Share this page:  
 

Multilingual Scriptures

(Compare books in 2 different language versions of your choice)

Comparison Search:

Select Language version and font:
You can only select max. of two versions.
Book:
Chapter:
Verse:
---------
From: To:

Free Search:

Select Language version and font:
Enter search text:

Multilingual Scriptures Home » Turkish Bible » Habakkuk

Turkish Bible
Chapter # Verse # Verse Detail
11Peygamber Habakkuka bir görümde verilen bildiridir.
12Ya RAB, ne zamana dek seni yardıma çağıracağım,
Beni duymuyor musun?
‹‹Zorbalık var›› diye haykırıyorum sana,
Ama kurtarmıyorsun!
13Bunca kötülüğü bana neden gösteriyorsun,
Nasıl hoş görürsün bunca haksızlığı?
Nereye baksam şiddet ve zorbalık var.
Kavgaların, çekişmelerin sonu gelmiyor.
14Bu yüzden yasa işlemez oldu,
Bir türlü yerini bulmuyor hak.
Kötüler doğruları kıskaca almış
Ve böylece adalet saptırılıyor.
15‹‹Bakın öbür uluslara,
Gördüklerinize büsbütün şaşacaksınız.
Sizin gününüzde öyle işler yapacağım ki,
Anlatsalar inanmayacaksınız.
16Başkalarına ait toprakları ele geçirmek için
Dünyanın dört yanına yürüyen o acımasız ve saldırgan ulusu,
Kildanileri güçlendireceğim.
17Dehşetli ve korkunçturlar,
Gururlu ve başlarına buyrukturlar.
18Parstan çeviktir atları,
Aç kurttan daha azgın.
Atlıları yeri deşerek geliyor uzaklardan,
Avına saldıran kartal gibi uçuyorlar,
19Yağmalamak için geliyor hepsi.
Orduları çöl rüzgarı gibi ilerliyor
Ve kum gibi tutsak topluyorlar.
110Küçümsüyorlar kralları,
Yöneticilerle alay ediyorlar.
Dudak büküyorlar bütün surlu kentlere,
Önlerine toprak yığıp onları ele geçiriyorlar.
111Rüzgar gibi geçip gidiyorlar.
Bu suçlu adamların ilahları kendi güçleridir.››
112Ya RAB, kutsal Tanrım,
Öncesizlikten beri var olan sen değil misin?
Sen ölmeyeceksin.
Ya RAB, bizi yargılamak için Kildanileri mi seçtin?
Ey sığınağımız, onlara mı verdin cezalandırma yetkisini? ölmeyeceğiz››.
113Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin.
Haksızlığı hoş göremezsin.
Öyleyse nasıl hoş görürsün
Bu hain adamları?
Doğrular kötülere yem olurken
Neden susuyorsun?
114İnsanları denizdeki balıklara,
Yöneticiden yoksun sürüngenlere çevirdin.
115Kildaniler onları oltayla, ağla,
Serpme ağla tutar gibi tutuyor
Ve sevinç çığlıkları atıyorlar.
116Kurban kesiyorlar ağlarına bu yüzden.
Kendilerine lezzetli ve bol yiyecek sağlayan ağları için buhur yakıyorlar.
117Ağlarını durmadan boşaltmaya,
Ulusları acımasızca öldürmeye devam edecekler mi?
21Nöbet yerinde, gözcü kulesinde durayım,
Bakayım RAB bana ne diyecek,
Yakınmalarıma ne yanıt verecek göreyim.
22Şöyle yanıtladı RAB:
‹‹Göreceklerini taş levhalara oyarak yaz.
Öyle ki, herkes bir çırpıda okusun.
23Bu olayların zamanı gelmedi henüz.
Sonun belirtileridir bunlar ve yalan değildir.
Gecikiyormuş gibi görünse de bekle olacakları,
Kesinlikle olacak, gecikmeyecek.
24Bakın şu övüngen kişiye, niyeti iyi değildir.
Ama doğru kişi sadakatiyle yaşayacaktır.
25Servet aldatıcıdır.
Küstahlar kalıcı değildir;
Açgözlüdürler ölüler diyarı gibi
Ve ölüm gibi hiç doymazlar.
Ülkeleri ele geçirip halkları tutsak alırlar.
26Tutsak alınanlar onları küçümseyip alay etmeyecekler mi?
‹Kendisine ait olmayanı ele geçirenin,
Haraç alarak zenginleşenin vay haline!
Daha ne kadar sürecek bu?› demeyecekler mi?
27Haraca kestikleriniz ansızın ayaklanmayacak mı?
Uyanıp yakanıza yapışmayacaklar mı?
İşte o zaman onlar için çapul malı gibi olacaksınız.
28Birçok ulusu soyduğunuz,
Kan döktüğünüz,
Ülkelere, kentlere ve oralarda yaşayan herkese zorbalık ettiğiniz için,
Halklardan sağ kalanlar da sizi soyacaklar.
29Evini haksız kazançla dolduranın,
Felaketten kaçmak için yuvasını yüksek yere kuranın vay haline!
210Birçok halkı kıyıma uğratmakla
Kendi soyunuzu utanca boğdunuz,
Kendi yıkımınızı hazırladınız.
211Duvar taşları bile haykıracak bunu
Ve yankılanacak ahşap kirişler.
212Kan dökerek kentler kuranın,
Zorbalıkla beldeler yapanın vay haline!
213Halkların bütün emeklerinin yanması,
Ulusların bütün çabalarının boşa gitmesi
Her Şeye Egemen RABbin işi değil mi?
214Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa,
Dünya da RABbin yüceliğinin bilgisiyle dolacak.
215Çıplak bedenlerini seyretmek için
Komşularına içki içirip sarhoş eden,
İçkiye zehir bile katan sizlerin vay haline!
216Onur yerine utanca boğulacaksınız.
Şimdi sıra sizde, için de çıplaklığınız görünsün.
RAB size sağ elindeki ceza dolu kâseden içirecek.
Onurunuz kırılacak, rezil olacaksınız.
217Lübnana ettiğiniz zorbalık kendi başınıza gelecek.
Telef ettiğiniz hayvanlar sizi dehşete düşürecek.
Çünkü insan kanı döktünüz,
Ülkelere, kentlere ve oralarda yaşayan herkese zorbalık ettiniz.
218İnsanın biçim verdiği oyma ya da dökme putun ne yararı var ki aldatmaktan başka?
Putu yapan, yaptığına güvenir,
Ama yaptığı ne ki, dilsiz puttan başka.
219Tahta puta, ‹Canlan!› diyenin,
Dilsiz taşa, ‹Uyan› diyenin
Vay haline!
Put yol gösterebilir mi?
Altınla, gümüşle kaplanmış,
Ama içinde yaşam soluğu yok.
220Oysa RAB kutsal tapınağındadır.
Sussun bütün dünya O'nun önünde.››
31|iPeygamber Habakkukun Duası - Şigyonotfç |iMakamında|r
32Ya RAB, ününü duydum ve yaptıklarının karşısında ürperdim.
Günümüzde de aynı şeyleri yap, ya RAB,
Şimdi herkes bilsin neler yapabildiğini.
Öfkeliyken merhametini anımsa! biçimi olduğu sanılıyor.
33Tanrı Temandan,
Kutsal Tanrı Paran Dağından geldi. |iSela
Görkemi kapladı gökleri,
Ona sunulan övgüler dünyayı doldurdu. sanılıyor.
34Güneş gibi parıldıyor,
Elleri ışık saçıyor.
Gücünün gizi ellerinde.
35Yayılıyor salgın hastalıklar önüsıra,
Ardısıra da ölümcül hastalıklar.
36Duruşuyla dünyayı sarstı,
Titretti ulusları bakışıyla,
Yaşlı dağlar darmadağın oldu,
Dünya kurulalı beri var olan tepeler Ona baş eğdi.
Tanrının yolları değişmezdir.
37Kuşan çadırlarını çaresizlik içinde gördüm,
Midyan konutları korkudan titriyordu.
38Ya RAB, nehirlere mi öfkelendin?
Gazabın ırmaklara mı?
Yoksa denize mi kızdın da,
Atlarına, yenilmez savaş arabalarına bindin?
39Gerdin yayını,
Okların içtiğin antlardır. |iSela
Yeryüzünü akarsularla yardın.
310Sarsıldı dağlar seni görünce,
Seller her yanı süpürüp geçti.
Engin denizler gürledi, dalgalar yükseldi.
311Uçuşan oklarının pırıltısından,
Parlayan mızrağının ışıltısından,
Yerlerinde durakaldı güneş ve ay.
312Gazap içinde ilerledin yeryüzünde,
Ulusları öfkeyle çiğneyip ezdin.
313Kendi halkını, seçtiğin ulusu kurtarmaya geldin.
Kötü soyun başını ezdin,
Soydun onu tepeden tırnağa. |iSela
314Başını kendi mızrağıyla deldin.
Askerleri fırtına gibi gelmişti bizi dağıtmaya,
Saklanan düşkünleri yok etmiş gibi seviniyorlardı.
315Sense atlarınla çiğneyip geçtin büyük denizleri,
Sularını köpürterek...
316Sesini duyunca yüreğim hopladı,
Seğirdi dudaklarım,
Kemiklerim eridi sanki,
Çözüldü dizlerimin bağı.
Ama bize saldıran halkın felakete uğrayacağı günü
Sabırla bekleyeceğim.
317Tomurcuklanmasa incir ağaçları,
Asmalar üzüm vermese,
Boşa gitse de zeytine verilen emek,
Tarlalar ürün vermese de,
Boşalsa da davar ağılları,
Sığır kalmasa da ahırlarda,
318Ben yine RAB sayesinde sevineceğim,
Kurtuluşumun Tanrısı sayesinde sevinçten coşacağım.
319Egemen RAB gücümdür benim.
Ayaklarıma geyik ayağının çevikliğini verir.
Aşırtır beni yükseklerden. |iMüzik şefi için: Telli sazlar eşliğinde söylenecek.|r