Share this page:  
 

Multilingual Scriptures

(Compare books in 2 different language versions of your choice)

Comparison Search:

Select Language version and font:
You can only select max. of two versions.
Book:
Chapter:
Verse:
---------
From: To:

Free Search:

Select Language version and font:
Enter search text:

Multilingual Scriptures Home » Turkish Bible » Daniel

Turkish Bible
Chapter # Verse # Verse Detail
11Yahuda Kralı Yehoyakimin krallığının üçüncü yılında Babil Kralı Nebukadnessar Yeruşalimin üzerine yürüyüp kenti kuşattı.
12Rab, Yahuda Kralı Yehoyakimi ve Tanrının Tapınağındaki bazı eşyaları Nebukadnessarın eline teslim etti. Nebukadnessar bunları Şinar ülkesine götürüp kendi ilahının tapınağının hazinesine yerleştirdi.
13Kral İsrailliler arasından kral soyundan gelme ya da soylu bazı gençlerin seçilip saraya getirilmesi için saray görevlilerinin yöneticisi Aşpenaza buyruk verdi. Bu gençler kusursuz, yakışıklı, her konuda bilge, bilgili, öğrenmeye yetenekli, sarayda görev almaya uygun nitelikte kişiler olmalıydı. Aşpenaz onlara Kildanilerin dilini ve yazısını öğretecekti.
15Kral bu gençler için kendi sofrasından gündelik yiyecek ve şarap ayırdı. Üç yıl eğitildikten sonra gençler kralın önüne çıkarılacaklardı.
16Seçilen gençler arasında Yahudalılardan Daniel, Hananya, Mişael ve Azarya da vardı.
17Saray görevlilerinin yöneticisi onlara yeni adlar koydu. Daniele Belteşassar, Hananyaya Şadrak, Mişaele Meşak, Azaryaya Abed-Nego adını verdi.
18Daniel dinsel açıdan kendini kirletmemek için kralın onlara ayırdığı yemeklerden yemeyi de şaraptan içmeyi de istemedi. Bu yoldan kendini kirletmemek için saray görevlilerinin yöneticisine ricada bulundu.
19Tanrı saray görevlileri yöneticisinin Daniele sevgiyle, sevecenlikle davranmasını sağladı.
110Adam Daniele, ‹‹Yiyecek içecek payınızı ayıran efendimiz kraldan korkarım›› dedi, ‹‹Eğer yüzünüzü yaşıtınız olan öbür gençlerin yüzünden daha solgun görürse, başımı tehlikeye sokmuş olursunuz.››
111Daniel, saray görevlileri yöneticisinin Hananya, Mişael, Azarya ve kendisinin başına koyduğu gözeticiye gidip, ‹‹Lütfen kullarınıza on gün olanak tanıyın›› dedi, ‹‹Bu on gün içinde bize yemek için sebze, içmek için de su verilsin.
113Sonra yüzlerimizi kralın yemeklerini yiyen öbür gençlerin yüzleriyle kıyaslayın ve kullarınıza gördüğünüze göre davranın.››
114Gözetici bu isteği kabul etti ve onlara on gün deneme fırsatı verdi.
115On gün sonra dört genç kralın yemeklerini yiyen öbür gençlerin hepsinden daha sağlıklı, daha iyi beslenmiş görünüyordu.
116Böylece gözetici o günden sonra kralın gençler için ayırdığı yemekle şarabı kaldırdı ve onlara sebze vermeyi sürdürdü.
117Tanrı bu dört gence her konuda bilgi, beceri, bilgelik verdi. Daniel her çeşit görümü ve düşü yorumlayabiliyordu.
118Kralın belirlediği süre tamamlanınca, saray görevlileri yöneticisi gençleri Nebukadnessara götürdü.
119Kral onlarla görüştü; içlerinde Daniel, Hananya, Mişael, Azarya gibisi yoktu. Bu yüzden kralın hizmetine onlar atandı.
120Kral bilgelik ve anlayışla ilgili konularda onları sınadı ve dört genci ülkesindeki bütün sihirbazlardan, falcılardan on kat üstün buldu.
121Kral Koreş'in krallığının birinci yılına dek Daniel sarayda kaldı.
21Krallığının ikinci yılında Nebukadnessar bir düş gördü. Ruhu üzüntüyle sarsıldı, uykusu kaçtı.
22Düşünün ne olduğunu söylesinler diye sihirbazları, falcıları, büyücüleri, yıldızbilimcileri çağırttı. Hepsi gelip kralın önünde durdular.
23Kral, ‹‹Beni üzüntüyle sarsan bir düş gördüm. Ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorum›› dedi.
24Yıldızbilimciler Aramice, ‹‹Ey kral, sen çok yaşa!›› dediler, ‹‹Düşünü bu kullarına anlat ki, ne anlama geldiğini söyleyelim.›› yazılmıştır.
25Kral, ‹‹Gördüğüm düşü ve ne anlama geldiğini bana açıklamazsanız, kararım kesin, paramparça edileceksiniz›› diye karşılık verdi, ‹‹Evleriniz de çöplüğe çevrilecek.
26Ama düşü ve ne anlama geldiğini açıklayabilirseniz, sizi büyük armağanlarla ödüllendirip onurlandıracağım. Onun için bana düşü ve ne anlama geldiğini açıklayın.››
27Onlar yine, ‹‹Ey kral, düşü bu kullarına anlat ki, ne anlama geldiğini söyleyelim›› dediler.
28Bunun üzerine kral, ‹‹Kararımın kesin olduğunu bildiğiniz için zaman kazanmak istediğinizi anlıyorum›› dedi,
29‹‹Ama düşün ne olduğunu bana açıklamazsanız, sizin için tek ceza vardır. Durumun değişeceğini umarak bana yalan yanlış şeyler söylemek için aranızda anlaşmışsınız. Şimdi bana düşün ne olduğunu söyleyin ki, ne anlama geldiğini açıklayabileceğinizi anlayayım.››
210Yıldızbilimciler, ‹‹Yeryüzünde senin bu isteğini yerine getirecek tek kişi yoktur›› diye yanıtladılar, ‹‹Kaldı ki, büyük, güçlü hiçbir kral bir sihirbazdan, falcıdan ya da yıldızbilimciden böyle bir şey istememiştir.
211Kralın isteğini yerine getirmek güçtür. İnsanlar arasında yaşamayan ilahlardan başka krala bunu açıklayabilecek kimse yoktur.››
212Buna çok öfkelenen kral, Babildeki bütün bilgelerin öldürülmesini buyurdu.
213Böylece hepsinin öldürülmesi için buyruk çıktı. Danielle arkadaşlarının öldürülmesi için de adamlar gönderildi.
214Daniel Babilin bilgelerini öldürmeye giden kralın muhafız birliği komutanı Aryokla bilgece, akıllıca konuştu.
215Aryoka, ‹‹Kralın buyruğu neden bu denli sert?›› diye sordu. Aryok durumu Daniele anlattı.
216Bunun üzerine Daniel krala gidip düşünün ne anlama geldiğini söyleyebilmesi için zaman istedi.
217Sonra evine dönüp olup bitenleri arkadaşları Hananyaya, Mişaele, Azaryaya anlattı.
218Göklerin Tanrısına yakarmalarını istedi; öyle ki, Tanrı onlara lütfedip bu gizi açıklasın ve kendisiyle arkadaşları Babilin öbür bilgeleriyle birlikte öldürülmesinler.
219Gece giz bir görümde Daniele açıklandı. Bunun üzerine Daniel Göklerin Tanrısını övdü.
220Şöyle dedi: ‹‹Tanrının adına öncesizlikten sonsuzluğa dek övgüler olsun!
Bilgelik ve güç Ona özgüdür.
221Odur zamanları ve mevsimleri değiştiren.
Kralları tahttan indirir, tahta çıkarır.
Bilgelere bilgelik,
Anlayışlılara bilgi verir.
222Derin ve gizli şeyleri ortaya çıkarır,
Karanlıkta neler olduğunu bilir,
Çevresi ışıkla kuşatılmıştır.
223Ey atalarımın Tanrısı,
Sana şükreder, seni överim.
Sen ki, bana bilgelik ve güç verdin,
Senden istediklerimizi bana bildirdin
Ve kralın düşünü bize açıkladın.››
224Daniel, kralın Babilin bilgelerini öldürmeye atadığı Aryoka giderek, ‹‹Babilin bilgelerini yok etme›› dedi, ‹‹Beni krala götür, düşünün ne anlama geldiğini açıklayacağım.››
225Aryok onu hemen krala götürdü ve, ‹‹Sürgündeki Yahudalılar arasında kralın düşünü yorumlayabilecek birini buldum›› dedi.
226Kral, öbür adı Belteşassar olan Daniele, ‹‹Gördüğüm düşü ve ne anlama geldiğini bana söyleyebilir misin?›› diye sordu.
227Daniel şöyle yanıtladı: ‹‹Kralın açıklanmasını istediği gizi ne bir bilge, ne falcı, ne de sihirbaz açıklayabilir.
228Ama gökte gizleri açıklayan bir Tanrı var. Gelecekte neler olacağını Kral Nebukadnessara O bildirmiştir. Yatağında yatarken gördüğün düş ve görümler şunlardır:
229‹‹Sen, ey kral, yatarken gelecekle ilgili düşüncelere daldın, gizleri açan da neler olacağını sana bildirdi.
230Bana gelince, ey kral, öbür insanlardan daha bilge olduğum için değil, düşünün ne anlama geldiğini bilesin, aklından geçenleri anlayasın diye bu giz bana açıklandı.
231‹‹Ey kral, düşünde önünde duran büyük bir heykel gördün. Çok büyük ve olağanüstü parlaktı, görünüşü ürkütücüydü.
232Başı saf altından, göğsüyle kolları gümüşten, karnıyla kalçaları tunçtan,
233bacakları demirden, ayaklarının bir kesimi demirden, bir kesimi kildendi.
234Sen bakıyordun ki, bir taş insan eli değmeden kesilip heykelin demirden, kilden ayaklarına çarparak onları paramparça etti.
235Demir, kil, tunç, gümüş, altın aynı anda parçalandı; yazın harman yerindeki saman çöpleri gibi oldular. Derken bir rüzgar çıktı, hiç iz bırakmadan hepsini alıp götürdü. Heykele çarpan taşsa büyük bir dağ oldu, bütün dünyayı doldurdu.
236‹‹Gördüğün düş buydu. Şimdi de ne anlama geldiğini sana açıklayalım.
237Sen, ey kral, kralların kralısın. Göklerin Tanrısı sana egemenlik, güç, kudret, yücelik verdi.
238İnsanoğullarını, yabanıl hayvanları, gökte uçan kuşları senin eline teslim etti. Seni hepsine egemen kıldı. Altından baş sensin.
239Senden sonra senden daha aşağı durumda başka bir krallık çıkacak. Sonra bütün dünyada egemenlik sürecek tunçtan üçüncü bir krallık çıkacak.
240Dördüncü krallık demir gibi güçlü olacak. Çünkü demir her şeyi kırıp ezer. Demir gibi tümünü kırıp parçalayacak.
241Ayaklarla parmakların bir kesiminin çömlekçi kilinden, bir kesiminin demirden olduğunu gördün; yani bölünmüş bir krallık olacak bu. Öyleyken onda demirin gücü de bulunacak, çünkü demiri kille karışık gördün.
242Ayak parmaklarının bir kesimi demirden, bir kesimi kilden olduğu gibi, krallığın da bir bölümü güçlü, bir bölümü zayıf olacak.
243Demirin kille karışık olduğunu gördüğüne göre halklar evlilik bağıyla birbirleriyle karışacaklar, ama demirin kille karışmadığı gibi onlar da birbirine bağlı kalmayacaklar.
244‹‹Bu krallar döneminde Göklerin Tanrısı hiç yıkılmayacak, başka halkın eline geçmeyecek bir krallık kuracak. Bu krallık önceki krallıkları ezip yok edecek, kendisiyse sonsuza dek sürecek.
245İnsan eli değmeden dağdan kesilip gelen taşın demiri, tuncu, kili, gümüşü, altını parçaladığını gördün. Ulu Tanrı bundan sonra neler olacağını krala açıklamıştır. Düş gerçek, yorumu da güvenilirdir.››
246Bunun üzerine Kral Nebukadnessar Danielin önünde yüzüstü yere kapandı. Ona bir sunu ve buhur sunulmasını buyurdu.
247Daniele, ‹‹Madem bu gizi açıklayabildin, Tanrın gerçekten tanrıların Tanrısı, kralların Efendisi›› dedi, ‹‹Gizleri açan Odur.››
248Sonra Danieli yüksek bir göreve getirdi; ona birçok değerli armağan verdi. Onu Babil İline vali atadı, Babilin bütün bilgelerinin başkanı yaptı.
249Daniel'in isteği üzerine Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu da Babil İli'nde yüksek görevlere atadı. Daniel ise sarayda kaldı.
31Kral Nebukadnessar altın bir heykel yaptı; boyu altmış, eni altı arşındıfç. Onu Babil İlinde, Dura Ovasına dikti.
32Satrapları, kaymakamları, valileri, danışmanları, haznedarları, yargıçları, güvenlik görevlilerini ve illerin bütün öbür yüksek memurlarını diktiği heykeli adama törenine çağırttı.
33Böylece satraplar, kaymakamlar, valiler, danışmanlar, haznedarlar, yargıçlar, güvenlik görevlileri ve illerin bütün öbür yüksek memurları Kral Nebukadnessarın diktiği heykeli adama töreni için toplanarak heykelin önünde durdular.
34Sonra haberci yüksek sesle bağırdı: ‹‹Ey halklar, uluslar, her dilden insanlar, size şöyle yapmanız buyruluyor:
35Boru, ney, lir, kanun, arp, davul ve her çeşit çalgı sesini duyar duymaz yere kapanıp Kral Nebukadnessarın dikmiş olduğu altın heykele tapınacaksınız.
36Her kim yere kapanıp tapınmazsa hemen kızgın fırına atılacaktır.››
37Bu yüzden ne zaman boru, ney, lir, kanun, arp ve her çeşit çalgı sesi duyulsa, bütün halklar, uluslar, her dilden insanlar yere kapanıp Kral Nebukadnessarın diktiği altın heykele tapındılar.
38Bunun üzerine bazı Kildaniler yaklaşıp Yahudileri suçladılar.
39Kral Nebukadnessara, ‹‹Ey kral, sen çok yaşa!›› dediler,
310‹‹Boru, ney, lir, kanun, arp, davul ve her çeşit çalgı sesini duyan herkes yere kapanıp altın heykele tapınacak; kim yere kapanıp tapınmazsa kızgın fırına atılacak diye bir buyruk çıkardın, ey kral.
312Oysa Babil İlinde yüksek görevlere atadığın Şadrak, Meşak, Abed-Nego adında bazı Yahudiler var. Bu adamlar seni saymadılar, ey kral. Senin ilahlarına kulluk etmiyor, diktiğin altın heykele tapınmıyorlar.››
313Büyük öfkeye kapılan Nebukadnessar, Şadrakı, Meşakı, Abed-Negoyu çağırttı. Bu kişiler kralın yanına getirildiler.
314Nebukadnessar, ‹‹Ey Şadrak, Meşak, Abed-Nego, ilahlarıma kulluk etmediğiniz, diktiğim altın heykele tapınmadığınız doğru mu?›› diye sordu,
315‹‹Şimdi boru, ney, lir, kanun, arp, davul ve her çeşit çalgı sesini duyar duymaz yere kapanıp yaptığım heykele tapınmaya hazırsanız ne iyi! Ama ona tapınmazsanız, hemen kızgın fırına atılacaksınız. O zaman bakalım hangi ilah sizi elimden kurtaracak?››
316Şadrak, Meşak, Abed-Nego, ‹‹Bu konuda kendimizi savunma gereğini duymuyoruz›› diye karşılık verdiler,
317‹‹Kızgın fırına atılsak bile, ey kral, kendisine kulluk ettiğimiz Tanrı bizi kızgın fırından kurtarabilir; senin elinden de bizi kurtaracaktır.
318Ama bizi kurtarmasa bile bil ki, ey kral, ilahlarına kulluk etmeyiz, diktiğin altın heykele tapınmayız.››
319Nebukadnessar Şadrak, Meşak, Abed-Negoya çok öfkelendi; onlara karşı tutumu değişti. Fırının her zamankinden yedi kat daha çok ısıtılmasını buyurdu.
320Sonra ordusundaki bazı güçlü askerlere Şadrakı, Meşakı, Abed-Negoyu bağlayıp kızgın fırına atmalarını buyurdu.
321Böylece bu kişiler, şalvarları, kaftanları, sarıkları ve öbür giysileriyle birlikte bağlanıp kızgın fırına atıldılar.
322Kralın buyruğu çok sıkı, fırın da çok ısıtılmış olduğundan, Şadrakı, Meşakı, Abed-Negoyu götüren adamları ateşin alevleri yakıp öldürdü.
323Üç adamsa -Şadrak, Meşak, Abed-Nego- bağlı olarak kızgın fırına düştüler.
324O zaman Kral Nebukadnessar şaşkınlık içinde birden ayağa kalktı. Danışmanlarına, ‹‹Biz ateşin içine bağlı üç kişi atmadık mı?›› diye sordu. Danışmanlar, ‹‹Kuşkusuz, ey kral›› diye karşılık verdiler.
325Kral, ‹‹Ben dört kişi görüyorum›› dedi, ‹‹Ateşin içinde yürüyorlar, bağlarından çözülmüş, hiçbir zarara uğramamışlar. Dördüncünün görünümü de bir ilahi varlığa benziyor.››
326Sonra kızgın fırının kapısına yaklaşarak, ‹‹Ey Yüce Tanrının kulları Şadrak, Meşak, Abed-Nego, dışarı çıkıp buraya gelin!›› diye seslendi. Bunun üzerine Şadrak, Meşak, Abed-Nego ateşin içinden çıktılar.
327Satraplar, kaymakamlar, valiler, kralın danışmanları onların çevresinde toplandılar. Adamların bedenlerinde ateşin hiçbir etkisi olmadığını gördüler. Başlarındaki tek saç yanmamış, giysileri değişmemiş, ateşin kokusu üzerlerine sinmemişti.
328Bunun üzerine Nebukadnessar, ‹‹Şadrak, Meşak ve Abed-Negonun Tanrısına övgüler olsun!›› dedi, ‹‹Meleğini gönderip kendisine güvenen kullarını kurtardı. Onlar buyruğuma karşı geldiler, kendi Tanrılarından başka bir ilaha kulluk edip tapınmamak için canlarını tehlikeye attılar.
329İşte buyuruyorum: Hangi halktan, ulustan ya da dilden olursa olsun, Şadrak, Meşak ve Abed-Negonun Tanrısından saygısızca söz eden herkes paramparça edilecek, evleri çöplüğe çevrilecek. Çünkü böyle kurtarabilen başka bir tanrı yoktur.››
330Sonra Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu Babil İli'nde daha yüksek görevlere atadı.
41Kral Nebukadnessar dünyadaki bütün halklara, uluslara ve her dilden insanlara şu bildiriyi gönderdi: ‹‹Esenliğiniz bol olsun!
42Yüce Tanrının benim için gerçekleştirdiği belirtileri ve şaşılası işleri size bildirmeyi uygun gördüm.
43‹‹Belirtileri ne büyük!
Şaşılası işleri ne yüce!
Krallığı ebedi krallıktır,
Egemenliği kuşaklar boyu sürecek.
44‹‹Ben, Nebukadnessar, evimde huzur, sarayımda gönenç içindeydim.
45Beni korkutan bir düş gördüm. Yatağımda yatarken düşüncelerimle görümlerim beni ürküttü.
46Düşün ne anlama geldiğini açıklamaları için Babilin bütün bilgelerinin yanıma getirilmesini buyurdum.
47Sihirbazlar, yıldızbilimciler, falcılar yanıma gelince, gördüğüm düşü onlara anlattımsa da ne anlama geldiğini açıklayamadılar.
48Sonunda ilahımın adından gelen Belteşassar adıyla çağrılan ve kendisinde kutsal ilahların ruhu bulunan Daniel yanıma geldi. Gördüğüm düşü ona anlattım.
49‹‹Ona şöyle dedim: Ey sihirbazların başkanı Belteşassar, sende kutsal ilahların ruhu olduğunu, her gizi açıklayabileceğini biliyorum. İşte gördüğüm düş: Ne anlama geldiğini bana açıkla.
410Yatarken gördüğüm görümler şunlar: Dünyanın ortasında çok yüksek bir ağaç gördüm.
411Ağaç büyüdü, güçlendi, boyu göklere erişti. Dünyanın dört bucağından görülüyordu.
412Yaprakları güzeldi, herkese yetecek kadar bol meyvesi vardı. Yabanıl hayvanlar gölgesinde barınıyor, gökte uçan kuşlar dallarına tünüyordu. Her canlı ondan besleniyordu.
413‹‹Yatağımda yatarken gördüğüm görümlerde gökten inen bir gözcü, kutsal bir varlık gördüm.
414Yüksek sesle, ‹Ağacı ve dallarını kesin, yapraklarını yolun, meyvesini atın› diye bağırdı, ‹Altında barınan hayvanlarla dallarına tüneyen kuşlar kaçsın.
415Ama köklerin bulunduğu kütüğü demirle, tunçla çevreleyip yerde, otların içinde bırakın. ‹‹ ‹Göğün çiyiyle ıslansın, hayvanlarla birlikte yerdeki otlardan pay alsın.
416Ondaki insan yüreği değiştirilsin, yerine hayvan yüreği verilsin. Üzerinden yedi vakit geçsin.
417Bu yargıyı gözcüler, kararı kutsallar verdi. Öyle ki, her canlı Yüce Olanın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve onları dilediği kişiye, en hor görülen birine bile verebileceğini bilsin.›
418‹‹İşte ben Kral Nebukadnessarın gördüğü düş! Şimdi, ey Belteşassar, bunun ne anlama geldiğini söyle. Çünkü krallığımdaki bilgelerin hiçbiri bu düşün ne anlama geldiğini bana açıklayamadı. Ama sen açıklayabilirsin, çünkü kutsal ilahların ruhu var sende.››
419O zaman öbür adı Belteşassar olan Daniel bir süre şaşkın şaşkın durdu, düşünceleri onu ürküttü. Bunun üzerine kral, ‹‹Ey Belteşassar, bu düş de yorumu da seni ürkütmesin›› dedi. Belteşassar, ‹‹Ey efendim, keşke bu düş senden nefret edenlerin, yorumu da düşmanlarının başına gelseydi!›› diye karşılık verdi,
420‹‹Büyüyen, güçlenen, boyu göklere erişen, dünyadaki herkesçe görülebilen bir ağaç gördün.
421Yaprakları güzeldi, meyvesi herkese yetecek kadar boldu. Yabanıl hayvanlar altında barınır, gökte uçan kuşlar dallarına tünerdi.
422Ey kral, o ağaç sensin! Sen büyüdün, güçlendin. Büyüklüğün giderek göklere erişti, egemenliğin dünyanın dört bucağına yayıldı.
423‹‹Sen, ey kral, bir gözcünün, kutsal bir varlığın gökten indiğini gördün. ‹Ağacı kesip yok edin, ama köklerin bulunduğu kütüğü demirle, tunçla çevreleyip yerde, otların içinde bırakın. Göğün çiyiyle ıslansın; üzerinden yedi vakit geçinceye dek yabanıl hayvanlarla birlikte pay alsın› diyordu.
424‹‹Ey efendim kral, düşün anlamı ve Yüce Olanın senin başına getireceği yargı şudur:
425İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın; öküz gibi otla beslenecek, göğün çiyiyle ıslanacaksın. Yüce Olanın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek.
426Köklerin bulunduğu kütüğün bırakılması için buyruk verildi. Bunun anlamı şu: Sen göklerin egemenlik sürdüğünü anlayınca krallığın sana geri verilecek.
427Bu yüzden, ey kral, öğüdümü benimse: Doğru olanı yaparak günahından, düşkünlere iyilik ederek suçlarından vazgeç. Olur ya, gönencin uzun sürer.››
428Bunların hepsi Kral Nebukadnessarın başına geldi.
429On iki ay sonra kral Babil Sarayının damında geziniyordu.
430Kral, ‹‹İşte onurum ve yüceliğim için üstün gücümle krallığımın başkenti olarak kurduğum büyük Babil!›› dedi.
431Daha sözünü bitirmeden gökten bir ses duyuldu: ‹‹Ey Kral Nebukadnessar, krallık senden alındı.
432İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın. Öküz gibi otla besleneceksin. Yüce Olanın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek.››
433Nebukadnessara ilişkin bu söz hemen yerine geldi. İnsanlar arasından kovuldu. Öküz gibi otla beslendi. Bedeni göğün çiyiyle ıslandı. Saçı kartal tüyü, tırnakları kuş pençesi gibi uzadı.
434Belirlenen sürenin sonunda ben Nebukadnessar gözlerimi göğe kaldırdım ve kendime geldim. Yüce Olanı övdüm. Sonsuza dek Diri Olanı onurlandırıp yücelttim. Onun egemenliği ebedi egemenliktir,
Krallığı kuşaklar boyu sürecek.
435Dünyada yaşayanlar bir hiç sayılır.
O gökteki güçlere de dünyada yaşayanlara da
Dilediğini yapar.
Onun elini durduracak,
Ona, ‹‹Ne yapıyorsun?›› diyecek kimse yoktur.
436O anda aklım başıma geldi. Krallığımın yüceliği için onurum ve görkemim bana geri verildi. Danışmanlarımla soylu adamlarım beni aradılar. Krallığıma kavuştum, bana daha büyük yücelik verildi.
437Ben Nebukadnessar Göklerin Kralı'na şükrederim. O'nu över, yüceltirim. Çünkü bütün yaptıkları gerçek, yolları doğrudur; kendini beğenmişleri alçaltmaya gücü yeter.
51Kral Belşassar soylu adamlarından bin kişiye büyük bir şölen verdi, onlarla şarap içti.
52Şarabını keyifle içerken, atası Nebukadnessarın Yeruşalimdeki tapınaktan çıkarıp getirdiği altın ve gümüş kapların getirilmesini buyurdu. Öyle ki, kendisi, karıları, cariyeleri, soylu adamları onlarla içsinler.
53Böylece Tanrının Yeruşalimdeki tapınağından alınan altın kaplar getirildi; kral, karıları, cariyeleri, soylu adamları onlarla içtiler.
54Şaraplarını içerken altından, gümüşten, tunçtan, demirden, ağaçtan, taştan ilahları övdüler.
55Ansızın bir insan elinin parmakları belirdi, kandilliğin yanındaki saray duvarının sıvası üzerine yazmaya başladı. Kral yazan eli gördü,
56aklından geçenler onu ürküttü, benzi soldu; eli ayağı tutmaz oldu, dizlerinin bağı çözüldü.
57Yüksek sesle Babilin bilgelerini - falcılarla yıldızbilimcileri - çağırttı. Onlara, ‹‹Bu yazıyı kim okuyup ne anlama geldiğini bana açıklarsa, kendisine mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takılacak ve ülkede üçüncü önder olacak›› dedi.
58Kralın bütün bilgeleri geldiyse de yazıyı kimse okuyamadı, ne anlama geldiğini de açıklayamadı.
59Bu yüzden Kral Belşassar daha da korktu, benzi büsbütün soldu. Soylu adamlarıysa şaşkındı.
510Kralla soyluların seslerini duyan kraliçe şölen salonuna geldi. ‹‹Çok yaşa, ey kral!›› dedi, ‹‹Aklından geçenler seni ürkütmesin, benzin solmasın!
511Ülkende kendisinde kutsal ilahların ruhu bulunan biri var. Atan Kral Nebukadnessarın döneminde kavrayışa, sağduyuya, ilahlara özgü bilgeliğe sahip olmakla tanınırdı. Atan Kral Nebukadnessar onu sihirbazların, yıldızbilimcilerin, falcıların başkanlığına atadı.
512Kralın Belteşassar diye çağırdığı Daniel olağanüstü bir ruha, bilgiye, sağduyuya sahiptir. Üstelik düşleri yorumlama, bilmeceleri çözme, gizemleri açıklama yeteneği de vardır. Danieli çağırt, yazının ne anlama geldiğini o sana söyleyecektir.››
513Böylece Danieli kralın önüne getirdiler. Kral, ‹‹Kral atamın Yahudadan getirdiği, Yahuda sürgünlerinden Daniel sen misin?›› diye sordu,
514‹‹Sende ilahların ruhu bulunduğunu, kavrayış, sağduyu ve olağanüstü bilgelikle donanmış olduğunu duydum.
515Bu yazıyı okuyup ne anlama geldiğini söylemeleri için bilgelerle falcıları çağırttım. Ama ne anlama geldiğini açıklayamadılar.
516Senin yorum yapabildiğini, gizemleri açıklayabildiğini duydum. Bu yazıyı okur, ne anlama geldiğini açıklayabilirsen, sana mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takılacak; ülkede üçüncü önder olacaksın.››
517Daniel, ‹‹Armağanların senin olsun, ödüllerini de bir başkasına ver›› diye karşılık verdi, ‹‹Ama ben yine de yazıyı okuyup ne anlama geldiğini sana açıklayacağım.
518‹‹Ey kral, Yüce Tanrı atan Nebukadnessara krallığı, büyüklüğü, yüceliği, görkemi verdi.
519Tanrının sağladığı büyüklük yüzünden bütün halklar, uluslar, her dilden insan ondan korkup titredi. Dilediğini öldürür, dilediğini yaşatırdı; dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırdı.
520Ne var ki, gurura kapılıp saygısızlıkta direnince krallık tahtından indirildi, yüceliği kendisinden alındı.
521İnsanlar arasından kovuldu ve ona hayvan yüreği verildi. Yüce Tanrının insanların krallığı üzerinde egemenlik sürdüğünü, onu dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yaban eşekleri arasında yaşadı, öküz gibi otla beslendi, bedeni göğün çiyiyle ıslandı.
522‹‹Ama ey sen, onun torunu Belşassar, bunların hepsini bildiğin halde alçakgönüllülüğü benimsemedin.
523Bunun yerine göğün Rabbine karşı kendini yükselttin. Onun tapınağından aldıkları kapları sana getirdiler. Sen, karıların, cariyelerin, soylu adamların onlarla şarap içtiniz. Görmeyen, duymayan, anlamayan altından, gümüşten, tunçtan, demirden, ağaçtan, taştan ilahları övdün. Soluğunu elinde tutan, bütün yollarını gözeten Tanrıyı ise yüceltmedin.
524Bu yüzden Tanrı o yazıyı yazan eli gönderdi.
525‹‹Yazılan yazı şudur: MENE, MENE, TEKEL ve PARSİN.
526‹‹Bu sözcüklerin anlamı şudur: MENE: Tanrı senin krallığının günlerini saydı ve ona son verdi.
527TEKEL: Terazide tartıldın ve eksik bulundun.
528PERES: Krallığın ikiye bölünerek Medlerle Perslere verildi.›› ‹‹Persler›› sözcüğünü de çağrıştırır. Peres ‹‹Parsin››in tekilidir.
529Belşassarın buyruğu üzerine Daniele mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takıldı ve ülkede üçüncü önder ilan edildi.
530Kildan Kralı Belşassar o gece öldürüldü.
531Altmış iki yaşında olan Medli Darius krallığı eline geçirdi.
61Darius bütün ülkeyi yönetecek yüz yirmi satrap atamayı uygun gördü.
62Bunların başına da biri Daniel olmak üzere üç bakan atadı. Krala zarar gelmemesi için bakanlar satraplardan hesap soracaklardı.
63Kendisinde bulunan olağanüstü ruh sayesinde Daniel öbür bakanlarla satraplardan üstün olduğundan, kral onu bütün ülkenin başına atamayı tasarlıyordu.
64Bunun üzerine öbür bakanlarla satraplar Danieli ülke yönetimi konusunda suçlamak için fırsat kollamaya başladılar. Ancak ne suçlanacak bir yanını, ne de bir yanlışını buldular. Çünkü Daniel güvenilir biriydi. Kendisinde hiçbir eksiklik ya da yanlışlık bulamadılar.
65Sonunda, ‹‹Danieli Tanrısının Yasasıyla ilgili bir konuda suçlayamazsak, bir suçlama nedeni bulamayacağız›› dediler.
66Bunun üzerine bakanlarla satraplar hep birlikte krala gidip, ‹‹Ey Kral Darius, çok yaşa!›› dediler,
67‹‹Ülkenin bütün bakanları, kaymakamları, satrapları, danışmanları, valileri olarak kralın zorlu bir yasa çıkarması üzerinde anlaştık. Ey kral, kim otuz gün içinde senden başka bir insana ya da ilaha dua ederse, aslan çukuruna atılsın.
68Şimdi, ey kral, yasağı koy; Medlerle Perslerin değişmez yasası uyarınca yazıyı imzala ki değiştirilemesin.››
69Böylece Kral Darius yasağı içeren yasayı imzaladı.
610Daniel yasanın imzalandığını öğrenince evine gitti. Yukarı odasının Yeruşalim yönüne bakan pencereleri açıktı. Daha önce yaptığı gibi her gün üç kez diz çöküp dua etti, Tanrısına övgüler sundu.
611Ona tuzak kuran adamlar hep birlikte oraya gittiklerinde, onu Tanrısına dua edip yalvarırken gördüler.
612Bunun üzerine krala gidip çıkardığı yasayla ilgili şunları söylediler: ‹‹Ey kral, kim otuz gün içinde senden başka bir insana ya da ilaha dua ederse, aslan çukuruna atılsın diye yasa imzalamadın mı?›› Kral, ‹‹Medlerle Perslerin değişmez yasası uyarınca çıkardığım yasa geçerlidir›› diye karşılık verdi.
613Bunun üzerine, ‹‹Ey kral, Yahuda sürgünlerinden olan Daniel seni de imzaladığın yasayı da saymıyor; günde üç kez dua ediyor›› dediler.
614Bunu duyan kral çok üzüldü, Danieli kurtarmayı kafasına koydu. Onu kurtarmak için güneş batıncaya dek uğraştı.
615O zaman adamlar toplu halde krala gidip, ‹‹Ey kral, Medlerle Perslerin yasası uyarınca, kralın koyduğu yasanın ya da yasağın değiştirilemeyeceğini bilmelisin›› dediler.
616Bunun üzerine kral Danieli getirip aslan çukuruna atmalarını buyurdu. Daniele de, ‹‹Kendisine sürekli kulluk ettiğin Tanrın seni kurtarsın!›› dedi.
617Bir taş getirip çukurun ağzına koydular. Danielle ilgili hiçbir şey değiştirilmesin diye kral hem kendi mühür yüzüğüyle, hem soyluların mühür yüzükleriyle taşı mühürledi.
618Sonra sarayına döndü; geceyi yemek yemeden, eğlenmeden geçirdi; uykusu kaçtı.
619Şafak sökerken kalkıp acele aslan çukuruna gitti.
620Çukura yaklaşınca üzgün bir sesle, ‹‹Ey yaşayan Tanrının kulu Daniel, kendisine sürekli kulluk ettiğin Tanrın seni aslanlardan kurtarabildi mi?›› diye haykırdı.
621Daniel, ‹‹Ey kral, sen çok yaşa!›› diye yanıtladı,
622‹‹Tanrım meleğini gönderip aslanların ağzını kapadı. Beni incitmediler. Çünkü Tanrının önünde suçsuz bulundum. Sana karşı da, ey kral, hiçbir yanlışlık yapmadım.››
623Kral buna çok sevindi, Danieli çukurdan çıkarmalarını buyurdu. Daniel çukurdan çıkarıldı. Bedeninde hiçbir yara izi bulunmadı. Çünkü Tanrısına güvenmişti.
624Kralın buyruğu uyarınca, Danieli haksız yere suçlayan adamları, karılarıyla, çocuklarıyla birlikte getirip aslan çukuruna attılar. Daha çukurun dibine varmadan aslanlar onları kapıp kemiklerini kırdılar.
625Kral Darius dünyada yaşayan bütün halklara, uluslara ve her dilden insanlara şöyle yazdı: ‹‹Esenliğiniz bol olsun!
626Krallığımda yaşayan herkesin Danielin Tanrısından korkup titremesini buyuruyorum.
O yaşayan Tanrıdır,
Sonsuza dek var olacak.
Krallığı yıkılmayacak,
Egemenliği son bulmayacak.
627O kurtarır, O yaşatır,
Gökte de yerde de
Belirtiler, şaşılası işler yapar.
Danieli aslanların pençesinden kurtaran Odur.››
628Böylece Darius'un ve Persli Koreş'in krallığı döneminde Daniel'in işleri iyi gitti.
71Babil Kralı Belşassarın krallığının birinci yılında, Daniel yatağında yatarken bir düş ve görümler gördü. Sonra düşünün özetini yazdı;
72şöyle dedi: ‹‹Gece bir görümde göğün dört rüzgarının büyük denize saldırdığını gördüm.
73Denizden birbirinden farklı dört büyük yaratık çıktı.
74‹‹Birinci yaratık aslana benziyordu, kartal kanatları vardı. Ben bakarken kanatları koparıldı, yaratık yerden kaldırıldı, insan gibi ayakları üzerine durduruldu. Ona bir insan yüreği verildi.
75‹‹İkinci yaratık ayıya benziyordu. Bir yanı üzerinde doğrulmuştu. Ağzında, dişleri arasında üç kaburga kemiği vardı. Ona, ‹Haydi kalk, yiyebildiğin kadar et ye!› dediler.
76‹‹Sonra baktım, parsa benzer bir başka yaratık gördüm. Sırtında dört kuş kanadı vardı. Bu yaratığın dört başı vardı ve ona egemenlik verilmişti.
77‹‹Bundan sonraki gece görümlerimde korkunç, ürkütücü, çok güçlü dördüncü bir yaratık gördüm. Büyük demir dişleri vardı; yiyip parçalıyor, artakalanı ayakları altında çiğniyordu. Kendisinden önceki yaratıklara benzemiyordu. On boynuzu vardı.
78‹‹Ben gözümü dikmiş boynuzlara bakarken, onların arasından daha küçük başka bir boynuz çıktı. İlk boynuzlardan üçü onun önünde söküldü. Bu boynuzun insan gözü gibi gözleri, böbürlenen bir ağzı vardı.
79‹‹Ben bakarken
Tahtlar kuruldu,
Eskiden beri var Olan yerine oturdu.
Giysileri kar gibi beyaz,
Başındaki saçlar yün gibi apaktı.
Tahtı alev alev,
Tekerlekleri kızgın ateş gibiydi.
710Önünden ateşten bir ırmak çıkıp akıyordu.
Binlerce binler
Ona hizmet ediyordu;
On binlerce on binler
Önünde duruyordu.
Mahkeme kuruldu,
Kitaplar açıldı.
711‹‹Boynuzun söylediği övüngen sözleri duyunca baktım, yaratık gözümün önünde öldürüldü, bedeni kızgın ateşe atıldı, yok oldu.
712Öbür yaratıklara gelince, egemenlik onlardan alınmış, ancak belirli bir süre için yaşamalarına izin verilmişti.
713‹‹Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olanın yanına doğru ilerledi, Onun önüne getirildi.
714Ona egemenlik, yücelik ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır.››
715‹‹Ben Daniele gelince, ruhum üzüntüyle sarsıldı, gördüğüm görümler beni ürküttü.
716Orada duranlardan birine yaklaştım, bütün bunların gerçek anlamını açıklamasını istedim. ‹‹O da bana bunların ne anlama geldiğini açıkladı:
717‹Bu dört büyük yaratık yeryüzünde ortaya çıkacak dört kraldır.
718Ama Yüceler Yücesinin kutsalları krallığı alacak, sonsuza dek ellerinde tutacaklar. Evet, sonsuzlara dek.›
719‹‹Bundan sonra öbürlerinden farklı, çok korkunç, demirden dişleri, tunçtan tırnakları olan, yiyip parçalayan, artakalanı ayakları altında çiğneyen dördüncü yaratığın ne anlama geldiğini öğrenmek istedim.
720Bunun yanısıra başındaki on boynuzdan sonra çıkan öbür boynuzun ne olduğunu da öğrenmek istedim. Bu boynuzun önünden üç boynuz düşmüştü, sanki ötekilerden daha iriceydi. Gözleri ve böbürlenen bir ağzı vardı.
721Ben baktığım sırada bu boynuz kutsallarla savaşıyor ve onları yeniyordu.
722Eskiden beri var Olan -Yüceler Yücesi- gelip kutsallarının lehine yargı verene dek bu böyle sürdü. Kutsalların krallığı alma zamanı gelmişti.
723‹‹Bana şu açıklamayı yaptı: ‹Dördüncü yaratık yeryüzünde ortaya çıkacak dördüncü krallıktır. Bütün öbür krallıklardan farklı olacak, bütün dünyayı yiyip bitirecek, çiğneyip parçalayacak.
724On boynuz bu krallıktan çıkacak on kraldır. Bunlardan sonra öncekilerden farklı bir başka kral ortaya çıkıp üç kralı tahtlarından indirecek.
725Yüceler Yücesini kötüleyen sözler söyleyecek, Onun kutsallarına baskı yapacak. Belirlenen zamanları, yasaları değiştirmeyi amaçlayacak. Kutsallar üç buçuk yıl için eline teslim edilecekler. yarım vakte kadar››.
726‹‹ ‹Ama mahkeme kurulacak, onun egemenliğine son verilecek, büsbütün yok edilecek.
727Göklerin altındaki krallıklara özgü krallık, egemenlik ve büyüklük kutsallara, Yüceler Yücesinin halkına verilecek. Bu halkın krallığı sonsuza dek sürecek, bütün uluslar ona kulluk edip sözünü dinleyecek.›
728‹‹İşte olayın gelişimi burada bitiyor. Ben Daniel'e gelince, düşüncelerim beni çok ürküttü, benzim soldu. Ama bu olayı içimde sakladım.››
81Kral Belşassarın krallığının üçüncü yılında, ben Daniel daha önce gördüğüm görümden başka bir görüm gördüm.
82Görümde kendimi Elam İlindeki Sus Kalesinde, Ulay Kanalının yanında gördüm.
83Gözlerimi kaldırıp bakınca kanal kıyısında duran bir koç gördüm; iki uzun boynuzu vardı. Boynuzlardan daha geç çıkanı öbüründen daha uzundu.
84Koçun batıya, kuzeye, güneye doğru boynuz attığını gördüm. Hiçbir hayvan ona karşı koyamıyor, kimse onun elinden kurtaramıyordu. Koç dilediği gibi davrandı ve gitgide güçlendi.
85Ben bu olayı düşünürken, batıdan ansızın gözleri arasında çarpıcı bir boynuzu olan bir teke geldi. Yere basmadan bütün dünyayı aştı.
86Güç ve öfkeyle, kanalın yanında durduğunu gördüğüm iki boynuzlu koça doğru koştu.
87Öfkeyle saldırdığını, koça vurup boynuzlarını kırdığını gördüm. Koçun tekeye karşı duracak gücü yoktu; teke koçu yere vurup çiğnedi. Koçu onun elinden kurtaracak kimse yoktu.
88Teke çok güçlendi, ama en güçlü olduğu sırada büyük boynuzu kırıldı. Kırılan boynuzun yerine, göğün dört rüzgarına doğru çarpıcı dört boynuz çıktı.
89Bu boynuzların birinden başka bir küçük boynuz çıktı; güneye, doğuya ve Güzel Ülkeyefı doğru yayılarak çok güçlendi.
810Göklerin ordusuna erişinceye dek büyüdü. Gökteki ordudan ve yıldızlardan bazılarını yeryüzüne düşürdü, ayakları altına alıp çiğnedi.
811Kendisini Gök Ordusunun Önderine kadar yükseltti. Tanrıya sunulan günlük sunu kaldırıldı, tapınak terk edildi.
812Başkaldırı yüzünden günlük sunuya karşı çıkıldı. Gerçek ayak altında çiğnendi. Küçük boynuz yaptığı her şeyde başarılı oldu.
813Sonra kutsal bir varlığın konuştuğunu duydum. Başka kutsal bir varlık ona, ‹‹Bu görümde -günlük sunuyla, yıkım getiren başkaldırıyla, kutsal yerin ve ordunun ayak altında çiğnenmesiyle ilgili görümde- olanlar ne zamana dek sürecek?›› diye sordu.
814Kutsal varlık bana, ‹‹2 300 akşam, sabah olacak, sonra kutsal yer yeniden düzene konulacak›› dedi.
815Ben Daniel, gördüğüm görümün ne anlama geldiğini çözmeye çalışırken, insana benzer biri karşımda durdu.
816Bir insan sesinin Ulay Kanalından, ‹‹Ey Cebrail, görümün ne anlama geldiğini şuna açıkla›› diye seslendiğini duydum.
817Cebrail durduğum yere yaklaşınca korkudan yere yığıldım. Bana, ‹‹Ey insanoğlu!›› dedi, ‹‹Bu görümün sonla ilgili olduğunu anla.››
818O benimle konuşurken, yüzükoyun yere uzanmış, derin bir uykuya dalmışım. Dokunup beni ayağa kaldırdı.
819Bana, ‹‹Daha sonra Tanrının öfkesi sona erdiğinde neler olacağını sana söyleyeceğim›› dedi, ‹‹Çünkü görüm sonun belirlenen zamanıyla ilgilidir.
820Gördüğün iki boynuzlu koç Med ve Pers krallarını simgeler.
821Teke Grek Kralıdır; gözleri arasındaki büyük boynuz birinci kraldır.
822Kırılan boynuzun yerine çıkan dört boynuz, ulusundan çıkacak dört krallığı simgeliyor. Ama ilk kral kadar güçlü olmayacaklar.
823‹‹Bu dört krallığın sonu yaklaşıp yapılan kötülükler doruğa varınca, sert yüzlü ve aldatmada usta bir kral ortaya çıkacak.
824Kendisinden gelmeyen büyük bir güce kavuşacak. Şaşırtıcı yıkımlar yapacak, el attığı her işte başarılı olacak. Güçlüleri ve kutsal halkı yok edecek.
825Yapacağı işleri aldatarak başaracak, kendisini yükseltecek. Güvenlikte olan birçoklarını yok edecek, Önderler Önderine karşı duracak. Ama kendisi insan eli değmeden yok edilecek.
826‹‹Akşam ve sabahla ilgili sana bildirilen görüm gerçektir. Ama sen görümü gizli tut. Çünkü uzak bir gelecekle ilgilidir.››
827Ben Daniel günlerce bitkin ve hasta kaldım. Sonra kalkıp kralın işlerini yapmayı sürdürdüm. Bu anlaşılması güç görümden ötürü şaşkındım.
91Medli Ahaşveroş oğlu Darius Kildan Kralı oldu. Krallığının birinci yılında ben Daniel, RABbin Peygamber Yeremyaya bildirdiği sayının - Yeruşalimin ıssız kalacağı yılların sayısının - yetmiş olduğunu Kutsal Yazılardan anladım.
93Bunun üzerine yüzümü Rab Tanrıya çevirdim. Duayla, yakarışla, oruçla Ona yalvardım; çul kuşanıp külde oturdum.
94RAB Tanrıma dua edip günahlarımızı itiraf ettim. Şöyle dedim: ‹‹Ya Rab, kendisini sevenlerle, buyruklarına uyanlarla yaptığı antlaşmaya bağlı kalan yüce ve görkemli Tanrı!
95Buyruklarından, ilkelerinden ayrılıp günah, suç işledik, kötülük yaptık, başkaldırdık.
96Senin adına krallarımıza, önderlerimize, atalarımıza, ülkedeki bütün halka seslenen kulların peygamberleri dinlemedik.
97‹‹Sen adaletlisin, ya Rab! Sadakatsizliğimiz yüzünden bizi uzak yakın ülkelere sürdün. Oralarda yaşayan biz Yahudiler, Yeruşalim halkı, İsrailliler bugün utanç içindeyiz.
98Evet, ya RAB, bizler, krallarımız, önderlerimiz, atalarımız sana karşı işlediğimiz günah yüzünden utanç içindeyiz.
99Sana karşı geldiğimiz halde, sen acıyan, bağışlayan Tanrımız Rabsin.
910Tanrımız RABbin sözüne kulak vermedik, kulları peygamberler aracılığıyla bize verdiği yasalara uymadık.
911Bütün İsrail halkı yasanı çiğnedi, sırtını sana dönüp seni dinlemek istemedi. ‹‹Bu yüzden Tanrı kulu Musanın Yasasında yazılan lanet başımıza yağdı, içilen ant yerine geldi. Çünkü sana karşı günah işledik.
912Üzerimize büyük yıkım getirerek bizim ve bizi yöneten önderlerimiz için söylediğin sözleri yerine getirdin. Yeruşalimin başına gelen, göğün altındaki başka hiçbir kentin başına gelmemiştir.
913Musanın Yasasında yazıldığı gibi, bütün bu yıkımlar başımıza geldi. Buna karşın, ey Tanrımız RAB, suçumuzdan dönüp senin gerçeklerine yönelerek lütfunu dilemedik.
914RAB üzerimize yıkım göndermekten caymadı. Çünkü Tanrımız RAB yaptığı her şeyde adildir. Bizse Onun sözüne kulak vermedik.
915‹‹Ey Tanrımız Rab, sen halkını Mısırdan güçlü elinle çıkardın ve bugün olduğu gibi ün kazandın. Bizse günah işledik, kötülük yaptık.
916Ya Rab, doğru işlerin uyarınca kentin Yeruşalimden, kutsal dağından öfkeni, kızgınlığını kaldırmanı dilerim. Günahlarımız ve atalarımızın suçları yüzünden Yeruşalim de halkın da çevremizdekilerin tümüne alay konusu oldu.
917‹‹Şimdi, ey Tanrımız, kulunun duasını, yakarışını işit. Adın uğruna, ya Rab, yüzünü viran tapınağına çevir.
918Ey Tanrım, kulak ver ve işit! Gözlerini aç, senin olan viran kenti gör. Doğruluğumuzdan değil, senin büyük merhametinden ötürü dilekte bulunuyoruz.
919Ya Rab, dinle! Ya Rab, bağışla! İşit ve davran, ya Rab! Ey Tanrım, adının hatırı için gecikme! Çünkü kent ve halk senindir.››
920Ben daha konuşup dua ederken, günahımı ve halkım İsrailin günahını açıkça kabul edip Tanrımın kutsal dağı için Tanrım RABbe dilekte bulunurken,
921daha dua ediyorken, önceden görümde gördüğüm adam -Cebrail- akşam sunusu saatinde hızla uçarak yanıma geldi.
922‹‹Daniel, sana anlayış vermek için geldim›› diye açıkladı,
923‹‹Sen Tanrıya yalvarmaya başlar başlamaz, duan yanıtlandı; bunu bildirmeye geldim. Çünkü sen çok sevilen birisin. Bu nedenle sözün anlamını kavra ve görümü anla:
924‹‹Başkaldırıyı ortadan kaldırmak, günaha son vermek, suçu bağışlatmak, sonsuza dek kalıcı doğruluğu sağlamak, görüm ve peygamberliği mühürlemek, En Kutsalı meshetmek için senin halkına ve kutsal kentine yetmiş hafta kadar zaman saptanmıştır. geldiği sanılıyor.
925‹‹Şunu bil ve anla: Yeruşalimi yeniden kurmak için buyruğun verilmesinden, meshedilmiş olan önderin gelişine dek yedi hafta geçecek. Altmış iki hafta içinde Yeruşalim yeniden sokaklarla, hendeklerle kurulacak. Ancak bu sıkıntılı zamanlarda olacak.
926Bu altmış iki hafta sonunda meshedilmiş olan öldürülecek ve onu destekleyen olmayacak. Gelecek önderin halkı, kenti ve kutsal yeri yerle bir edecek. Sonu tufanla olacak: Savaş sona dek sürecek. Yıkımların da olacağı kararlaştırıldı.
927Gelecek önder birçoklarıyla bir haftalık sağlam bir antlaşma yapacak. Haftanın yarısı geçince, kurbanı da sunuyu da kaldıracak. Kararlaştırılan yıkım başına gelinceye dek yok edici önder tapınağın üst bölümüne yıkıcı iğrenç şeyler yerleştirecek.››
101Pers Kralı Koreşin krallığının üçüncü yılında Belteşassar diye çağrılan Daniele bir giz açıklandı. Büyük bir savaşla ilgili olan bu giz gerçekti. Daniel görümde kendisine açıklanan gizi anladı.
102O sırada ben Daniel üç haftadır yas tutuyordum.
103Üç hafta dolana dek ağzıma ne güzel bir yiyecek ya da et koydum, ne şarap içtim, ne de yağ süründüm.
104Birinci ayın yirmi dördüncü günü, Büyük Irmakın, yani Diclenin kıyısındayken,
105gözlerimi kaldırıp bakınca keten giysi giyinmiş, beline Ufaz altınından kemer kuşanmış bir adam gördüm.
106Bedeni sarı yakut gibiydi. Yüzü şimşek gibi parlıyordu. Gözleri alevli meşalelere benziyordu. Kollarıyla bacakları cilalı tunç gibi parlıyor, sesi büyük bir kalabalığın çıkardığı gürültüyü andırıyordu.
107Görümü yalnız ben Daniel gördüm. Yanımdakiler görmediler, ama dehşete düşerek gizlenmek için kaçtılar.
108Böylece ben yalnız kaldım. Bu büyük görümü seyrederken gücüm tükendi, benzim büsbütün soldu, kendimi toparlayamadım.
109Sonra adamın sesini duyunca yüzüstü yere düşüp derin bir uykuya daldım.
1010Derken bir el dokundu, titredim; beni dizlerimle ellerimin üzerine kaldırdı.
1011Bana, ‹‹Ey Daniel, sen ki çok sevilen birisin!›› dedi, ‹‹Ayağa kalk ve söyleyeceklerime iyi kulak ver. Çünkü sana gönderildim.›› O bunları söyler söylemez titreyerek ayağa kalktım.
1012‹‹Korkma, ey Daniel!›› diye devam etti, ‹‹Anlayışa erişmeye ve kendini Tanrının önünde alçaltmaya karar verdiğin gün duan işitildi. İşte bu yüzden geldim.
1013Pers krallığının önderi yirmi bir gün bana karşı durdu. Sonra baş önderlerden Mikail bana yardıma geldi, çünkü orada, Pers krallarının yanında alıkonulmuştum.
1014Son günlerde halkının başına neler geleceğini sana açıklamak için geldim şimdi, çünkü bu görüm gelecekle ilgilidir.››
1015O bunları söyleyince, suskun suskun yere baktım.
1016Derken insanoğluna benzeyen biri dudaklarıma dokundu. Ben de ağzımı açıp konuşmaya başladım. Karşımda durana, ‹‹Ey efendim, bu görüm yüzünden acı çekiyorum, kendimi toparlayamıyorum›› dedim,
1017‹‹Ben kulun nasıl seninle konuşayım? Gücüm tükendi, soluğum kesildi.››
1018İnsana benzeyen varlık yine dokunup beni güçlendirdi.
1019‹‹Ey çok sevilen adam, korkma!›› dedi, ‹‹Esenlik olsun sana! Güçlü ol! Evet, güçlü ol!›› O benimle konuşunca güçlendim. ‹‹Konuşmanı sürdür, efendim, çünkü bana güç verdin›› dedim.
1020Bunun üzerine, ‹‹Sana neden geldiğimi biliyor musun?›› dedi, ‹‹Çok yakında dönüp Pers önderiyle savaşacağım. Ben gidince Grek önderi gelecek.
1021Ama önce Gerçek Kitap'ta neler yazıldığını sana bildireceğim. Onlara karşı önderiniz Mikail dışında bana yardım eden kimse yok.
111‹‹Medli Dariusun krallığının birinci yılında Mikaili destekleyip korumak için onun yanında durdum.››
112‹‹Şimdi sana gerçeği bildireceğim: Pers krallığında üç kral daha ortaya çıkacak. Ama dördüncü kral öbür üçünden daha zengin olacak. Zenginliği sayesinde elde edeceği güçle herkesi Grek ülkesine karşı kışkırtacak.
113Sonra güçlü bir kral çıkacak. Büyük yetkiyle krallık edecek ve dilediği gibi davranacak.
114Ne var ki, o gücünün doruğundayken, krallığı darmadağın edilecek, göğün dört rüzgarı gibi dört parçaya bölünecek. Krallık onun soyundan gelenlere geçmeyecek, yerine geçenlerin hiçbiri onun gibi egemenlik sürmeyecek. Krallığı yıkılıp başkalarına verilecek.
115‹‹Güney Kralı güçlenecek. Ancak komutanlarından biri ondan daha çok güçlenecek ve krallığı büyük olacak.
116Birkaç yıl sonra bu ikisi uzlaşacak. Güney Kralı yapılan uzlaşmayı onaylamak için kızını Kuzey Kralına eş olarak verecek. Ama kız gücünü koruyamayacak. Kralın ömrü de gücü de uzun sürmeyecek. Bu arada kızla babası da, ona eşlik edenlerle onu destekleyen de ele verilecek.
117‹‹Babasının yerine kızın ailesinden biri ortaya çıkacak. Kuzey Kralının ordusuna saldırıp kalesini alacak. Onlarla savaşıp yenecek.
118Onların ilahlarını, dökme putlarını, değerli altın ve gümüş kaplarını alıp Mısıra götürecek. Kuzey Kralını birkaç yıl rahat bırakacak.
119Sonra Kuzey Kralı gidip Güney Kralının ülkesine saldıracak, ardından kendi ülkesine dönecek.
1110Kuzey Kralının oğulları savaşa hazırlanarak çok büyük bir ordu toplayacaklar. Ordu sel gibi taşacak, önüne geleni alıp götürecek, gelip Güney Kralının kalesine dayanacak.
1111‹‹Güney Kralı öfkeyle çıkıp Kuzey Kralına karşı savaşacak. Kuzey Kralı büyük bir ordu topladığı halde, bu ordu Güney Kralının eline teslim edilecek.
1112Bu büyük ordu yenilgiye uğrayınca Güney Kralı gurura kapılacak. On binlerce insanı öldürecek, ama zaferi uzun sürmeyecek.
1113Çünkü Kuzey Kralı öncekinden daha büyük bir ordu toplayacak ve birkaç yıl sonra büyük, iyi donatılmış bir orduyla ülkeye doğru ilerleyecek.
1114‹‹Bu sırada birçokları Güney Kralına karşı çıkacak. Senin halkından bazı zorbalar da, görüm yerine gelsin diye ayaklanacak, ama yenilgiye uğrayacaklar.
1115Sonra Kuzey Kralı gelip toprak yığarak tepecikler yapacak ve surlu kenti ele geçirecek. Güney Kralının güçleri buna karşı duramayacak. En seçme askerlerinin bile karşı durmaya güçleri yetmeyecek.
1116Kente saldıran Kuzey Kralı dilediği gibi davranacak, kimse ona karşı duramayacak. Güzel Ülkeyi yönetecek, yıkıp yok etme yetkisi onun elinde olacak.
1117Krallığının bütün gücünü toplayıp Güney Kralının üzerine yürümeyi amaçlayacak ve Güney Kralıyla bir antlaşma yapacak. Ülkesini yerle bir etmek için kızını eş olarak ona verecek. Ama tasarısı başarılı olmayacak, ona yarar sağlamayacak.
1118Bundan sonra deniz kıyısındaki bölgelere yönelecek, birçoklarını ele geçirecek. Ne var ki, bir komutan onun saygısızlıklarını sona erdirecek, saygısızlığının karşılığını verecek.
1119Bunun üzerine Kuzey Kralı kendi ülkesinin kalelerine yönelecek, ama tökezleyip düşecek. Bir daha da ortaya çıkmayacak.
1120‹‹Yerine geçen kral, krallığının yüceliği için zorla vergi toplayacak birini gönderecek. Ama birkaç gün içinde öfkesiz ve savaşsız yok edilecek.
1121‹‹Yerine krallıkla onurlandırılmamış değersiz biri geçecek. Halk güvenlik içindeyken, kurduğu düzenler sayesinde gelip krallığı ele geçirecek.
1122Çok güçlü orduları süpürüp yok edecek; antlaşma önderi de yok edilecek.
1123Onunla antlaşma yaptıktan sonra hileye başvuracak. Az sayıda insanla gittikçe güçlenecek.
1124Beklenmedik bir anda ilin zengin bölgelerine saldırıp babalarının, atalarının yapmadığı şeyleri yapacak. Adamlarına yağma ve çapul malı, servetler dağıtacak. Kalelere saldırmak için düzenler kuracak, ama bu uzun sürmeyecek.
1125‹‹Gücünü ve cesaretini toplayarak büyük bir orduyla Güney Kralına karşı çıkacak. Güney Kralı da büyük ve çok güçlü bir orduyla savaşacak. Ne var ki, kurulan düzenler yüzünden ona karşı duramayacak.
1126Sofrasından yiyenler Güney Kralını yıkmaya çalışacaklar; ordusu dağılacak, birçokları vurulup öldürülecek.
1127Her iki kral da kötülük tasarlayacak. Aynı masada oturup birbirlerine yalan söyleyecekler. Ancak bu bir yarar sağlamayacak. Çünkü son yine de belirlenen zamanda gelecek.
1128Kuzey Kralı büyük bir servetle ülkesine dönecek, ama amacı kutsal antlaşmaya karşı gelmek olacak. Dilediğini yaptıktan sonra ülkesine dönecek.
1129‹‹Belirlenen zamanda dönüp yine Güneye saldıracak. Ancak bu kez sonuç öncekinden farklı olacak.
1130Ona karşı koymak için Kittimden gelen gemiler cesaretini kıracak. Geri dönecek ve öfkeyle kutsal antlaşmaya karşı çıkacak, kutsal antlaşmayı bırakanları yine kayıracak.
1131‹‹Askerleri gidip tapınakla kaleyi kirletecek, günlük sunuları kaldırıp yıkıcı iğrenç şeyi koyacaklar.
1132Kuzey Kralı antlaşmayı bozanları yaltaklanarak ayartacak, ama Tanrısını tanıyan halk var gücüyle ona karşı duracak.
1133‹‹Halkın arasındaki bilge kişiler birçoklarını eğitecekler. Ama bir süre bu kişiler ya kılıçla öldürülecek, yakılacak, tutsak edilecek ya da mallarından edilecekler.
1134Yenilgiye uğrayınca biraz yardım görecekler. İçtenlikten uzak birçok kişi onlardan yana geçecek.
1135Bilgelerden kimisi tökezleyecek; öyle ki, son gelinceye dek arınıp temizlenebilsin, lekesiz duruma gelebilsinler. Çünkü son yine de belirlenen zamanda gelecek. lekesiz duruma gelebilsinler›› ya da ‹‹Öyle ki, son gelinceye dek Tanrının halkı arınıp temizlenebilsin, lekesiz duruma gelebilsin››.
1136‹‹Kral dilediği gibi davranacak. Kendini bütün tanrılardan daha büyük, daha yüce gösterecek, tanrıların Tanrısına karşı duyulmamış sözler söyleyecek. Tanrının öfkesi tamamlanıncaya dek başarılı olacak. Çünkü tasarlanan, yerine gelecektir.
1137Kral hiçbir tanrıya, atalarının ilahlarına da kadınların bağlandığına da ilgi göstermeyecek. Kendisini hepsinden üstün görecek.
1138Bu ilahların yerine, kaleler ilahını yüceltecek. Atalarının tanımadığı bu ilaha altın, gümüş, değerli taşlar, pahalı armağanlar sunup onu onurlandıracak.
1139Bu yabancı ilahın yardımıyla en güçlü kalelere saldıracak; onu kabul edenleri alabildiğine onurlandıracak, onları birçoklarının başına önder atayacak, ülkeyi ödül olarak onlar arasında bölüştürecek.
1140‹‹Son gelince, Güney Kralı Kuzey Kralıyla savaşa tutuşacak. Kuzey Kralı savaş arabalarıyla, atlılarla, birçok gemilerle saldıracak. Her şeyi süpürüp götüren sel gibi taşarak birçok ülkeden geçecek.
1141Güzel Ülkeye de girecek, birçok ülke yenilgiye uğrayacak. Ancak Edom, Moav ve Ammon önderleri onun elinden kurtulacak.
1142Öbür ülkelere de saldıracak. Mısır bile elinden kurtulmayacak.
1143Altın ve gümüş hazinelerine, Mısırın bütün değerli eşyalarına el koyacak. Luvlularla Kûşlular onun ardınca yürüyecekler.
1144Ne var ki, doğudan ve kuzeyden gelen haberler onu ürkütecek. Birçoklarını yıkıp yok etmek için büyük öfkeyle yola çıkacak.
1145Denizle güzel kutsal dağ arasında saray çadırlarını kuracak. Yine de yaşamı son bulacak ve ona yardım eden olmayacak.››
121‹‹O zaman senin halkını koruyan büyük önder Mikail görünecek. Ulusun oluşumundan beri hiç görülmemiş bir sıkıntı dönemi olacak. Bu dönemde halkın -adı kitapta yazılı olanlar- kurtulacak.
122Yeryüzü toprağında uyuyanların birçoğu uyanacak: Kimisi sonsuz yaşama, kimisi utanca ve sonsuz iğrençliğe gönderilecek.
123Bilgeler gökkubbe gibi, birçoklarını doğruluğa döndürenler yıldızlar gibi sonsuza dek parlayacaklar.
124Ama sen, ey Daniel, son gelinceye dek bu sözleri sakla, kitabı mühürle. Bilgileri artsın diye birçokları oraya buraya gidecek.››
125Ben Daniel baktım, biri ırmağın bu kıyısında, öbürü öbür kıyısında duran başka iki varlık gördüm.
126İçlerinden biri, ırmağın suları üzerinde duran keten giysili adama, ‹‹Bu şaşırtıcı olayların son bulması ne kadar zaman alacak?›› diye sordu.
127Irmağın suları üzerinde duran keten giysili adamın sağ ve sol elini göğe kaldırarak sonsuza dek Diri Olanın adıyla ant içip, ‹‹Üç buçuk yıl alacak›› dediğini duydum, ‹‹Kutsal halkın gücü tümüyle kırılınca, bütün bu olaylar son bulacak.›› vakit››.
128Adamın söylediklerini duydumsa da anlamadım. Bunun için, ‹‹Ey efendim, bunların sonu ne olacak?›› diye sordum.
129Şöyle yanıtladı: ‹‹Sen git, Daniel. Bu sözler son gelinceye dek saklanıp mühürlenecek.
1210Birçokları kendilerini arıtıp temizlenecek, lekesiz duruma gelecek, ama kötüler kötülük etmeyi sürdürecek. Kötülerin hiçbiri anlamayacak, bilgeler anlayacak.
1211‹‹Günlük sununun kaldırılıp yıkıcı iğrenç şeyin konduğu zamandan başlayarak 1 290 gün geçecek.
1212Bekleyip 1 335 güne ulaşana ne mutlu!
1213‹‹Sana gelince, ey Daniel, son gelinceye dek yoluna devam et. Rahatına kavuşacak ve günlerin sonunda ödülünü almak için uyanacaksın.››