Multilingual Scriptures Home » Turkish Bible » Habakkuk
Turkish Bible | ||
Chapter # | Verse # | Verse Detail |
1 | 1 | Peygamber Habakkuka bir görümde verilen bildiridir. |
1 | 2 | Ya RAB, ne zamana dek seni yardıma çağıracağım, Beni duymuyor musun? ‹‹Zorbalık var›› diye haykırıyorum sana, Ama kurtarmıyorsun! |
1 | 3 | Bunca kötülüğü bana neden gösteriyorsun, Nasıl hoş görürsün bunca haksızlığı? Nereye baksam şiddet ve zorbalık var. Kavgaların, çekişmelerin sonu gelmiyor. |
1 | 4 | Bu yüzden yasa işlemez oldu, Bir türlü yerini bulmuyor hak. Kötüler doğruları kıskaca almış Ve böylece adalet saptırılıyor. |
1 | 5 | ‹‹Bakın öbür uluslara, Gördüklerinize büsbütün şaşacaksınız. Sizin gününüzde öyle işler yapacağım ki, Anlatsalar inanmayacaksınız. |
1 | 6 | Başkalarına ait toprakları ele geçirmek için Dünyanın dört yanına yürüyen o acımasız ve saldırgan ulusu, Kildanileri güçlendireceğim. |
1 | 7 | Dehşetli ve korkunçturlar, Gururlu ve başlarına buyrukturlar. |
1 | 8 | Parstan çeviktir atları, Aç kurttan daha azgın. Atlıları yeri deşerek geliyor uzaklardan, Avına saldıran kartal gibi uçuyorlar, |
1 | 9 | Yağmalamak için geliyor hepsi. Orduları çöl rüzgarı gibi ilerliyor Ve kum gibi tutsak topluyorlar. |
1 | 10 | Küçümsüyorlar kralları, Yöneticilerle alay ediyorlar. Dudak büküyorlar bütün surlu kentlere, Önlerine toprak yığıp onları ele geçiriyorlar. |
1 | 11 | Rüzgar gibi geçip gidiyorlar. Bu suçlu adamların ilahları kendi güçleridir.›› |
1 | 12 | Ya RAB, kutsal Tanrım, Öncesizlikten beri var olan sen değil misin? Sen ölmeyeceksin. Ya RAB, bizi yargılamak için Kildanileri mi seçtin? Ey sığınağımız, onlara mı verdin cezalandırma yetkisini? ölmeyeceğiz››. |
1 | 13 | Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin. Haksızlığı hoş göremezsin. Öyleyse nasıl hoş görürsün Bu hain adamları? Doğrular kötülere yem olurken Neden susuyorsun? |
1 | 14 | İnsanları denizdeki balıklara, Yöneticiden yoksun sürüngenlere çevirdin. |
1 | 15 | Kildaniler onları oltayla, ağla, Serpme ağla tutar gibi tutuyor Ve sevinç çığlıkları atıyorlar. |
1 | 16 | Kurban kesiyorlar ağlarına bu yüzden. Kendilerine lezzetli ve bol yiyecek sağlayan ağları için buhur yakıyorlar. |
1 | 17 | Ağlarını durmadan boşaltmaya, Ulusları acımasızca öldürmeye devam edecekler mi? |
2 | 1 | Nöbet yerinde, gözcü kulesinde durayım, Bakayım RAB bana ne diyecek, Yakınmalarıma ne yanıt verecek göreyim. |
2 | 2 | Şöyle yanıtladı RAB: ‹‹Göreceklerini taş levhalara oyarak yaz. Öyle ki, herkes bir çırpıda okusun. |
2 | 3 | Bu olayların zamanı gelmedi henüz. Sonun belirtileridir bunlar ve yalan değildir. Gecikiyormuş gibi görünse de bekle olacakları, Kesinlikle olacak, gecikmeyecek. |
2 | 4 | Bakın şu övüngen kişiye, niyeti iyi değildir. Ama doğru kişi sadakatiyle yaşayacaktır. |
2 | 5 | Servet aldatıcıdır. Küstahlar kalıcı değildir; Açgözlüdürler ölüler diyarı gibi Ve ölüm gibi hiç doymazlar. Ülkeleri ele geçirip halkları tutsak alırlar. |
2 | 6 | Tutsak alınanlar onları küçümseyip alay etmeyecekler mi? ‹Kendisine ait olmayanı ele geçirenin, Haraç alarak zenginleşenin vay haline! Daha ne kadar sürecek bu?› demeyecekler mi? |
2 | 7 | Haraca kestikleriniz ansızın ayaklanmayacak mı? Uyanıp yakanıza yapışmayacaklar mı? İşte o zaman onlar için çapul malı gibi olacaksınız. |
2 | 8 | Birçok ulusu soyduğunuz, Kan döktüğünüz, Ülkelere, kentlere ve oralarda yaşayan herkese zorbalık ettiğiniz için, Halklardan sağ kalanlar da sizi soyacaklar. |
2 | 9 | Evini haksız kazançla dolduranın, Felaketten kaçmak için yuvasını yüksek yere kuranın vay haline! |
2 | 10 | Birçok halkı kıyıma uğratmakla Kendi soyunuzu utanca boğdunuz, Kendi yıkımınızı hazırladınız. |
2 | 11 | Duvar taşları bile haykıracak bunu Ve yankılanacak ahşap kirişler. |
2 | 12 | Kan dökerek kentler kuranın, Zorbalıkla beldeler yapanın vay haline! |
2 | 13 | Halkların bütün emeklerinin yanması, Ulusların bütün çabalarının boşa gitmesi Her Şeye Egemen RABbin işi değil mi? |
2 | 14 | Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, Dünya da RABbin yüceliğinin bilgisiyle dolacak. |
2 | 15 | Çıplak bedenlerini seyretmek için Komşularına içki içirip sarhoş eden, İçkiye zehir bile katan sizlerin vay haline! |
2 | 16 | Onur yerine utanca boğulacaksınız. Şimdi sıra sizde, için de çıplaklığınız görünsün. RAB size sağ elindeki ceza dolu kâseden içirecek. Onurunuz kırılacak, rezil olacaksınız. |
2 | 17 | Lübnana ettiğiniz zorbalık kendi başınıza gelecek. Telef ettiğiniz hayvanlar sizi dehşete düşürecek. Çünkü insan kanı döktünüz, Ülkelere, kentlere ve oralarda yaşayan herkese zorbalık ettiniz. |
2 | 18 | İnsanın biçim verdiği oyma ya da dökme putun ne yararı var ki aldatmaktan başka? Putu yapan, yaptığına güvenir, Ama yaptığı ne ki, dilsiz puttan başka. |
2 | 19 | Tahta puta, ‹Canlan!› diyenin, Dilsiz taşa, ‹Uyan› diyenin Vay haline! Put yol gösterebilir mi? Altınla, gümüşle kaplanmış, Ama içinde yaşam soluğu yok. |
2 | 20 | Oysa RAB kutsal tapınağındadır. Sussun bütün dünya O'nun önünde.›› |
3 | 1 | |iPeygamber Habakkukun Duası - Şigyonotfç |iMakamında|r |
3 | 2 | Ya RAB, ününü duydum ve yaptıklarının karşısında ürperdim. Günümüzde de aynı şeyleri yap, ya RAB, Şimdi herkes bilsin neler yapabildiğini. Öfkeliyken merhametini anımsa! biçimi olduğu sanılıyor. |
3 | 3 | Tanrı Temandan, Kutsal Tanrı Paran Dağından geldi. |iSela Görkemi kapladı gökleri, Ona sunulan övgüler dünyayı doldurdu. sanılıyor. |
3 | 4 | Güneş gibi parıldıyor, Elleri ışık saçıyor. Gücünün gizi ellerinde. |
3 | 5 | Yayılıyor salgın hastalıklar önüsıra, Ardısıra da ölümcül hastalıklar. |
3 | 6 | Duruşuyla dünyayı sarstı, Titretti ulusları bakışıyla, Yaşlı dağlar darmadağın oldu, Dünya kurulalı beri var olan tepeler Ona baş eğdi. Tanrının yolları değişmezdir. |
3 | 7 | Kuşan çadırlarını çaresizlik içinde gördüm, Midyan konutları korkudan titriyordu. |
3 | 8 | Ya RAB, nehirlere mi öfkelendin? Gazabın ırmaklara mı? Yoksa denize mi kızdın da, Atlarına, yenilmez savaş arabalarına bindin? |
3 | 9 | Gerdin yayını, Okların içtiğin antlardır. |iSela Yeryüzünü akarsularla yardın. |
3 | 10 | Sarsıldı dağlar seni görünce, Seller her yanı süpürüp geçti. Engin denizler gürledi, dalgalar yükseldi. |
3 | 11 | Uçuşan oklarının pırıltısından, Parlayan mızrağının ışıltısından, Yerlerinde durakaldı güneş ve ay. |
3 | 12 | Gazap içinde ilerledin yeryüzünde, Ulusları öfkeyle çiğneyip ezdin. |
3 | 13 | Kendi halkını, seçtiğin ulusu kurtarmaya geldin. Kötü soyun başını ezdin, Soydun onu tepeden tırnağa. |iSela |
3 | 14 | Başını kendi mızrağıyla deldin. Askerleri fırtına gibi gelmişti bizi dağıtmaya, Saklanan düşkünleri yok etmiş gibi seviniyorlardı. |
3 | 15 | Sense atlarınla çiğneyip geçtin büyük denizleri, Sularını köpürterek... |
3 | 16 | Sesini duyunca yüreğim hopladı, Seğirdi dudaklarım, Kemiklerim eridi sanki, Çözüldü dizlerimin bağı. Ama bize saldıran halkın felakete uğrayacağı günü Sabırla bekleyeceğim. |
3 | 17 | Tomurcuklanmasa incir ağaçları, Asmalar üzüm vermese, Boşa gitse de zeytine verilen emek, Tarlalar ürün vermese de, Boşalsa da davar ağılları, Sığır kalmasa da ahırlarda, |
3 | 18 | Ben yine RAB sayesinde sevineceğim, Kurtuluşumun Tanrısı sayesinde sevinçten coşacağım. |
3 | 19 | Egemen RAB gücümdür benim. Ayaklarıma geyik ayağının çevikliğini verir. Aşırtır beni yükseklerden. |iMüzik şefi için: Telli sazlar eşliğinde söylenecek.|r |