Share this page:  
 

Multilingual Scriptures

(Compare books in 2 different language versions of your choice)

Comparison Search:

Select Language version and font:
You can only select max. of two versions.
Book:
Chapter:
Verse:
---------
From: To:

Free Search:

Select Language version and font:
Enter search text:

Multilingual Scriptures Home » Turkish Bible » Lamentations

Turkish Bible
Chapter # Verse # Verse Detail
11O kent ki, insan doluydu,
Nasıl da tek başına kaldı şimdi!
Büyüktü uluslar arasında,
Dul kadına döndü!
Soyluydu iller arasında,
Angarya altına düştü!
12Geceleyin acı acı ağlıyor,
Yanaklarında gözyaşı;
Avutan tek kişi bile yok
Bunca oynaşı arasında.
Dostları ona hainlik etti,
Düşman oldu.
13Yahuda acı çekip ağır kölelik ettikten sonra
Sürgün edildi,
Ulusların arasında oturuyor,
Ama rahat bulamıyor.
O sıkıntıdayken ardına düşenler ona yetişti.
14Siyona giden yollar yas tutuyor,
Çünkü bayramlara gelen yok.
Bütün kapıları ıssız, kâhinleri inliyor,
Erden kızları sıkıntıda, kendisi de acı çekiyor.
15Hasımları başa geçti, düşmanları rahat içinde.
Çok isyan ettiği için RAB ona acı çektiriyor,
Yavruları hasımlarının gözü önünde sürgüne gitti.
16Siyon kızının bütün güzelliği uçtu,
Önderleri otlak bulamayan geyiklere döndü,
Dermanları kesildi
Kendilerini kovalayanların önünde.
17Yeruşalim sıkıntı içinde başıboş dolaşırken
Eski günlerdeki varlığını anımsıyor.
Halkı hasmının eline düşüp de
Yardımına koşan çıkmayınca,
Hasımları haline bakıp
Yıkılışına güldüler.
18Yeruşalim büyük günah işledi,
Bu yüzden kirlendi.
Ona saygı duyanların hepsi
Şimdi onu hor görüyor,
Çünkü onu çıplak gördüler.
O da inleyip öbür yana dönüyor.
19Kirliliği eteklerindeydi,
Sonunu düşünmedi;
Bu yüzden düşüşü korkunç oldu,
Avutanı yok.
‹‹Ya RAB, düşkün halimi gör,
Çünkü düşmanım kazandı!››
110Değerli her şeyine düşman el uzattı.
Tapınağına başka ulusların girdiğini gördü,
Topluluğuna girmesini yasakladığın uluslar.
111Halkı inleyip ekmek arıyor,
Yeniden güçlerine kavuşmak için
Değerli neleri varsa ekmekle değiştiler;
‹‹Bak da gör, ya RAB, ne kadar sefil oldum.››
112‹‹Ey sizler, yoldan geçenler,
Sizin için önemi yok mu bunun?
Bakın da görün, başıma gelen dert gibisi var mı?
Öyle bir dert ki, RAB öfkesinin alevlendiği gün
Başıma yağdırdı onu. başınıza da gelmesin.››
113Ateş saldı yukarıdan,
Kemiklerimin içine işledi ateş;
Ağ serdi ayaklarıma,
Geri çevirdi beni;
Mahvetti, baygın kaldım bütün gün.
114İsyanlarım boyunduruğa döndü,
RABbin eliyle birbirine tutturulup
Boynuma geçirildi, gücüm tükendi.
Rab karşı duramadığım
İnsanların eline verdi beni.
115Hiçe saydı beni savunan yiğitleri,
Gençlerimi kırıp geçirmek için çağrı yaptı ordulara,
Rab erden Yahuda kızını
Üzüm sıkma çukurunda çiğnedi adeta.
116‹‹Ağlıyorum bunlara,
Gözlerimden yaşlar boşanıyor;
Çünkü beni avutan,
Canımı tazeleyen benden uzak.
Çocuklarım şaşkına döndü,
Çünkü düşmanım üstün çıktı.››
117Siyon ellerini açmış,
Ama onu avutan yok.
RAB Yakup soyuna karşı buyruk verdi,
Komşuları ona hasım olsun, dedi.
Yeruşalim aralarında paçavraya döndü.
118‹‹RAB haklıdır, çünkü buyruğuna karşı geldim.
Şimdi dinleyin, ey halklar, çektiğim acıyı görün;
Erden kızlarım, gençlerim sürgüne gitti.
119Oynaşlarımı çağırdım,
Ama aldattılar beni.
Yeniden güçlerine kavuşmak için yiyecek ararken
Kâhinlerimle önderlerim kentte can verdi.
120Gör, ya RAB, ne sıkıntılar çektiğimi,
İçim kanıyor, yüreğim buruk,
Çünkü çok asilik ettim;
Dışarıda kılıç beni çocuklarımdan ayırmakta,
İçerdeyse ölüm kol gezmekte.
121İnlediğimi duydular,
Beni avutan olmadı.
Bütün düşmanlarım başıma gelen felaketi duydu,
Sen yaptın diye sevinçten coştular.
İlan ettiğin günü getir,
Onlar da benim gibi olsunlar.
122Yaptıkları her kötülüğü anımsa,
İsyanlarımdan ötürü bana ne yaptınsa onlara da yap;
Çünkü sürekli inliyor, baygınlık geçiriyorum.››
21Rab öfkelenince Siyon kızını nasıl bulutla kapladı!
İsrailin görkemini gökten yere fırlattı,
Öfkelendiği gün ayağının taburesini anımsamadı.
22Yakup soyunun yaşadığı her yeri acımadan yuttu,
Yahuda kızının surlu kentlerini gazabıyla yıktı,
Yerle bir etti onları,
Krallığını ve önderlerini alçalttı.
23Kızgın öfkesiyle İsrailin gücünü kökünden kesti,
Düşmanın önünde sağ elini onların üstünden çekti,
Çevresini yiyip bitiren alevli ateş gibi Yakup soyunu yaktı.
24Düşman gibi yayını gerdi,
Hasım gibi sağ elini kaldırdı,
Göz zevkini okşayan herkesi öldürdü,
Gazabını Siyon kızının çadırı üstüne ateş gibi döktü.
25Rab adeta bir düşman olup İsraili yuttu,
Bütün saraylarını yutup surlu kentlerini yıktı,
Yahuda kızının feryadını, figanını arşa çıkardı.
26Bahçe çardağını söker gibi kendi çardağını söküp attı,
Buluşma yerini yok etti,
RAB Siyonda bayram ve Şabat günlerini unutturdu,
Şiddetli öfkesi yüzünden kralı da kâhini de reddetti.
27Rab sunağını attı,
Tapınağını terk etti;
Siyon saraylarını çeviren surları düşman eline bıraktı.
Bayram gününde olduğu gibi,
Düşman RABbin Tapınağında sevinç çığlıkları attı.
28RAB Siyon kızının surlarını yıkmaya karar verdi,
İpi gerdi ve yıkmaktan el çekmedi,
İç ve dış surlara yas tutturdu,
İkisinin de gücü tükendi.
29Siyonun kapıları yere battı,
RAB kapı sürgülerini kırıp yok etti,
Kralıyla önderleri başka ulusların arasında kaldı,
Kutsal Yasa uygulanmaz oldu,
Peygamberlerine RABden görüm gelmiyor artık.
210Siyon kızının ileri gelenleri suskun, yere oturmuş,
Başlarına toprak saçıp çul kuşanmışlar,
Yeruşalimin erden kızları yere eğmiş başlarını.
211Gözlerim tükenmekte ağlamaktan,
İçim kanıyor;
Halkımın yıkımından
Yüreğim sızlıyor,
Çünkü kent meydanlarında çocuklarla bebekler bayılmakta.
212Kent meydanlarında yaralılar gibi bayılıp
Can çekişirken annelerinin bağrında,
‹‹Ekmekle şarap nerede?›› diye soruyorlar annelerine.
213Senin için ne diyeyim?
Ey Yeruşalim kızı, seni neye benzeteyim?
Ey Siyonun erden kızı, sana neyi örnek göstereyim de
Seni avutayım?
Sendeki gedik deniz kadar büyük,
Kim sana şifa verebilir?
214Peygamberlerin senin için boş ve anlamsız görümler gördüler.
Suçunu ortaya çıkarsalardı, eski gönencine kavuşabilirdin;
Oysa seni ayartacak boş görümler gördüler.
215Yoldan geçen herkes el çırparak seninle alay ediyor,
Yeruşalim kızına baş sallayıp ıslık çalarak,
‹‹Bütün dünyanın sevinci, güzellik simgesi dedikleri kent bu mu?›› diyorlar.
216Düşmanlarının hepsi seninle alay etti,
Islık çalıp diş gıcırdatarak,
‹‹Onu yuttuk›› diyorlar,
‹‹İşte beklediğimiz gün, sonunda gördük onu.››
217RAB düşündüğünü yaptı,
Geçmişte söylediği sözü yerine getirdi,
Yıktı, acımadı,
Düşmanı senin haline sevindirdi,
Hasımlarını güçlü kıldı. boynuzunu yükseltti››.
218Halk Rabbe yürekten feryat ediyor.
Ey Siyon kızının surları,
Gece gündüz gözyaşın sel gibi aksın!
Dinlenme, gözüne uyku girmesin!
219Kalk, gece her nöbet başında haykır,
Rabbin huzurunda yüreğini su gibi dök!
Her sokak başında açlıktan bayılan çocuklarının başı için Ona ellerini aç.
220‹‹Bak, ya RAB, gör! Kime böyle yaptın?
Kadınlar çocuklarını, sevgili yavrularını mı yesin?
Kâhinle peygamber Rabbin Tapınağında mı öldürülsün?
221Gençler, yaşlılar sokaklarda, yerlerde yatıyor,
Kılıçtan geçirildi erden kızlarımla gençlerim,
Öfkelendiğin gün öldürdün onları, acımadan boğazladın.
222Bir bayram günü davet eder gibi
Beni dehşete düşürenleri davet ettin her yandan.
RAB'bin öfkelendiği gün kaçıp kurtulan,
Sağ kalan olmadı.
Sevgiyle büyüttüğüm çocuklarımı
Düşmanım yok etti.››
31RABbin gazap değneği altında acı çeken adam benim.
32Beni güttü,
Işıkta değil karanlıkta yürüttü.
33Evet, dönüp dönüp bütün gün bana elini kaldırıyor.
34Etimi, derimi yıprattı, kemiklerimi kırdı.
35Beni kuşattı,
Acı ve zahmetle sardı çevremi.
36Çoktan ölmüş ölüler gibi
Beni karanlıkta yaşattı.
37Çevreme duvar çekti, dışarı çıkamıyorum,
Zincirimi ağırlaştırdı.
38Feryat edip yardım isteyince de
Duama set çekiyor.
39Yontma taşlarla yollarımı kesti,
Dolaştırdı yollarımı.
310Benim için O pusuya yatmış bir ayı,
Gizlenmiş bir aslandır.
311Yollarımı saptırdı, paraladı,
Mahvetti beni.
312Yayını gerdi, okunu savurmak için
Beni nişangah olarak dikti.
313Oklarını böbreklerime sapladı.
314Halkımın önünde gülünç düştüm,
Gün boyu alay konusu oldum türkülerine.
315Beni acıya doyurdu,
Bana doyasıya pelinsuyu içirdi.
316Dişlerimi çakıl taşlarıyla kırdı,
Kül içinde diz çöktürdü bana.
317Esenlik yüzü görmedi canım,
Mutluluğu unuttum.
318Bu yüzden diyorum ki,
‹‹Dermanım tükendi,
RABden umudum kesildi.››
319Acımı, başıboşluğumu,
Pelinotuyla ödü anımsa!
320Hâlâ onları düşünmekte
Ve sıkılmaktayım.
321Ama şunu anımsadıkça umutlanıyorum:
322RABbin sevgisi hiç tükenmez,
Merhameti asla son bulmaz; sayesinde yok olmadık.››
323Her sabah tazelenir onlar,
Sadakatin büyüktür.
324‹‹Benim payıma düşen RABdir›› diyor canım,
‹‹Bu yüzden Ona umut bağlıyorum.››
325RAB kendisini bekleyenler,
Onu arayan canlar için iyidir.
326RABbin kurtarışını sessizce beklemek iyidir.
327İnsan için boyunduruğu gençken taşımak iyidir.
328RAB insana boyunduruk takınca,
İnsan tek başına oturup susmalı;
329Umudunu kesmeden yere kapanmalı,
330Kendisine vurana yanağını dönüp
Utanca doymalı;
331Çünkü Rab kimseyi sonsuza dek geri çevirmez.
332Dert verse de,
Büyük sevgisinden ötürü yine merhamet eder;
333Çünkü isteyerek acı çektirmez,
İnsanları üzmez.
334Ülkedeki bütün tutsakları ayak altında ezmeyi,
335Yüceler Yücesinin huzurunda insan hakkını saptırmayı,
336Davasında insana haksızlık etmeyi
Rab doğru görmez.
337Rab buyurmadıkça kim bir şey söyler de yerine gelir?
338İyilikler gibi felaketler de Yüceler Yücesinin ağzından çıkmıyor mu?
339İnsan, yaşayan insan
Niçin günahlarının cezasından yakınır?
340Davranışlarımızı sınayıp gözden geçirelim,
Yine RABbe dönelim.
341Ellerimizin yanısıra yüreklerimizi de göklerdeki Tanrıya açalım:
342‹‹Biz karşı çıkıp başkaldırdık,
Sen bağışlamadın.
343Öfkeyle örtünüp bizi kovaladın,
Acımadan öldürdün.
344Dualar sana erişmesin diye
Bulutları örtündün.
345Uluslar arasında bizi pisliğe, süprüntüye çevirdin.
346Düşmanlarımızın hepsi bizimle alay etti.
347Dehşet ve çukur, kırgın ve yıkım çıktı önümüze.››
348Kırılan halkım yüzünden
Gözlerimden sel gibi yaşlar akıyor.
349Durup dinmeden yaş boşanıyor gözümden,
350RAB göklerden bakıp görünceye dek.
351Kentimdeki kızların halini gördükçe
Yüreğim sızlıyor.
352Boş yere bana düşman olanlar bir kuş gibi avladılar beni.
353Beni sarnıca atıp öldürmek istediler,
Üzerime taş attılar.
354Sular başımdan aştı, ‹‹Tükendim›› dedim.
355Sarnıcın dibinden seni adınla çağırdım, ya RAB;
356Sesimi, ‹‹Ahıma, çağrıma kulağını kapama!›› dediğimi duydun.
357Seni çağırınca yaklaşıp, ‹‹Korkma!›› dedin.
358Davamı sen savundun, ya Rab,
Canımı kurtardın.
359Bana yapılan haksızlığı gördün, ya RAB,
Davamı sen gör.
360Benden nasıl öç aldıklarını,
Bana nasıl dolap çevirdiklerini gördün.
361Aşağılamalarını, ya RAB,
Çevirdikleri bütün dolapları,
Bana saldıranların dediklerini,
Gün boyu söylendiklerini duydun.
363Oturup kalkışlarına bak,
Alay konusu oldum türkülerine.
364Yaptıklarının karşılığını ver, ya RAB.
365İnat etmelerini sağla,
Lanetin üzerlerinden eksilmesin.
366Göklerinin altından öfkeyle kovala, yok et onları, ya RAB.
41Altın nasıl donuklaştı,
Saf altın nasıl değişti!
Kutsal taşlar sokak başlarına dağılmış.
42Değerleri saf altınla ölçülen Siyon çocukları
Nasıl çömlekçi işi, toprak testi yerine sayılır oldu!
43Çakallar bile meme verip yavrularını emzirir,
Ama halkım çöldeki devekuşları kadar acımasız oldu.
44Susuzluktan emzikteki bebeklerin dili damağına yapışıyor,
Çocuklar ekmek istiyor, veren yok.
45Onlar ki, yemeğin en iyisini yerlerdi,
Sokaklarda perişan oldular;
Onlar ki, al giysiler içinde büyüdüler,
Çöp yığınlarını kapışır oldular.
46Halkımın suçu el değmeden, bir anda yıkılan
Sodomun günahından daha büyüktür.
47Beyleri kardan temiz, sütten aktılar,
Bedence mercandan kızıl, laciverttaşı kadar biçimliydiler.
48Şimdiyse görünüşleri kömürden kara,
Sokaklarda tanınmaz oldular.
Bir deri bir kemiğe döndüler, odun gibi kurudular.
49Kılıçla öldürülenler kıtlıktan ölenlerden mutludur,
Çünkü kıtlıktan ölenler tarla ürününün yokluğundan yıpranarak erimekteler.
410Merhametli kadınlar çocuklarını elleriyle pişirdiler,
Halkım kırılırken yiyecek oldu bu kendilerine.
411RAB öfkesini boşalttı, kızgın öfkesini döktü,
Temellerini yiyip bitiren ateşi Siyonun içinde tutuşturdu.
412Dünyadaki kralların ve insanların hiçbiri
Yeruşalim kapılarından hasımların, düşmanların gireceğine inanmazdı.
413Peygamberlerinin günahı, kâhinlerinin suçu yüzündendi bu,
Çünkü onlar kentin ortasında doğruların kanını döktüler.
414Sokaklarda körler gibi dolaşıyorlar,
Kanla kirlendikleri için kimse giysilerine dokunamıyor.
415‹‹Çekilin! Kirliler!›› diye bağırdılar onlara,
‹‹Çekilin! Çekilin! Dokunmayın!››
Kaçıp başıboş dolaştıklarında,
Öteki uluslar, ‹‹Artık burada kalmasınlar›› dediler.
416RAB kendisi dağıttı onları,
Artık yüzlerine bakmayacak.
Kâhinleri saymadılar, yaşlılara acımadılar.
417Boş yere yardım beklemekten gözlerimizin feri sönüyor,
Gözetleme kulesinde bizi kurtaramayacak bir ulusu bekledikçe bekledik.
418İzlerimizi sürüyorlar,
Sokaklarımızda gezemez olduk.
Sonumuz yaklaştı, günlerimiz tükendi,
Çünkü sonumuz geldi.
419Bizi kovalayanlar gökteki kartallardan çevikti,
Dağların üstünde kovaladılar bizi,
Çölde bize pusu kurdular.
420Yaşam soluğumuz,
RABbin meshettiği kral onların çukurunda yakalandı;
Hani onun için, ‹‹Ulusların arasında onun gölgesinde yaşayacağız›› dediğimiz.
421Ûs ülkesinde yaşayan Edom kızı, sevin, coş,
Ancak kâse sana da gelecek, sarhoş olup soyunacaksın.
422Ey Siyon kızı, suçunun cezası sona erdi,
RAB bir daha seni sürgüne göndermeyecek.
Ama, ey Edom kızı, suçun yüzünden seni cezalandırıp günahlarını ortaya çıkaracak.
51Anımsa, ya RAB, başımıza geleni,
Bak da utancımızı gör.
52Mülkümüz yabancılara geçti,
Evlerimiz ellere.
53Öksüz kaldık, babasız,
Annelerimiz dul kadınlara döndü.
54Suyumuzu parayla içtik,
Odunumuzu parayla almak zorunda kaldık.
55Bizi kovalayanlar ensemizde,
Yorgun düştük, rahatımız yok.
56Ekmek için
Mısıra, Asura el açtık.
57Atalarımız günah işledi,
Ama artık onlar yok;
Suçlarının cezasını biz yüklendik.
58Köleler üstümüzde saltanat sürüyor,
Bizi ellerinden kurtaracak kimse yok.
59Çöldeki kılıçlı haydutlar yüzünden
Ekmeğimizi canımız pahasına kazanıyoruz.
510Kıtlığın yakıcı sıcağından
Derimiz fırın gibi kızardı.
511Siyonda kadınların,
Yahuda kentlerinde erden kızların ırzına geçtiler.
512Önderler ellerinden asıldı,
Yaşlılar saygı görmedi.
513Değirmen taşını gençler çevirdi,
Çocuklar odun yükü altında tökezledi.
514Yaşlılar kent kapısında oturmaz oldu,
Gençler saz çalmaz oldu.
515Yüreğimizin sevinci durdu,
Oyunumuz yasa döndü.
516Taç düştü başımızdan,
Vay başımıza!
Çünkü günah işledik.
517Bu yüzden yüreğimiz baygın,
Bunlardan ötürü gözlerimiz karardı.
518Viran olan Siyon Dağının üstünde
Çakallar geziyor!
519Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB,
Egemenliğin kuşaklar boyu sürer.
520Niçin bizi hep unutuyorsun,
Neden bizi uzun süre terk ediyorsun?
521Bizi kendine döndür, ya RAB, döneriz,
Eski günlerimizi geri ver.
522Bizi büsbütün attıysan,
Bize çok öfkelenmiş olmalısın.