınızın yağını yiyen,
Dökmelik sununuzu içen
İlahlarınız hani nerede?
Kalksınlar da size yardım etsinler!
Size barınak olsunlar!
3239‹‹ ‹Artık anlayın ki, ben, evet ben Oyum,
Benden başka tanrı yoktur!
Öldüren de, yaşatan da,
Yaralayan da, iyileştiren de benim.
Kimse elimden kurtaramaz.
3240Elimi göğe kaldırır
Ve sonsuzluk boyunca varlığım hakkı için derim ki,
3241Parlayan kılıcımı bileyip
Yargılamak için elime alınca,
Düşmanlarımdan öç alacağım,
Benden nefret edenlere karşılığını vereceğim.
3242Oklarımı kanla sarhoş edeceğim,
Kılıcım vurulanların, tutsakların kanıyla,
Düşman önderlerinin başlarıyla
Ve etle beslenecek.›
3243‹‹Ey uluslar, Onun halkını kutlayın,
Çünkü O kullarının kanının öcünü alacak,
Düşmanlarından öç alacak,
Ülkesinin ve halkının günahını bağışlayacak.››
3244Musa, Nun oğlu Hoşea ile birlikte gelip bu ezginin sözlerini halka okudu.
3245Musa sözlerini bitirince, İsraillilere şöyle dedi: ‹‹Bugün size bildirdiğim bu uyarıcı sözlerin tümünü benimseyin. Bu yasanın bütün sözlerine dikkat etmeleri ve yerine getirmeleri için çocuklarınıza buyruk verin.
3247Bunlar sizin için boş sözler değildir, sizin yaşamınızdır. Şeria Irmağından geçerek mülk edineceğiniz ülkede ömrünüz bu sözler sayesinde uzun olacaktır.››
3248RAB aynı gün Musaya şöyle seslendi:
3249‹‹Haavarim dağlık bölgesine, Eriha karşısında Moav ülkesindeki Nevo Dağına çık. Mülk olarak İsraillilere vereceğim Kenan ülkesine bak.
3250Ağabeyin Harun Hor Dağında ölüp atalarına kavuştuğu gibi, sen de çıkacağın dağda ölüp atalarına kavuşacaksın.
3251Çünkü ikiniz de Zin Çölünde, Meriva-Kadeş sularında, İsraillilerin önünde bana ihanet ettiniz, kutsallığımı önemsemediniz.
3252Bu nedenle ülkeyi ancak uzaktan göreceksin. Ama oraya, İsrail halkına vereceğim ülkeye girmeyeceksin.››
331Tanrı adamı Musa, ölümünden önce İsraillileri kutsadı.
332Şöyle dedi: ‹‹RAB Sina Dağından geldi,
Halkına Seirden doğdu
Ve Paran Dağından parladı.
On binlerce kutsalıyla birlikte geldi,
Sağ elinde halkı için alev alev yanan ateş vardı.
333Ya RAB, halkları gerçekten seversin,
Bütün kutsallar elinin altındadır.
Ayaklarına kapanır,
Sözlerini dinlerler.
334Yakupun topluluğuna miras olarak,
Musa bize yasayı verdi.
335İsrailin oymaklarıyla
Halkın önderleri bir araya geldiğinde
RAB Yeşurunun kralı oldu. verilen bir addır. Aynı ifade 33:26da da geçer.
336‹‹Ruben yaşasın, ölmesin,
Halkının sayısı az olmasın.››
337Musa Yahuda için de şunları söyledi:
‹‹Ya RAB, Yahudanın yakarışını duy
Ve onu kendi halkına getir.
Kendisi için elleriyle savaştı.
Düşmanlarına karşı ona yardımcı ol.››
338Levi için de şöyle dedi:
‹‹Ya RAB, senin Tummimin ve Urimin
Sadık kulun içindir.
Onu Massada denedin,
Meriva sularında onunla tartıştın.
339O annesi ve babası için,
‹Onları saymıyorum› dedi.
Kardeşlerini tanımadı,
Çocuklarını bilmedi.
Ama senin sözünü tuttu
Ve antlaşmana bağlı kaldı.
3310İlkelerini Yakup soyuna,
Yasanı İsraile öğretecekler.
Senin önünde buhur,
Sunağında tümüyle yakmalık sunular sunacaklar.
3311Ya RAB, onları el attıkları her işte kutsa,
Yaptıklarından hoşnut ol.
Ona karşı ayaklananların
Ve ondan nefret edenlerin belini kır,
Bir daha ayağa kalkmasınlar!››
3312Benyamin için de şöyle dedi:
‹‹RABbin sevgilisi,
Onun yanında güvenlikte yaşasın;
RAB bütün gün onu korur,
O da RABbin kucağındafş oturur.››
3313Yusuf için de şöyle dedi:
‹‹RAB onun ülkesini
Gökten yağan değerli çiyle
Ve yeraltındaki derin su kaynaklarıyla kutsasın.
3314Ülkesi güneş altında yetişen ürünlerin en iyisiyle,
Her ay yetişen en iyi meyvelerle,
3315Yaşlı dağların en seçkin armağanlarıyla,
Kalıcı tepelerin bolluğuyla,
3316Yerin en değerli ürünü ve doluluğuyla,
Çalıda oturanın lütfuyla bereketli olsun.
Yusufun başı üzerine,
Kardeşlerinden ayrı olanın başı üzerine bereket yağsın.
3317İlk doğan bir boğa kadar
Görkemlidir o;
Boynuzları yaban öküzünün boynuzları gibidir.
Bu boynuzlarla ulusları,
Yeryüzünün dört bucağındaki ulusları yaralayacak.
İşte böyledir Efrayimin on binleri,
İşte bunlardır Manaşşenin binleri.››
3318Zevulun için de şöyle dedi:
‹‹Ey Zevulun, sevinç duy yola çıkışınla,
Ve sen, İssakar, çadırlarında sevin!
3319Ulusları dağa çağıracak,
Orada doğruluk kurbanları kesecekler.
Denizlerin bolluğuyla
Ve kumlarda saklı hazinelerle doyacaklar.››
3320Gad için de şöyle dedi:
‹‹Gadın sınırını genişleten kutsansın;
Gad orada kol ve baş parçalayan
Bir aslan gibi oturuyor.
3321Kendine ilk toprağı seçti;
Önderlik payı ona verilmiştir.
Halkın önderleri bir araya geldiğinde,
RABbin doğru isteğini
Ve İsraile ilişkin ilkelerini,
O yerine getirdi.››
3322Dan için de şöyle dedi:
‹‹Dan Başandan sıçrayan
Aslan yavrusudur.››
3323Naftali için de şöyle dedi:
‹‹Ey sen, RABbin lütfu ve
Kutsamasıyla dolu olan Naftali!
Sen batıyı ve güneyi mülk edineceksin.››
3324Aşer için de şöyle dedi:
‹‹Oğullar arasında en çok kutsanan Aşer olsun,
Kardeşlerinin beğenisini kazanan o olsun.
Ayağını zeytinyağına batırsın.
3325Kapı sürgülerin demir ve tunç olacak
Ve gücün yaşamın boyunca sürecektir.››
3326‹‹Ey Yeşurun, sana yardım için
Göklere ve bulutlara görkemle binen,
Tanrıya benzer biri yok.
3327Sığınağın çağlar boyu var olan Tanrıdır,
Seni taşıyan Onun yorulmaz kollarıdır.
Düşmanı önünden kovacak
Ve sana, ‹Onu yok et!› diyecek.
3328Böylece İsrail güvenlik içinde yaşayacak;
Tahıl ve yeni şarap ülkesinde,
Yakupun pınarı güvenlikte kalacak.
Gökler oraya çiy damlatacak.
3329Ne mutlu sana, ey İsrail!
Var mı senin gibisi?
Sen RAB'bin kurtardığı bir halksın.
RAB seni koruyan kalkan
Ve şanlı kılıcındır.
Düşmanların senin önünde küçülecek
Ve sen onları çiğneyeceksin.››
341Bundan sonra Musa Moav ovalarından Nevo Dağına giderek Eriha Kenti karşısındaki Pisga Dağına çıktı. RAB ona bütün ülkeyi gösterdi:
342Dana kadar uzanan Gilatı, bütün Naftaliyi, Efrayim ve Manaşşe bölgelerini, Akdenize kadar uzanan bütün Yahuda bölgesini,
343Negevi, hurma kenti Eriha Vadisinin Soara kadar uzanan ovasını.
344Sonra Musaya şöyle dedi: ‹‹İbrahime, İshaka, Yakupa, ‹Senin soyuna vereceğim› diye ant içtiğim ülke budur. Ülkeyi sana gösterdim ama oraya gitmeyeceksin.››
345Böylece RABbin sözü uyarınca RABbin kulu Musa orada, Moav ülkesinde öldü.
346RAB onu Moav ülkesinde, Beytpeor karşısındaki vadide gömdü. Bugün de mezarının nerede olduğunu kimse bilmiyor.
347Musa öldüğünde yüz yirmi yaşındaydı; ne gözleri zayıflamıştı, ne de gücü tükenmişti.
348İsrailliler Moav ovalarında Musa için otuz gün yas tuttular. Sonra Musa için ağlama ve yas tutma günleri sona erdi.
349Nun oğlu Yeşu bilgelik ruhuyla doluydu. Çünkü Musa ellerini üzerine koymuştu. İsrailliler onu dinliyor ve RABbin Musaya verdiği buyruklar uyarınca davranıyorlardı.
3410O günden bu yana İsrailde Musa gibi RABbin yüz yüze görüştüğü bir peygamber çıkmadı.
3411RAB onu Mısırda firavuna, görevlilerine ve bütün ülkesine bir sürü belirtiler, şaşılası işler yapması için göndermişti.
3412Musa İsrailliler'in gözleri önünde güçlü, büyük ve ürkütücü işler yapmıştı.